Konya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.57
  • EURO
    34.75
  • ALTIN
    2491.6
  • BIST
    9524.59
  • BTC
    63411.15$

MAYINLI TARLADA AYAK İZLERİ

26 Mayıs 2018, Cumartesi 08:46

Ortadoğu coğrafyası gündemden hiç düşmeyen sorunlarıyla tanıdığımız dahası içinde bulunduğumuz ve asırlardır himayemiz altında insanlığını yaşayan ama İngiliz siyasetiyle yıkılan Osmanlı’dan sonra gün yüzü görmeyen ve birçoğu da batılı devletlerin kuklası haline gelen yöneticilerinin kendi halkına uyguladığı iç baskı sonucu ve korku paranoyaklığı ile sindirilen ve her yönden kuşatılan sürekli savaşların yaşandığı bir bölge. Bu bölgede suni bir devlet olarak 1948 yılında kurulan Siyonist İsrail devleti arzı mev’ud hayalleriyle dış piyasadaki lobi kontrol gücünü de arkasına alarak günümüzde istediği terörü estirmekte bir beis görmediğinden medya aracılığı ile de kanunsuzluklarını insan hakları ihlallerini haklı konumda gösterebiliyor.

Yıllardır sindirilmiş halkların baskılar sonucu seslerinin kısıldığı ve baskı altında bunalttıkları diğer Müslüman kesimler de halk aslında Filistinli mazlumların canhıraş feryatlarına yüreklerini kanatsalar da, onların da pek yapabileceği bir şey yok ve zaten kendi ülkelerinde hakları kısıtlı hatta özgür bile değiller. Musevi inancında “ Tevrat, 6.Emir’de Öldürmeyeceksin” diye yazılı olmasına rağmen, ara vermeden ölüm kusmaya devam eden bir terör devleti olan İsrail, çevresindeki tüm Arap toplumlarıyla çatışmalı iken bugünlerde kendisine bu coğrafya’daki başta Suudi ailesi olmak üzere BAE dâhil destek mesaj ve söylemleri rüzgâr diliyle esmeye başladı. Bu Arap yöneticileri için geçerli bir durumdur ben şahsen halk bazında yönetimin arkasında duran pek az güç olduğuna inanıyorum. Halk sindirilmiş olduğu için korku bedeli özgürlük kısıtlaması ile sesini kesmelerinin dayanılmaz psikolojisi ile büyük bir ruh bunalımı yaşamakta, dünyevi kaygılarının temel noktası yaşarken sesini çıkarma tarzında devam edip gitmektedir.

Yahudi zihniyeti bir terör din devleti olduğundan kendilerince kutsal kabul ettikleri arzı mevut emelleri dünyadaki en büyük beklentileridir. Yerleşme yurt edinme gaye ve amaçları onların her türlü kirli işlere bulaşmalarına varıncaya kadar tekerrür etmiş, Sultan Abdülhamit dâhil birçok devlet ve idareleri Yahudilerin teklifleri ya da kirli oyunlarıyla karşı karşıya bırakılmışlardır.

İsrail servisi MOSSAD sürekli operasyonlar peşinde. Zaten kendileri CİA ile işbirliği halindeler. Lakin kim engel olarak görülmüşse İsrail onu ortadan kaldırma yolu aramıştır.1997 yılında Bil Clinton, Netanyahu’ya işgal ettiğiniz Filistin topraklarını terk edin dediğinde, bu sefer öyle bir oyunla karşı karşıya bırakıldı ki dünyayı bile şaşkına çevirdi. Monika Levinski adlı bir stajerle ilişkisi basına sızdırıldı sonra da seçim kaybettirildi. Yani Clinton’un süper güç siz değil biziz demesi kendisine pahalıya mal oldu. Benzer bir olayı Türkiye’de Deniz Baykal yaşamış ve Mv. Nesrin Baytok olayından sonra Baykal genel başkanlıktan uzaklaştırılmıştır. Bütün bunlar tesadüf diyebileceğimiz basit şeyler değildir.

Türkiye’yi kendisine en çok korku sığınağında sert bir algı dalgası olarak gören İsrail, bir zamanlar ilişkileri bozmamaya özen gösterirken şimdilerde daha agresif hareketlere geçmiş bulunmakta daha geçenlerde katil Netanyahu’nun yavşak oğlu Fuck Turkey diye paylaşımda bulunmuştur. Sanırım Davos’ta yaşananların acısı İsrail’in unutamadığı en büyük Osmanlı tokadı olmuştur. Bölgede kendisini kuşatılan olarak gören ve kurtuluşu arzı mevut gibi geniş ve tarihsel kökenli bir stratejiye bağlayan cibilliyetsiz Yahudiler, çatışmasız bir ortamı değil sürekli bir öldürmeyi hedef alan politikaları uygulayarak kan irin ve terör devleti olduğunu sürekli ispatlamaktadır.

