Konya
29 Mart, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.37
  • EURO
    34.98
  • ALTIN
    2325.9
  • BIST
    9072.35
  • BTC
    69952.79$

ORTA DOĞU?YA BARIŞ GELİRMİ?

09 Aralık 2015, Çarşamba 08:38

Batılıların the middle East dedikleri coğrafya. İklim yönüyle de dünyanın en sıcak coğrafyalarından.

Ülkeler coğrafyası dersinde Küçük Asya/Ön Asya diye hatırlıyorum. Tarihîde insanlık tarihi olan bu coğrafya bugünlerde en hareketli günlerini yaşıyor. Bu coğrafyada Mezopotamya medeniyeti meydana gelmiş, insanlık sonradan İslam medeniyeti ile şereflenmiştir.

İslam medeniyeti Talas Savaşından sonra Orta Asya’da maveraünnehirde bir şubesini oluşturmuş ve buralarda ilk Müslüman Türk Devleti Kara hanlılarkurulmuştur. Orta Doğu ve Orta Asya’daki karışım birlikte harmanlanarak Anadolu medeniyeti en güçlü şekilde tarih sahnesinde yer almış ve asırlarca İslam’ın bekçiliğini muhafaza ederek, Nizamı Âlem ülküsü etrafında kenetlenmiştir.

İslam’ın kılıcı olan bizler Anadolu’dan sonra Avrupa içlerine kadar sesimiz soluğumuz olan inancımızı emri bil maruf nehyi anil münker çerçevesinde adaleti hakkı ve hukuku esaslı tesis etmek için kanımız canımız pahasına gözümüzü kırpmadan bu ilahi emre uyarak insanlığa barış ve huzuru getirmeye çalıştık.

Biz sadece kendimiz için değil etrafımızda bulunan diğer halklar/toplumlar için bile mücadele vermişizdir. Kim mazlum durumdaysa biz mazlumun yanında yer almışız. Daha dün basında yer alan bir haberde İsveçli eski bir dışişleri bakanı olan Carl Bildt, ”Osmanlı gitti, Barış bitti” diyerek, Bir hakkın teslimini yapmıştır.

Osmanlı ile beraber bu coğrafya ’da barışın bittiğini sadece bizler değil şu anda o coğrafya ‘da bir zamanlar bizim sınırlarımıza dâhil olan bütün toplumların halkları da söylemektedir. Sınırları batılılar tarafından cetvelle ölçülerek çizilen bu yerlerde bugün başta İsrail terörü olmak üzere, tüm Arap toplumları, batılıların getirdiği, kendilerine yakın yöneticilerle buranın halkını baskı altında tutarak sömürgelerini bu yolla sürdürmeye devam ediyorlar.

Tabi bu coğrafyanın dikkat çekmesinin en önemli özelliği sahip olduğu petrol yataklarıdır. Petrolün büyük bir nimet olarak bu sahada yer alması buranın kaderini değiştirdiği gibi tüm dikkatlerinde üzerinde toplanmasına yol açmış kokuyu çabuk alan İngilizler başta olmak üzere buralarda tüm batılı sömürgeci devletler kendilerince sömürge alanları oluşturmuşlardır. İngilizlerinHindistan’a giden sömürge yolları üzerindeki bu coğrafyayı koruma adına oluşturduğu çizim coğrafyası devletler ne kendi aralarında bir birlik kurabilmişler ne de kendilerine rahat verilmiştir. Acı zulüm gözyaşı ve isyan adeta bu bölgenin değişmez kaderidir.

