MENU
  • Dünya
  • Kültür - Sanat
  • Yaşam
  • Medya
  • Bilim
  • Tanıtım
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • YEREL HABERLER
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • ETKİNLİK TAKVİMİ
  • BİYOGRAFİLER
  • E-GAZETE
  • RÖPORTAJLAR
  • TAZİYELER
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • İLETİŞİM
  • Foto Galeri
  • Web TV
  • Yazarlar
  • E-Gazete
  • Anketler
  • Nöbetçi Eczaneler
  • Firma Rehberi
  • Seri İlanlar
Konya Postası Gazetesi
DOLAR8.3279
EURO10.0076
GR ALTIN476.62
ÇEYREK782.03
Konya
Konya Postası Gazetesi
Konya Postası Gazetesi
  • Güncel
  • Türkiye
  • Konya
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Teknoloji
  • Sağlık
  • Spor
  • Magazin
  • Asayiş
Kapat

NEDEN KENDİMİZ DEĞİLİZ (1)

Ana SayfaYazarlarYUSUF ERDOĞAN
03 Şubat, 2021, Çarşamba 08:42 517
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt

Hep sözümüzün içerisinde yer alır.1400 yıl önce doğan İslam güneşi, deriz. İslam’ın evrensel gerçeklerinden bahsederiz. Asrısaadet deriz. Diriliş ve yeni bir kimlik, gönül yolunun açılması ve Allah’a derinden teslimiyet deriz. Bugün geldiğimiz noktaya baktığımızda biz içimizi özümüzü kültürümüzü ve değerlerimizi ve tarihimizi kaybettiğimizi söylemeye çekiniriz. Hâlbuki kaybettiğimizi yine kaybedilen yerde bulmak gerekirdi. Oradan yeniden bismillah diyerek yeni bir basiret ufku anlayış ve direnciyle kendimize gelmemizi sağlamamız gerekirdi. Olmadı, hep bir şeyler ters gitti. Olması gerekenler zamanında yapılamadı, yapılmayı arzu ettiklerimizi biz elimizin tersiyle ittik ve batının göz kamaştırıcı neon ışıklarına teslim olduğumuzu aldığımız sistemleriyle teyit ettik.

Tarihini ve özünü kaybeden mutlak surette başkalarına kapı aralar. Bizde de öyle oldu nitekim. Kendimize olan düşmanlığımızı korkusuzca ilan ederken terk ettiğimiz alanımıza yabancıların kültürel okyanuslarına yer açtık. Onların üzerimizdeki emellerini görmezden geldik. Daha düne kadar cephede verdiğimiz amansız varoluş yok oluş mücadelesini bir kenara iterek kurtuluşun ve reçetenin onların ipine sarılmakta olduğuna kani olduk. Hâlbuki kurtuluş Allah’ın ipine sarılmaktı.

İnsanları yönlendirecek derinlikli kılavuzlar olmayınca” izm ve sloganlar” toplumların yoldaşı olurmuş.   En zor şartlarda en olmazları yaşayarak Allah’ın yardım ve inayetiyle tüm imkansızlıklara karşı açtığımız savaş ve verdiğimiz düşmana karşı mücadelede günümüzde hala şunu şöyle kazandık böyle savunduk gibi kendimizi onore eden sözler sarf ederken asıl kaldığımız yerden kaybettiğimiz asliyyetin farkındasızlığı içerisinde kazandık dediklerimizin külüne muhtaç hale getirildik.Hani bizim kendimize özgü bir özelliğimiz vardı.?Niye biz kendimiz değil de başkası gibi oluyor ve onlar gibi yaşıyor ve kendimizi resmen bi level aşağısına yuvarlıyor ve samimi itiraflarda bulunmuyor muhasebe yapmıyor işin en kolay yönüne kaçıp siz güçlüsünüz biz de siz olmak istiyoruz diyorduk?

Eğer düşünseydik tarihimizi kaybettiğimizde çok şey kaybedeceğimizi eğer kendimiz olmaz isek başkası olabileceğimizi eğer kendimize gelmez ve düzeltmez isek başkaları için yaşayacağımızı neden düşünemez hale geldik. Neden bizler farkındalık dediğimiz farkları hep ıskalıyoruz ve farklı olduğumuzu bizim hep böyle yapmakla kazançlı olduğumuzu ilayı kelimetullah uğruna nizamı âlem ülküsü için yaşadığımızı ve bunun tarihin en gerçek somut hakikatleri olduğunu inkâr ediyoruz. Biz niye kendimizi anlamıyor ve tanımıyoruz?

Teslimiyetçi ve kolaya kaçan bir alışverişle bu uyumluluğun getirdiği uyuşmalar ile elimizin kolumuzun bağlandığını neden görmezden geliriz? Kitlesel savrulmalar tüm İslam coğrafyasında almış başını gidiyor bizler başsız kalmış ya da bırakılmış vaziyette gâvurun insafına terk edilmiş iken hangi Müslüman iklim kendi coğrafyasında hakikat güneşini yansıtabiliyor? Yok ki yansıtsın. Niye yok? Çünkü kaleyi İslam kalesini terk ettik. Endülüs 8 asır boyunca dünyayı ışık tutan eserler verirken gâvurun güç ile sahne almasıyla ve İslam coğrafyasında gâvura benzemek gibi adetlerin çoğalmasıyla alt üst olan değerlerimizi saçıp savururken bağnaz batı Hıristiyanlık misyonun acımasız temsilcisi olarak birleşiyor ve Müslümanları kılıçtan geçiriyordu. Sadece ölümle cezalandırsa iyiydi. İffetli kardeşlerimizin suçsuz masum bebelerinde namus ve bedenlerine halel getiriyorlardı. Bu ne dayanılmaz bir acı idi. Siz hiç Endülüs mersiyesini okuyup düşündünüz mü?