Gerek savaş zamanında ki bunu da sadece Gazze ve Batı Şeria halkı üzerinde uyguluyor,gerekse sözde barış zamanında bile öldürmeyi en büyük eylem olarak görüyor.Filistinli ailelerin elinden alınan topraklara korkutma amaçlı ya da paraya tamah gösteren Filistinlilerin elinden bir bir alındığından harita üzerindeki yüzölçümü oranı sürekli İsrail lehine gelişmekte ve vaat edilen topraklarda rahat yaşarım ümidiyle sürekli savaşla meşgul bir Siyonist politika karşımızda çıkarılmış bulunmakta,barış zamanında bile öldürmeyi zorlanmadan yerine getirmektedir.

Şimdi bu terör devletine niçin batılı devletler ve ABD sahip çıkarken niçin İslam toplumu yöneticileri israilin terörüne sessiz kalmaktalar ve duyarsız davranmaktalar. Yahudi Siyonist devletle iş birliği içerindedirler bu Arap yönetimi.

En büyük vebal buradaki Arap yönetici unsurlardadır. Kendileri Krallıklarını ABD’ye borçlu olduklarından, iktidarda kalma adına zulme boyun eğen bir anlayışları var ki ne islamla ne de insanlıkla açıklanabilecek bir durum değildir aslında tutumları. İsraf alabildiğine, lüks tüketim ve sefahat bu Krallık sultasının yönetim şamar oğlanlarının en büyük takıntısı. İşte bu tutumladır ki;sesi çıkmayan İslam toplumlarının pısırık davranmaları yahudiyi daha çok cesaretlendirmiş,ağababaları ABD ise sürekli bu devleti kendi piç çocuğu olarak gördüğünden sahip çıkma iç güdüsü ile Ortadoğu’daki menfaatlerinin koruyucusu olarak görmüş ve her zaman yardım ve lojistik destek vermiştir.Çünkü ABD’yi de yöneten üst akıl Yahudi lobisidir.

Barış zamanı Filistini bombardımana bırakan ve öldürmekten çekinmeyen hatta zevk alan bir zihniyetin insanlıkla bir alakası olabilir mi? Birde Filistin’le karşılıklı savaş meydanında top tank tüfekle karşılaştığını düşünün elinde silahı olmayan Filistini herhalde tamamen işgalle bitirir ve haritadan siler. Çünkü arakasında joniler var.

Şimdi kitaplarında: “ RAB, bu ulusların tümünü önünüzden kovacak. Sizden daha büyük, daha güçlü Ulusların topraklarını mülk edineceksiniz.

Ayak bastığınız her yer sizin oalacak. Sınırlarınız Çöl’den Lübnan’a, Fırat ırmağından Akdeniz’e kadar uzanacak.

Hiç kimse size karşı koyamayacak. Tanrınız RAB, size verdiği sözü uyarınca, ayak basacağınız her yere dehşetinizi, korkunuzu saçacaktır.”   Diye metinler varsa, bu Siyonist Yahudi zihniyeti boş durur mu?   

Hz.Kur’an İslam Peygamberini en iyi Yahudilerin tanıdığını söylüyor. Onlar işte İslam’ın kalesi Türkiye’den korkmaktalar. Hele de Sayın Cumhurbaşkanımızın gerek Davos gerekse Mavi Marmara olayından sonraki tutum ve beyanları Yahudileri iyice çıldırtmıştır. Türkiye’de bu Yahudi zihniyetine destek oldun diye Post modern 28 Şubat darbesi yapılmıştır. FETÖ faaliyetleri arkasında,  gerek ABD gerekse İsrail adına Türkiye’yi bu devletlere bağlama ve içten çökertme hayalleri yatar. Bu iş için salya sümüklü pensilvanyalıyı yetiştirmişlerdir din maskesi altında.

Allah’ın ayetlerini inkâr eden ve lanetlenen bir toplumun şerlikleri elbet bir gün son bulacaktır. Kim sona erdirecek İslama inanan eller vasıtasıyla olacaktır. İstanbul’dan kalkıp giden İslam Ordusu inşallah bu insansızlık, karaktersiz zavallıları ortadan kaldıracak ve yeryüzünde Yahudi fitne belası bitecektir. O günler yakındır Allah’a havalem.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.