Bu coğrafya ‘da tarihin her döneminde Bizimle kavgalı olan devlet İran’dır. Bin yıldır Anadolu’da barış ve huzurun teminatı olan bizler kardeşliğimizin bozulmaması için birlikteliğin en içtenlikle devamı için ne kadar Anadolu’muzda birliğimizi güçlendirmeye gayret edersek edelim, sözde halkı İslam olmasına rağmen bir batılı gayri Müslim’den farksız din bağını görmeyerek sadece kendi konumunu koruyabilmek için şu anda yaptıkları gibi kendi rejimlerine inanç şekillerine muhalif her batılı ülke ile Türkiye’ye karşı/Anadolu’ya, Osmanlı’ya karşı cephe almışlar ve bize düşmanlıklarını gizlememişlerdir.   İran her zaman bizim karşımızdadır. Bucoğrafya ‘da kıskançlık krizi içerisinde Ülkemizin yükselmesini engellemek adına en başta anarşi ve terör belasını üzerimize gönderenlere arka çıkmış onlara lojistik destek vermiştir. Yavuz zamanında Şah İsmail’in tacı ve tahtıyla birlikte Osmanlının elin e geçmesi halen onların unutamadığı en büyük ders olmalı. Her ne kadar Kasrı Şirin antlaşması ile 1639’da doğal sınırlar ortaya çıksada, devlet kültürü ve geleneği olarak bu düşmanca tutumlarından vazgeçmemişler ve kim bize düşmansa onunla dost olmuşlardır. Bugün adı sözde İslam Cumhuriyeti ama Türkiye yerine Rus ayılarına el uzatan, Bayır bucak Türkmenlerini yok etmek için savaşan Eset yanlısı güçlerle beraber Rusların yanında yer alan ve fiilen savaşın içerisindeki bu ülke yeri gelince kendi ülkesinde de büyük tehlike teşkil etmesine rağmen Türkiye’ye karşı PKK’yı destekleyen bu ülkedir.

İran coğrafi konumu gereği Osmanlının külleri üzerinde doğan ve bugün Anadolu ve Trakya toprakları ile dünyanın en önemli jeopolitik konumuna sahip olan Ülkemizin İslam dünyası üzerindeki liderlik özelliğini hazmedememekte ve kendi yerine Türkiye’nin böyle bir dini misyona sahip olmasını istememektedir. ZamanındaOsmanlı ’ya da aynı amaçlarla karşı çıkmış sinsi faaliyetlerini mezhep isyanları ve iç çalkantılara yardım etmek suretiyle karışıklığın anarşi hareketlerin isyanların doğal destekçisi olmuştur.

Bizim Orta Doğu’nun tüm toplumları ile akrabalığımız vardır. Mesela bir mısırlı derki; ”Her Mısırlının damarında Türk kanı bulunur”…Doğrudur. Akrabalıklarımız kan ve kültür inanç birliğimiz sadece mısırlılardan ibaret değil, Orta Doğu coğrafyasında yaşayan Iraklı’ dada var, Suriyeli ’dedevar, Yemenli ’dedevar, hatta Fas, Tunus, Libya ve Cezayirli dede var. Büyük bir coğrafyanın mirası üzerinde aramızı kendi çizdikleri sınırlarla ayırmaya kalkanlar bugün yine aynı oyunun daha büyüğünü oynamak için hiç ayrılmadıkları bu bölgede şu anda birbirlerinin hareketlerini kollayarak ilk hareketin kimden geleceği ve bunun savaş sebebi sayılacağı günleri bekliyorken, Suriye toprağı üzerinde özellikle Türkiye doğrultulu ve namlunun ucunda bizler olan bir satranç savaşı oynanmaktadır. Daişadındaki İslam yaftalı ama batılı bir yapım olan filmin sahnesinin senaristliğini yapan batı; tespit ettiği figüranları sahneye sürerek yeniden bize Lozan’ı kabul ettirmenin telaş ve kaygısı içerisindedir.Keza Medya aracılığı ile hem İslam’a fobi oluşturarak hem Müslümanı terörist ilan ederek, hemde bizden için onlar insan bile sayılmazlar diyerek açıktan gizliye dönen hareketleri karşısında, bizim evvela kendi içimizde; bu büyük yükü ve tarihin bize yüklediği bu kutlu vazifeyi omuzlayacak nefesleyecek/icra edecek basiretli ve ileri görüşlü tarih ve kültürel mirasına sahip; yönetici ve aydını ile halkının tamamını kuşatan bir sorumluluk kitlesini ilgilendirdiğini bilerek hareketle;İslam’ın bizden bu coğrafyanın kurtuluşunu adeta beklediğine inanıp içimize bunu sindirmeliyiz. Artık bana ne demenin mantığı yok. İstesende istemesende olaylar seni bu girdabın içerine çekmektedir. Orta Doğunun barışını taçlandırmak İslam’ın yeniden bayraktarlığını yapmak, artık Türklere verilmiş bir vazifedir. Allah kimin yanındaysa o kazanır. Sefer bizden zafer Allah’tandır. Zira herkesin bir hesabı varsa göklerden gelen bir karar vardır.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.