İslam toplumlarının ekonomik sosyal kültürel çöküşleri ideolojilerin esiri haline gelmeleri yersiz sloganların bariyer haline getirilmesi, politik ve ihtirasların ideolojik rekabetlerin jakobenizm ve dayatmaların amansız hastalığı bir anofer gibi her tarafımızı sardı sarmaladı, gözlerimizdeki feride götürdü. Toplumlarımız artık batıya açılan kapı, onların hareket alanı at oynatılan bir kördüğüm coğrafyası ve insafına terk edilen masum insanlar topluluğu idi. İfadesizlik sessizlik baskı altında suskunluk ve bunları kabullenme artık hayatımızın kaçınılmaz halleri oldu. Direnme denilen bilinç kırıldı. Üsttekiler ne söylerse haklı oldular. İrademiz insanların iki dudağına köpürtüldü. Ağızdan çıkacak her şey bizim için emir telakkisi idi. Ve biz bunları her gün taksit taksit yudumluyor içimizin bir köşesinde biriktiyor belki de artık duyarsızca manasız bir yaşamanın fitilini ateşliyorduk. Biz artık emir eri idik.

Yorum Yazın

YUSUF ERDOĞAN

    iletişime geç

    YUSUF ERDOĞAN

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    Twitter
    Instagram
    Youtube
    Köşe Yazarları
    Cemil KARAKAP
    Cemil KARAKAP Domalan Mantarının faydaları saymakla bitmiyor
    Abdullah UÇAR
    Abdullah UÇAR Esirlere Muamele ve Avrupalılar (3)
    Muharrem Balatekin
    Muharrem Balatekin İHTİYACIMIZ VAR!!!
    YUSUF ERDOĞAN
    YUSUF ERDOĞAN BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLER (1)
    A.Geylani ÜRKMEZ
    A.Geylani ÜRKMEZ Türk Eistein’ini anmadan geçmeyelim!
    Ali Rıza TABAN
    Ali Rıza TABAN ARABASINI YIKAYAN BAŞKAN
    Nihat BAŞBUĞU
    Nihat BAŞBUĞU ÇOCUĞUMUZA KENDİMİZİ ANLATALIM
    Rümeysa Özkan
    Rümeysa Özkan SAHURU İHMAL ETMEYİN!
    Adnan GÖNÜL
    Adnan GÖNÜL Müslüman Gönüllere Selâm Olsun
    DİLEK GÖRÜR
    DİLEK GÖRÜR ÇOK SEVME
    Salih Geçer
    Salih Geçer Konya vurdumduymaz mı?
    Hatice ERDEN
    Hatice ERDEN Doğru Teşhis
    Abdurrahman YILMAZ
    Abdurrahman YILMAZ DÜNDEN BUGÜNE DİNLER VE TEMEL ÖZELLİKLERİ 2
    Mehmet ERŞAHİN
    Mehmet ERŞAHİN RAMAZAN VE KUR'AN
    Hasan MERT
    Hasan MERT Rahmet Ayı Ramazân-ı Şerif
    Mehmet BAYKAN
    Mehmet BAYKAN EVLADIM BADEM YEME
    Necati DEMİR
    Necati DEMİR Hukuk Devletinden Vazgeçip Kanun Devletini Arar Hale Gelmek (3)
    Fatih ERSOY
    Fatih ERSOY AK Parti üzerinden Konya’ya saldırmak
    Fatmagül KIZMAZ
    Fatmagül KIZMAZ FAKİR BAYKURT VE ANNESİ
    Yılmaz Çelik
    Yılmaz Çelik HA BİRE FIRSAT TEPİYORUZ
    Ahmet BİLGİÇ
    Ahmet BİLGİÇ MERHAMET
    Aslı PARLAKÇEREZ
    Aslı PARLAKÇEREZ YAZA DOĞRU SAĞLIKLI BAŞLANGIÇLAR
    Ali AKPINAR
    Ali AKPINAR Ramazan Yaklaşırken
    Şükrü Özbuğday
    Şükrü Özbuğday Hz. Mevlâna (4)
    Prof.Dr. Ali ACAR
    Prof.Dr. Ali ACAR Kan Uyuşmazlığı ve Anne Karnında Bebeğe Kan Transfüzyonu(bebeğe kan verimesi)
    Şahide ORAL
    Şahide ORAL DOĞRU BESLENMENİN ÖNEMİ?
    Mustafa GENÇ
    Mustafa GENÇ Transfer olmazsa, olmaz!
    Yazan Adam
    Yazan Adam Paspasın altından kir eksik olmuyor..
    Hasan Hüseyin KARA
    Hasan Hüseyin KARA BENCİLİZ!!!
    Erdal ARSLAN
    Erdal ARSLAN Ne Haldeyiz ???
    Melahat ÜRKMEZ
    Melahat ÜRKMEZ ŞEB-İ ARUS’UN HİSSETTİRDİKLERİ…
    Misafir Kalem
    Misafir Kalem ALIN SİZE GENEL KURUL
    Emre YAVUZ
    Emre YAVUZ Dil belası?
    Konya Postası Gazetesi
    KünyeGizlilik PolitikasıRSSSitemapSitene EkleArşivİletişim
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDINYOUTUBE

    Konya Postası 2021 | Yazılım: Onemsoft

    Haber GönderFirma Ekleİlan Ekle