Konya
28 Mart, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.32
  • EURO
    35.09
  • ALTIN
    2300.4
  • BIST
    9075.04
  • BTC
    71297.44$

KUR?AN-I KERİM BİR HİDAYET REHBERİDİR (2)

20 Kasım 2016, Pazar 14:15

Kur’an-ı Kerimde, Allah-insan ilişkilerindeki bir başka husus ibadetlerdir. Allah insanı yaratmış ve kendisine temsilci seçerek yeryüzüne göndermiştir. (Bakara, 2/30) İnsanı yaratırken kendi ruhundan üfleyen (Secde, 32/9) ve kendisinde bulunan sıfatların bir kısmını sınırlı olarak insana da veren Allah, insanı sınamak için yeryüzüne göndermiştir. İnsandan istenilen ise, yaratıcısına inanıp ibadet etmesi ve yeryüzünde güzel bir hayat sürmesidir. Bunu yapabilmesi için Allah, ona güçlü bir akıl, muhakeme gücü ve hisler vermiş, ayrıca hayatın anlam ve değerini tanıtmak için peygamberler göndermiştir.

 

            Allah-insan ilişkisinde diğer bir boyut, dua ve tövbedir. Dua ve tövbenin gereğini ilk olarak insanlığın atası Hz. Âdem’in  ve eşinin hayatından öğreniyoruz. (bk. Bakara, 2/35-37; A’râf, 7/23) Kur’an-ı Kerim, duanın insan için gerekliliğini pek çok vesileyle dile getirir. (Mesela bk. A’raf, 7/55-56; Furkân, 25/77)

 

            Kur’an-ı Kerim’in ortaya koyduğu Allah-evren ilişkisinde öne çıkan en belirgin husus, Allah’ın evrenin sahibi ve yöneticisi olduğudur. Kur’an-ı Kerim’de bununla ilgili çok sayıda âyet vardır. (Mesela bk. Bakara, 2/115, Ra’d, 13/41; Enbiya, 21/23; Fâtır, 35/44). Bu konunun sık sık vurgulanmasının en temel sebebi, insana, evrene dair bir düşünce geliştirirken ve evreni kullanırken Allah’ı hatırlatmak ve evreni onun uyarıları doğrultusunda kullanmasını sağlamaktır.

 

Yüce Allah, evreni insanın emrine vermiş olmakla birlikte bu konuda onu bütünüyle serbest bırakmamış, evrene yaptığı yanlış müdahaleleri cezalandıracağını bildirmiştir. Bu cezalar çoğu kere yapılan yanlış müdahalenin cinsinden olmaktadır. “İnsanların kendi işledikleri (kötülükler) sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı (kötü) sonuçlarını (dünyada) onlara tattıracaktır.” (Rûm, 30/41) âyeti, insanın evrene yanlış müdahalesinin acı sonucunun büyük çevre felâketleri ve ekolojik dengenin bozulması şeklinde ortaya çıkacağını hatırlatmaktadır.

 

            Allah-evren ilişkisindeki ikinci önemli konu, evrenin nasıl yaratıldığı ve hangi evrelerden geçerek mevcut şeklini aldığı ve gelecekte ne olacağıdır. Evrenin varoluş keyfiyeti, tarih boyunca insanoğlunun merak ettiği önemli konulardan biri olmuştur. İslâm inancına göre Allah’tan başka ezeli bir varlık olmadığından evren de ezelî değildir. Allah’ın aşamalar halinde yarattığı evrende göze çarpan en önemli özellik;  düzen, ölçü ve ahenktir

 

. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’in muhtelif yerlerinde, ölçülü bir biçimde yarattığı evrenin (bk. Hicr, 15/21; Kamer,  54/49, A’lâ, 87/3)  bu ölçüsüne müdahale edilmemesini istemiştir. (bk.Rahmân, 55/5-9) Mülk sûresinde ise, yarattığı evren konusunda âdeta insanlara meydan okuyarak şöyle buyurur: “O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahman’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak (ve düzensizlik) görüyor musun? Sonra tekrar tekrar bak, bakışların (aradığı çatlak ve düzensizliği bulamayıp)âciz ve bitkin halde sana dönecektir.” (Mülk, 67/3-4)

 

            Allah’ın evreni yaratması manasız ve hikmetsiz olmadığı gibi, evren de bu kadar muhteşemliği ile insan için sadece bir süs değildir. Evren, yaratılışı ile bir yandan Allah’ın yüceliğine, bilgisini, hikmetine, gücüne, iradesine ve merhametine işaret ederken, öte yandan da uçsuz bucaksız evren içinde denizde bir damla hükmünde olan insana hizmet etmektedir. (bk. Bakara, 2/29; Hacc,  22/5, Zümer,  39/21) Evrene ve içinde yaşadığımız yeryüzüne baktığımızda her şeyin nasıl da bize hizmet etmek için ayarlandığını ve yaratıldığını çok rahat bir biçimde görebiliriz. (bk. Hacc, 22/5, Zümer, 39/21)

           

 

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.