“Ne varsa âlemde örneği vardır âdemde”

Yıllardır yapılan uzay araştırmalarına baktığımız zaman ne hikmetse evrenin resmi ile beynin sinirsel ağ haritası birbirine benzerlik göstermektedir. Bu tür örnekler çoğaltılabilir olsa da bizim konumuz YAZILIM olacak.

Teşbihte hata olmaz, diyerek bir teşbih yapacak olursak; Yaratan insanı öyle mükemmel yaratmış ki insan bedenini DNA ile kodlayarak nasıl çalışacağını, etkilere maruz kaldığında nasıl tepki vereceğini öğretmiştir. Kısacası bedene nasıl çalışması gerektiğini izah etmiştir. Bizim de YAZILIM teknolojisine bu tarz bir bakış açısı ile bakmamız isabetli olacak, diye düşünüyorum.

Kısaca “Yazılım” şu demek; “Elektronik parçaların birbiriyle haberleşmesini sağlayarak kullanıcısının iş süreçlerini kısaltan, iletişimi sağlayan, verimliliği arttıran çeşitli görevler için hazırlanmış programlardır.” Bunu bir arabanın yakıt sisteminde, akıllı evlerde, bilgisayarlarda kısacası elektronik donanımın mekanik donanımla iletişimini sağlayan araç olduğudur. Farkında olmasak da birçok alanda kullanılan bu YAZILIM için artık daha fazla kaynağın bedava olduğu bir zamanda yaşıyoruz. Biz yaştakiler, ortaokul zamanlarında kodları kâğıtlara yazarak bilenlere gösterdiğimiz günleri hatırlarlar. Şimdiyse her şey internet üzerinden çok hızlı bir şekilde paylaşılabilmektedir.

“YAZILIM” dediğimizde aklımıza sadece “Telefon uygulamaları ve türevleri” gelmesin. Savaş uçaklarının düşman saptama sistemlerinden tutun da bir füzenin uzaydan lazerle patlatılmasına kadar tehlikeli olan donanımların, YAZILIMLAR ile ne kadar ölümcül olduğunu siz tahayyül edin.

İşte YAZILIM bu kadar önemli ve hayati... “Ne yapmalıyız?” derseniz, her bina bir tuğla ile başlar, diyerek yola çıkılmalı. Bu hususta Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, 1 Milyon İstihdam projesi kapsamında birçok dalda 155 eğitim ile bedava hizmet vermektedir. Bunun yanında interneti olmayan vatandaşlara 6 GB internette telefon operatörleri tarafından bedava verilmekte. Pandemi süreci hepimizi bunaltsa da bizlerin tarihten gelen bir özelliğimiz  “dezavantajları avantaja çevirme gücümüz” var. Gelin torunlarınıza evlatlarınıza hatta kendinize bu fırsatı tanıyın!

Hindistan bilindiği üzere İngilizler tarafından sömürge haline getirilmiş bir yer iken eğitim sistemlerini bile felç etmek başlıca amaç ve projeleriydi. Normalde matematik ilminde Logaritma cetveli vardır ki bu ezbere bilinmesi gerekmeyen ve sadece ihtiyaç olduğunda bakılan bir formül listesi gibidir. Oysa ki Hindistan’da bunu ezberlemek bir zorunluluk olduğundan gereksiz bilgilerle doldurmaya çabalamışlar gençlerin dimağlarını. Amaç ise tabi ki belli; gençlerin, “Biz sömürülüyoruz, bizim haklarımızı çalıyorlar” diye düşünecek vakitleri ve farkındalıkları olmasın, efendilerine karşı gelmesin, diye düşünerek logaritma cetvelini bile ezberletmişlerdir. Ama hesapta olmayan durumlar ortaya çıkmış. YAZILIM matematiksel işlemlerden ibaret olduğundan dünyanın birçok teknoloji firmasının neredeyse 3’te 1’i Hintli olmuş…

Kanaatimce “Artık yazılıma hükmedemeyenler başkalarına köle olmaktan kendilerni kurtaramayacaklar!..” diye düşünüyorum. Yüzyıllar önce yapılan ok ve yay teknolojisi yıllarca Asya steplerinde düşmanlarını kovalayan Türkler için çok yavaş ilerlemeye sahip bir gelişme idi. En ufak değişiklik on yıllar belki yüzyıllar alırken çağımızdaki yenilikler yıllar hatta aylara kadar kısaldı. Çağ,hız çağıdır ve ayak uydurmak ZORUNDAYIZ.

“Konya’da böyle teknolojileri nerede bulacağız?” diyen olursa… Elbette Konya Bilim Merkezi ve RoboKaratay gibi ufuk açacak yerler el altında bulunmaktadır…