Konya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.50
  • EURO
    34.97
  • ALTIN
    2429.8
  • BIST
    9801.7
  • BTC
    63837.42$

OKULLAR AÇILIRKEN AKLA GELENLER

11 Eylül 2021, Cumartesi 08:12

Bu sefer bir şiirimle başlamak istiyorum.Hepinize hepimize yeni eğitim öğretim yılının hayırlı olması dilek ve temennilerimle bir dörtlüğümü paylaşayım dedim.Malumunuz 6 Eylül okullara merhaba dediğimiz gündür.Her yeni gün bir sancı ile başlasa da umarım inşallah sonu hayra vesile olur.İnşallah   kesintisiz bir eğitim öğretim süreci devam eder.

gözlerimden bir çift yaş damladı kalbime,

yine tuhaflık bende, anlatamadım yine.

kendimi tutmak istesem de içimde gökyüzü yanar

benim bahçem rengarenk tüm nebatat nevbahar.

#yusuf

Bir öğretmen olarak her zaman bahçemizin rengarenk güzelliklerle dolu olduğunu hatırlatır okulu özleyen tüm veli ve öğrencilerimize de hayırlara vesile olacak bir eğitim öğretim dilerim.Efendim     öğretmenlik zor zenaat anlayacağınız.Kolay değil,her eve misafir olabilmek,bir duruş sahibi olabilmek,öğrencilerin ufkunu açmak,yönlendirmek ve bir bahçenin içi gibi rengarenk çiçekleri bir ideal sahibi yapabilmek,kısacası geleceğin Türkiye’sini inşa edecek gönüller yapmak.Her zaman söylediğim gibi öğretmenlik gerçekten gönül işidir.Özverili çalışmadır.Karşında duran çocuk ve gençleri anlayabilmek ve onların anlaşılabilmesi için gereken kontakt ve irtibatı kurup  geleceğin yükünü omuzlayacak imanlı yürekleri başarı öyküleri ile dolu bir kimlik kazandırabilmektir.Vatanını en çok seven ona en iyi hizmet edendir.Bu zor dönemde gerek veliler   gerek öğrenciler gerekse kurum temsilcileri olarak bizler en özverili bir şekilde çalışma üçgeni  oluşturabilmeliyiz.El ele,gönül gönüle vermek ve geleceği inşa etmek hayırlara vesile olmak anca   böyle kurulur.Bu nedenle yukarıda değindiğim gibi yükü omuzlayanların içerisinde en çok çile çeken öğretmenin gözü madde hırsı ile yoğrulmamalı,o sadece Türkiye ideali için nasıl bir yol yöntem takip etmesi gerektiğini iyi anlamalıdır.Burada açıklık kazanması için bir şiir daha sunmak istiyorum.Belki ne demek istediğim daha iyi anlaşılır.

 

Değer ölçüsü para olan,

öğrenciyi bu noktada hedef kitle belleyen,

bir ideale talip olmayan,

kendini geliştirmek için çabalamayan,

kuruşunu duruşundan önde tutan,

yivi silik vida gibi her deliğe uyan birisine

10.000 tl maaşta versen,

böylelerinin milli eğitime

bir nokta dahi katkıları olmaz.

Yüzde ne verdi yerine,

ben kendimi yüzde ne kadar aşıp,

daha iyi olgunlaştırdım diyebilseydik keşke.

Eğer eğitim yaralıysa

idealsiz ve duruşu olmayan,

değer kaygısı bulunmayan,

öz eleştiri yapamayan

kimlik kargaşasına düşüp

kendine gelememiş

Ülkenin misyonundan uzak

öğrenci yetiştirme yerine

bana ne dersime girer çıkarım

diye övünen ,

bir zihniyete sahip olmaklığımızdandır…

Eğitim gönül işidir

ve..... bir ömür fidesının meyvesidir…

Eğitim bedir ve uhuda katılıpta

fitneye mahal hazırlayanların işi hiç değildir.

Zafer Allah'ın,

sefer imanlı gönüllerindir.

#yusuf

…………………….Dedikten sonra bir eğitim örneği daha sunup yazımı sonlandırmak istiyorum.

SIFIR ALMAK...

Rusya’da en yüksek not 5 iken, bir çocuğun boş kağıt verse bile alabileceği en düşük not 2 imiş. Bu uygulamadan yeni haberdar olan birisi şaşkınlıkla Moskova Üniversitesi’nden Dr. Theoder Medraev’e sormuş;

''Boş kağıt veren bir öğrenciye neden 0 yerine 2 veriyoruz, niye öğrencilere adil davranmıyoruz” diye.

Medraev bu soruyu,

“Her sabah 7' de, soğuk havalarda bile kalkıp okula gelen, tüm dersleri takip eden, toplu taşıma ile sınava saatinde yetişen ve soruları cevaplayamasa bile en azından sınava giren ve başka bir hayat yaşayabilecekken okumayı seçen birine nasıl 0 verebiliriz. Biz, sadece sınavdaki sorunun cevabını bilmiyor diye hiçbir öğrenciye 0 veremeyiz. En azından insan olduğu ve denediği için o öğrencilere de saygı göstermeliyiz.'' diyerek cevaplamış.

Düşündüm de; doğduğumuz andan beri küçüklü, büyüklü ne kadar çok farklı farklı sınavlarla karşı karşıya kaldığımızı, zaman zaman aldığımız 0 lar nedeniyle nelerden vazgeçtiğimizi ve bu vazgeçişler nedeniyle asla keşfedilmeyen potansiyelleri...!!!

Düşününce paylaşmak istedim, yıkmanın en kolay iş olduğunu, asıl zor olanın yapıcı yaklaşarak, ilmek ilmek yol almak olduğunu. Hakkınız yense de, 0 alsanız da hayatın önünüze getirdiği sınavlarınızda bilin ki asıl hakettiğiniz notunuzun en az 2 olduğunu.

Bir sınavda başarısız da olsanız, deniyor olmak bile bir başarı değilmidir.? (Ahmet Üstündağ)

….Bugün farklı farklı girişlerle eğitimden bahsetmeye çalıştım.Umarım bir nebze katkım olmuştur.Hayatımız sınavdır,lakin yüz akı ile çıkmak en büyük sınavdır.Kalın sağlıcakla.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.