Konya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.99
  • ALTIN
    2424.2
  • BIST
    9722.09
  • BTC
    64440.54$

KRALI ÖLDÜRMEMEK

30 Temmuz 2021, Cuma 08:55

Bakanlar,

Milletvekilleri,

Valiler,

Belediye başkanları,

Üniversite rektörleri,

Fakülte dekanları,

Hastane başhekimleri,

Oda/Borsa başkanları,

Şehrin ufkunu açan işadamları,

Kanaat önderleri,

Gazeteciler…

Şehirlerin gelişmesinde önemli görevler üstlenen kesim oldu.

Geçmişte olduğu gibi, günümüzde de böyle.

Her yönetici ama az ama çok yaşadığı döneme bir şekilde damgasını vuruyor.

Belki de “Gelen ağam giden paşam” zevzekliği devreye giriyor.

Sonra geçmiş unutuluyor.

Unutulmakla kalsa iyi.  Zayıf gösterilenler, yetersiz bulunanlar da oluyor. “Ne yaptı ki? Hiçbir hizmeti olmadı..” denilenle de var aralarında.

Bu yargıya varmadan önce o dönemin şartlarına bakmak gerekir.

O insanlar hangi şartlar altında çalıştı acaba?

Ayrıca o şartlar altında yaptıklarını da bakmak lazım.

Aslında çalışan ya da çalışmayan hiç fark etmiyor, “geçmiş geçmişte kaldı” karakterine sahip insanlar için.

Geçmişte bu şehre önemli hizmetlerde bulunan bakanlarımız vardı.

Türk siyasetine yön veren bakan ve milletvekillerimiz vardı.

Bu insanlar kendi dönemlerinin imkan ve şartlarına göre çalıştı.

Bakalım..

1950 yılında Konya’nın farklı yerlerinde barajlar yapılmaya başladı.

1960’lı yıllarda, 1970’li, 1980’li yıllarda önce barajlar yapıldı. Arkasından sulama kanalları açıldı daha sonra da çok sayıda bölgede göletler yapıldı.

2002’den sonra KOP’un temeli atıldı.

KOP’un bünyesindeki barajlardan eskinin sulama kanalları marifetiyle ovaya su taşınıyor.

Ülke ekonomine önemli katma değer sağlayan Konya Şeker Fabrikası 1950’li yılların ilk yarısında bir avuç gönüllü müteşebbisin itici gücü ile şehre kazandırıldı. O yıllarda hizmete giren Konya Şeker aradan geçen zaman içerisinde yüz binlerce insana iş verdi, ekmek verdi.

Konya Şeker’le birlikte aynı yıl Konya Çimento Fabrikası kuruldu. Çimento Fabrikasını kuran irade sivil iradeydi. Kimisi elindeki araziyi vererek, kimisi de nakit sermaye koyarak Çimento fabrikasını o dönemin şartları dahilinde ortak olarak şehre kazandırdı.

Sonraki yıllarda Ereğli Şeker Fabrikası ve Ilgın Şeker Fabrikaları yapıldı.

Yapılan baraj ve sulama kanalları ile başta şeker pancarı olmak üzere bölgede endüstriyel bitki devri açıldı. Yıllar içerisinde milyonlarca çiftçi ailesi bu işlerden para kazandı.

1965 yılında Seydişehir Alüminyum Fabrikası yapıldı.

Sanayi siteleri kooperatifler marifetiyle yapıldı.

Sanayi siteleri yetmeyince modern Organize Sanayi Bölgeleri açıldı.

OSB’lerin kazanılmasında geçmişteki bakan, milletvekili, vali, belediye başkanları ve yerel basının büyük katkıları oldu.

Gene geçmişte farklı partilerden seçilen belediye başkanları şehre önemli hizmetler yaptı.

Ahmet Hilmi Nalçacıgil,

Yılmaz Kulluk,

Mehmet Keçeciler,

Ahmet Öksüz,

Mustafa Özkafa,

Tahir Akyürek..

Bu insanları bilin ya da bilmeyin, sevin ya da sevmeyin modern şehirciliği başlatan ve devam ettiren başkanlar oldu.

Tüm ülke hizmetleri ile tanıdı bu insanları.

Aralarında siyasi alanda zirve yapanlarda vardı.

Şehrin ve ülkenin siyasetine damgasını vuranlar vardı.

Fikir sahibi olup farklı alanlarda üreten, öneren belediye başkanlarına sahip oldu bu şehir.

Temenni edelim, devamı olsun.

Yıldızlar karması gibi üniversite rektörleri vardı.

Mesela Halil Cin,

Mesela ünü dünyaya yayılan ama çok genç yaşta hayattan kopan Erol Güngör.

Fakülte dekanları.

Fakülte dekanları arasında bugünkü Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesini kuran Asım Duman Hoca’yı kesinlikle ayrı bir yere koymak lazım. Duman Hoca, yoktan var etmişti son derece zor şartlar altında Tıp Fakültesini.

Teşbihte hata olmaz “Deve dişi” gibi tabir edilen oda/borsa başkanları.

Geçmişin bileği bükülmeyen yerel gazeteler ve yerel gazeteciler.        

Geçmişin toplum ve şehir yararından başka hedefi olmayan siyaset adamları ve kanaat önderleri bir araya gelerek üniversite kurdular, hastaneler açtılar ve daha bir çok hizmet yaptılar.

Hiç ayrıntıya girmeden kısa bir özet geçtik, geçmişten günümüze.

Peki neden? “Kral öldü, yaşasın yeni kral” dememek lazım. Biz böyle düşünenlerdeniz.

Sadece yaşadığı ve görev yaptığı dönemde değil.

Bir kral her zaman kraldır bize göre.

İnkar etmemek lazım.

Aramızda olsalar da olmasalar, tarihin birinde görevlerini tamamlayıp gitmiş olsalar da kral olarak varlığını sürdürenlerin olduğu biliniyor aslında.

Kralı öldürmemek lazım.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.