Mukabele geleneği (1)
12 Haziran 2016, Pazar 12:43
Kur'an-ı Kerim, Peygamberimiz (s.a.v.)' e vahy yoluyla nazil olmuş bir kitaptır. O, hak ile batılı ayırt eden bir söz([1]), Allah'ın, sımsıkı tutulması lazım gelen sağlam ipidir.([2])
Allah Tealâ O'nu dertler için deva, kalplerin pasını silmek için cila, ders almak isteyenler için öğüt, hak dava için hidayet rehberi([3]), abitler için feyiz kaynağı([4]) kılmıştır. Kalplerin hayırlısı O'nu ezberleyen, dillerin hayırlısı O'nu okuyan, evlerin hayırlısı O'na mekân olandır. O, benzeri bulunmayan bir nur; nefislerin şifa, kalplerin inşirah bulduğu açık bir burhandır. O'nun belagatinden daha fasih, fesahatinden daha üstün, ifadesinden daha güzel([5]), tilavetinden daha tatlı bir kitap yoktur.
Bu yüce Kitabın fazileti ile ilgili olarak Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)'in şu hadisleri calib-i dikkattir: "Haris el-A'ver anlatır: "Mescide uğramıştım, gördüm ki, halk zikri terkedip faydasız, manasız konulara dalmış, konuşuyor. Hz. Ali (r.a.)'a çıkıp durumdan haberdar ettim. Bana:
—Doğru mu söylüyorsun, öyle mi yapıyorlar? dedi.
—Evet dedim.
—Rasülullah (s.a.v.)'in şöyle söylediğini işittim:
—‘Haberiniz olsun fitne çıkacak.’ Ben hemen sordum:
—Bundan kurtuluş yolu nedir, Ey Allah'ın Rasulü? Buyurdu ki:
—‘Allah’ın kitabına uymaktır. O'nda sizden önceki milletlerin ahvaliyle ilgili haberler, sizden sonra kıyamete kadar gelecek fitneler ve kıyamet ahvali ile ilgili haberler mevcuttur. Ayrıca sizin aranızda cereyan edecek şeylerin hükmü de vardır. O, hak ile batılı ayırt eden ölçüdür.’([6])
Sözgelimi, bir kimse, orucun bazı sıhhi faydalarını dikkate alarak, Ramazanda sadece bu maksatla oruç tutsa, dini vecibesini yerine getirmiş olmaz. Çünkü bütün ibadetler gibi, oruçta da niyet şarttır. Ve kişinin maksat ve niyeti ne ise, yaptığı işin hükmü de ona göre değerlendirilir.
Orucun bir başka özelliği de, riya ve gösterişten uzak olması. Allah ile kul arasında kalmasıdır. Nitekim bir kutsi hadiste, Rasulüllah (s..a..v.) Efendimizin, bu konuda şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
"Aziz ve Celil olan Allah buyurdu ki: Âdemoğlunun her ameli kendisi içindir, yalnız oruç müstesna. O sadece benim içindir. O halde, mükâfatını da bizzat ben takdir edip vereceğim."
"Oruç, (kişiyi kötü davranışlardan koruyan) bir kalkandır. Öyleyse, sizden biriniz oruçlu bulunduğu gün, sakın çirkin söz söylemesin, yakışıksız işler yapmasın. Şayet biri ona söver veya çatarsa, iki defa "ben oruçluyum", desin. Muhammed'in canı kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha hoştur. Oruçlunun ferahlayıp sevineceği iki sevinç anı vardır. Biri iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabı ile Rabbine kavuştuğu andır."
Bu hadis-i şerifin bir başka rivayeti de şöyledir:
"Âdemoğlunun her amelinin sevabı kat kat verilir. Bir iyiliği, on mislinden yedi yüz kata kadar mükâfatlandırılır, yalnız oruç müstesna. Onun karşılığını bizzat ben takdir edip vereceğim. Çünkü oruçlu, yemesini, içmesini ve şehvetini, sırf benim için terk etmiştir."([7])
Orucun fazileti ve oruç tutanların elde edecekleri mükâfatla ilgili diğer bir hadis-i şerifte de:
"Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır ki, oradan kıyamet günü yalnızca oruçlular girecek, başka hiç kimse giremeyecektir. Onlar, "oruç tutanlar nerede?" diye çağrılacaklar ve kalkıp Allah, onları, kendi katındakilerle anacaktır."([8])
Cenab-ı Hakk'ın ilahi kelamı olan Kur'an-ı Kerim'i okumak hem ibadet, hem de Allah katında ecir ve sevabı en yüksek olan bir ibadettir. Bu konuda bir ayette şöyle buyrulur: "Allah'ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli ve açık sarfedenler, tükenmeyecek bir kazanç umabilirler. Çünkü Allah bu kimselerin ecirlerini tam verir ve lütfu ile arttırır. Doğrusu O, bağışlayandır, şükrün karşılığını bol bol verendir."([9])
İbn-i Abbas (r.a.) anlatır: Bir adam Peygamberimize:
-‘Ey Allah'ın Rasulü! Allah'ın en çok sevdiği amel hangisidir?’ diye sordu. Peygamberimiz (s.a.v.):
—‘Konup göçendir" buyurdu.
—Konup göçen kimdir diye sorunca da Rasulüllah Efendimiz:
-"Kur'an-ı başından sonuna kadar okuyan, bitirince hemen tekrar başlayandır."([10]) buyurdular.
Bu hadisin sırrına mazhar olabilmek ümidiyle Müslümanlar, son sure olan "Nas" suresinden sonra Fatiha suresini ve Bakara suresinin başından beş ayet okumaktadırlar.
Dipnotlar:
1-Tarık Suresi, Ayet: 13.
2-Al-i İmran Suresi, Ayet: 103.
3-Yunus Suresi, Ayet:57.
4-Enbiya Suresi, Ayet: 50.
5-Cin Suresi, Ayet: 1.
6-Tirmizi, Sevabu'l-Kur’an, 14:2906.
7-Buhari, Savm 2,9; Müslim, Sıyam 164;
8-Buhari, Sıyam, 4;Müslin, Sıyam 166(1152).
9-Fatır Suresi, Ayet:: 29 - 30 .
10-Ebu Davud; Salat 349; Hadis No: 1455, Tirmizi; Kıraat 11; Hadis No: 2948, Müslim, zikir 38; Hadis No: 2699, İbn-i Mace, Mukaddime 17, Hadis No:225.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.