Konya
20 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.50
  • EURO
    34.78
  • ALTIN
    2499.5
  • BIST
    9693.46
  • BTC
    64066.537$

Önce Niyet

14 Eylül 2020, Pazartesi 09:25

En son ve en kâmil olan Yüce dinimiz İslâm, iman, ibadet ve ahlâk kurallarıyla bir bütün halinde riayet edildiği zaman kişiyi dünyada ve ahrette istenilen sonucundan mutlu olunacağı bir hayata kavuşturacaktır. Tüm ilkelerin yerine getirilmesinde ki en önemli kıstas, elbette ki niyettir.

Yüce dinimiz İslâm, dünya ile ahiret, ruh ile beden ve madde ile mânâ arasında hassas dengeler ve kurallar koymuş olup, bu kurallara uyarak çalışıp gayret edenler hem bu dünyada ve ahiret hayatında sonsuz saadete nail olacaklardır. Binaenaleyh, dünya ve ahiret hayatındaki güzelliklerin ortaya çıkması insanoğlunun inancı ve inancının gerektirdiği doğru şeyleri yapmakla sağlanacaktır.

Bir ameli salih kılan şey, yalnızca onun sonucu değildir, onun arkasındaki "niyet"tir. Bu nedenle, bir amelin salih olması, imana bitişik olup şirk ve riyadan uzak, iyi bir niyet ve ihlâsla yapılması, amelin İslâm’a uygun olması, sırf Allah rızası gözetilerek yapılmış olması gerekir.(bk. İsmail Karagöz, agm., s. 64-65.)

Karşılaştığımız herhangi bir olayda ihlâs ve niyetimize göre sonuç elde edeceğiz. Çünkü yapılan herhangi bir işte sonuç ihlâs ve niyete göre verilmektedir. Kişinin niyeti iyi olduğu müddetçe yapmış olduğu işlerin neticesi iyi, kötü niyetin getirisi de kötü olacaktır. İhlâsın meyvesi ise, ihsândır. Bu da, kulun, sanki Allâh'ı görüyormuş gibi ibâdet ve davranışlarda bulunması ve kendisini her ân ilâhî müşâhede altında hissedebilmesidir.

Niyet, kastetmek, karar vermek, kalbin bir şeye yönelmesi, ne yaptığını bilerek yapmak anlamına gelir. Niyette kişinin kalpteki bir tercihi söz konusudur. Bu nedenle niyet, ancak sahibinin açıklaması veya davranış haline dönüştürülmesiyle belli olur. Niyet her şeyin özü ve başıdır; adeta amellerin ruhu gibidir.(Dini Kavramlar Sözlüğü, DİB. Yayınları, “Niyet” md.) 

Niyetin önemini, Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde bizlere şöyle bildirmektedir.

 “Yapılan işler niyetlere göre değerlenir. Herkes yaptığı işin karşılığını niyetine göre alır. Kimin niyeti Allah’a ve Resûlü’ne varmak, onlara hicret etmekse, eline geçecek sevap da Allah’a ve Resûlü’ne hicret sevabıdır. Kim de elde edeceği bir dünyalığa veya evleneceği bir kadına kavuşmak için yola çıkmışsa, onun hicreti de hicret ettiği şeye göre değerlenir.”           (Riyazü’s-Salihin, Hadis No:1.) 

Nitekim yürüdüğümüz yolda bulunan taşı “Allah rızasını kazanmak niyetiyle” kaldırmak, yine O’nun rızası doğrultusunda helâl lokma kazanmak için çalışmak, kişiyi ibadet sevabına kavuşturacaktır. Asıl itibariyle ibadet olmayan hususlara samimi niyet ve ihlâslı davranmak kişiye ibadet değeri kazandıracaktır. Çünkü bunlar, kalbin ameli olup, İslâm nazarında da amellerin değeri, onların ortaya çıkmasına sebep olan niyet ve ihlâs ile ölçülür. Buna güzel bir örnek için, Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

 “Kıyamet günü Allah’ın huzuruna öyle bir kul getirilir ki, adamın sıradağlar gibi iyi amelleri vardır. Fakat bu arada: “Falancada hakkı olan gelip alsın.” diye bir ses duyulur. Bu ses üzerine birçokları gelip adamın iyi amellerinden hakları kadarını alıp götürürler. Sonunda iyi amelleri tükenip te adam şaşkın gibi ortada kalınca, Allah kendisine şöyle buyurur: “Benim katımda sana ait öyle bir hazine var ki, ondan ne senin ne meleklerin ne de kullarımın haberi yoktur.” buyurur. Adam: “Ya Rabbi, nedir o hazine?” diye sorunca, Allah ona şöyle buyurur: “Bu hazine, senin niyet edip te yapamadığın iyiliklerdir. Onların her birisi için defterine yetmiş kat sevap yazdım.”

Demek oluyor ki, kişinin niyeti ve olaya bakışı o kadar mühimdir ki, bu sayede en dünyevî bir iş bile ibadet sayılmaktadır. Ömür sermayesinin kıymetini bilelim. Cennet, emel ile değil, amel ile kazanılacaktır. Yeter ki niyetlerimiz halis olsun.

Yazımı Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’in bir hadisi ile bitirelim. “Ameller niyetlere göre değer kazanır. Kişi neye niyet ettiyse onun karşılığını alır…” (Müslim, İmâret, 155; Buhârî, Bed’ü’l-Vahy, 1; Îmân, 41) Gönülden Muhabbetlerimle…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.