Konya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.55
  • EURO
    34.90
  • ALTIN
    2423.9
  • BIST
    9722.09
  • BTC
    64239.048$

  MHP’NİN SİYASi KADERİ           

07 Ekim 2019, Pazartesi 08:56

1969 yılında Adana’da yapılan Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi Kongresi’nde, partinin adı Milliyetçi Hareket Partisi olarak değişti ve Alparslan Türkeş de partinin genel başkanı oldu

Bu tarihten önce 1965 yılında Türkeş aralarında ünlü ideolog Dündar Taşer’in de bulunduğu bir grup arkadaşı ile birlikte, CKMP’de siyasete ilk adımı atmıştı. Taşer değerli bir fikir adamıydı.

sonraki yıllarda Türkeş’le fikir ayrılığına düştü ve yolları ayrıldı. Partide buna benzer örnekler daha sonraki yıllarda da yaşandı ve bir birinden değerli insanlar ya bir kenara çekildi ya da çekilmek zorunda bırakıldı. Parti içinde yaşanan fikir ayrılıklarına; kendi aralarında yaşanan şiddet diline, hatta eylem, baskın ve kavgalara rağmen MHP, 50 yılı aşkın bir süredir Türk siyasi hayatında var olmayı başarabilen bir parti. Dışarıdan yapılan onca müdahale ve engellemelere rağmen, parti içinde yıllardır süren fikir ayrılıklarına ve kavgalara rağmen, bir partinin varlığını sürdürmesi enterasan değil mi? Elbette enterasan.

Peki bunun sebebi ne?

Sebebi basit..

İnsanlar, onca savrulma, bölünme ve dağınıklık karşısında bile MHP’nin savunduğu fikirlere ve ortaya koyduğu milliyetçi tavırlara itibar ediyor ve ilgi gösteriyor. Parti yönetimlerininin toplumun bu fikirlere ihtiyacını görmemesi ve değerlendirmemesi ne kadar tuhaf. Toplumun beklentilerine göre siyaset yapan ve o beklentilere cevap veren bir çok parti bu ülkede iktidar oldu. MHP, bunu bir türlü beceremedi. Taht ve post kavgaları partinin tarihinde her zaman ilk sıralarda yer aldı

Parti içi kavgalar bağlamında çok sayıda olay ve örnek var. Yakın zamanda yaşananlar insanların hafızasından silinmiş olmamalı. Bu bakımdan biz geçmişte yaşanan bir örnekten söz edelim isterseniz.1993 yılından sonra parti içinde rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu yükselişe geçmişti. Onun yükselişinin önünü kesmek gerekiyordu ya değilse Yazıcıoğlu günün birinde partinin başına geçebilirdi. Yazıcıoğlu, gençti, hırslıydı. Bir takım ülkücülerle beraber halkta ona umut bağlamış ve destek vermeye başlamıştı. Alparslan Türkeş’in yakın çalışma arkadaşları bu durumu bir türlü kabul edemedi. Yazıcıoğlu’nu destekleyen partililere, dernek ve dergi gibi kuruluşlara fiziki saldırılar yapıldı. Şiddete başvuruldu. Sonunda bu saldırılara tahammülü kalmayan Yazıcıoğlu ve arkadaşları o tarihte adı MÇP olan partilerinden istifa ettirilmek zorunda bırakıldı. İstifa ettiler ve Büyük Birlik Partisi’ni kurdular.

Bir çok tartışma, kavga ve fikir ayrılıklarına rağmen Milliyetçi Hareket Partisi çatısı altından önemli siyaset, devlet ve fikir adamları çıktı. Bu arada MHP tarihinde hiç bir dönemde iktidar olamadı. 1975 yılında kurulan ve “Milliyetçi Cephe Hükümetleri” adı verilen hükümette, MHP hükümet ortağı olarak yer aldı ve Türkeş o hükümette başbakan yardımcısı olarak görev yaptı. 1999’da yapılan genel seçimlerden sonra kurulan ve adı bir garip olan ( ANASOL-D) hükümetinin başbakanı Bülent Ecevit’di. İşte o hükümette ANAP lideri Mesut Yılmaz ve MHP lideri Devlet Bahçeli başbakan yardımcısı olarak görev yaptılar.

Yukarıda bahsettiğimiz Muhsin Yazıcıoğluve ANASOL-D hükümetinden çok önce, MHP siyasetçi üreten bir fabrika gibiydi. İlk olarak Turgut Özal Anavatan’ı kurarken, “Dört eğilim” adı altında bir proje geliştirdi ve farklı siyasi görüşe mensup insanları partisine davet etti. Bu davete icabet eden siyasetçiler arasında geçmişte ülkücü olan insanlar ve MHP’liler bir hayli fazlaydı. Özal, bu insanları partisine aldı. İl, ilçe yönetcisi yaptı. Bir çoğunu bürokrat, milletvekili ve bazılarını da bakan yaptı. Devlete kıymetli hizmetleri oldu bu insanların.

1987 genel seçimlerinde de Doğru Yol Partisi eskisi ülkücüleri, eski MHP’lileri partiye davet etti. Özal’ın izlediği yol izlendi. Ülkücüler, MHP’liler DYP çatısı altında bir araya getirildi. Eski Adalet Partililerle, yeni DYP’lilerle, yeni DYP’li olan eski MHP’lilerle güçlü bir DYP meydana getirildi. Dönem adeta Bozkurtların parçalanma dönemiydi. Öyle ki Refah Partisi’nin lideri olan Necmettin Erbakan bile hiç haz etmediği eski MHP’lilerle, 1991 genel seçimlerinde seçim ittifakı yaparak meclis’e girdi. MHP’nin bereketli topraklarından önemli siyasetçiler her partiye hayat vermeye başlamıştı.

Milliyetçi Hareket Partisi 50 yılı aşan siyasi tarihine rağmen tek başına bir türlü iktidar olamadı. Bunun bilinen sebeplerini yazdık. Siyasi tarih mutlaka farklı sebepleri de kayıt altına almıştır. MHP’liler İktidar olamadılar ama çok sayıda partinin iktidar olmasında etkili oldular. Bir çok başbakanı sırtlayıp gitmesi gereken yere kadar götürdüler. Fedakarlık yaptılar. Cesaret gösterdiler. Kendi partilerinde bulamadıkları itibar ve değeri gittikleri partilerde buldular ve gördüler.

Son olarak AK Parti, MHP pazarından oldukça kıymetli kumaşlar aldı ve kullandı. Eski ülkücü ve MHP’li olup da, Ak Parti çatısı altında belediye başkanı yapılan, milletvekili yapılan, bürokrat ve bakan yapılan, parti üst düzey yöneticisi yapılan nice insanlar var. ‘MHP’nin siyasi kaderi buymuş’ demek, işin kolay tarafı. Burda başka bir şey var. Aslında az da olsa anlattık ama yine de soralım: Nasıl oldu da geçmişte dava uğruna can veren, zulüm gören, her türlü maddi-manevi işkenceyi gören insanlar dağılmadan bir araya gelerek iktidar olma becerisini gösteremedi? En başta partinin lider kadroları bu işi nasıl ve neden beceremedi? Olayın olumlu tarafı şu olabilir.. MHP tek başına iktidar olamadı. Ama oradan yetişenler başka partilerde de olsa bir süredir iktidarın bir tarafında duruyor ve önemli görevler yapıyor.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.