Konya
23 Nisan, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.59
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2423.5
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66088.42$

KONYA’DA TAMARA HANIMI KİM HATIRLAYACAK?

14 Haziran 2021, Pazartesi 08:21

Yeni bir hafta yeni bir gün ve yeni bir başlangıç.

Şükürler olsun sağlıklı ve özgürüz ya. Kafanıza hiçbir şeyi takmayın. Canınızı sıkmayın. Moralinizi bozmayın. İşler niye istediğim gibi olmuyor diye aklınıza kötü kötü sorular geldiği zaman hemen sizden daha zor ve kötü durumda olan insanları düşünün ve halinize şükredin.

Dahası hep birlikte şükür edelim.

Beterin beteri olacağını hiç aklımızdan çıkartmayalım.

Ve hemen haftanın ilk yazısı için başlayalım konularımıza.

METRONUN DEVAM ETMEMESİ

NİYE İNSANLARIMIZI MUTLU EDİYOR?  

Pandemi nedeni ile hem şehrin yönetiminde hem de kendi insanlarımızın dünyasında yine metro işinin askıda olmasına farklı düşünceler oluşmaya devam ediyor.

Niye devam ediyor biraz sonra açıklamaya çalışacağım.

Yalnız artık şunu hepimiz biliyoruz ki pandemi ile dünyada dünyanın en önemli projeleri bile askıda yürüyor.

Bizim metro işi ile ilgili meseleye gelince.

Bizim metroda da işler yavaş gecikmeli olsa da yürüyor.(Bildiğim kadarı ile) 

Ama şehrin imarından mimarisine pek çok eser kazandırmış bir abim hafta sonu bu konuda bizi şöyle bilgilendiriyordu;

“Bu bir monoray Uğurcuğum.

Metro projesine devam edilmeyişi bir kazanç.

Bir aklıevvel bu konuyu ortaya attı sanki.

Konya’da o güzergahta öyle büyütülecek bir trafik sorunu mu var?

Ülkenin kaynaklarını verimli kullanma mecburiyeti var.

2002 lerde şehrin sanayi bölgesine ulaşım önerimiz idi.

Şehrin güneyi ile kuzeyini barıştırmanın yolu monoray ile ulaşımda saklıdır.

Yani organize yeni yapılan Yazır’daki, BÜSAN’da ki bir adrese ya özel aracınızla ya da özel aracınızla (!) gideceksiniz.

Mevcut banliyö bu isi çözmez.

Monoray ile şehrin merkezinden en ücra sokaklarına kadar ulaşabilirsiniz.

BU NUFUSUN AKIŞININ KUZEYE SAGLANMASI DEMEKTİR.

Bunu yani monoray projesini Konya’nın kendi imkanları ile yapmak hatta yazılımı dahil yapmak mümkün.

Bunu yapan inan Konya’nın tarihinde ölümsüz bir şekilde yerini alacaktır.

Konya’nın Metroya değil böylesi bir projeye ihtiyacı vardır.

Kaynak mı?

Çok basit.

Metroya ayrılan paranın üçte biri ile bu proje yapılır.

Konya’nın sanayi bölgesinin ulaşım sorunu tamamen ortadan kalkar.

Bugünkü makalene istinaden yazdım.

Selam ve sevgilerimle.”

……………..

Dediğimiz gibi abimizin bir iş adamı bir mühendis ve bu şehre benim bildiğim 40 yıldır beyni ile yüreği ile ekonomisinden siyasetine imza atan bir büyüğüm.

İsmini yazamam.

Çünkü böylesine önemli insanlar hala evlatları ile ailenin diğer fertleri ile şehrin ticaretinde ve siyasetinde yer alıyorlar.

“Bu görüş bu ismin” desek yarın infaz edilir.

Bu yüzden ismini vermedim ama herkesin en zirvesinden tabanına kabul ettiği ve saygı duyduğu bir isim.

Biz kendisine bu durum için bizi tercih etmesi nedeni ile saygı ve hürmetlerimizi sunuyoruz.

BİZİM İNSANLIĞIMIZ BU

KADAR YERLERDE OLAMAZ !

Hafta sonunda yine bize inanan bir okurumuz zaman zaman fikirleri ile bize ışık tutan bir büyüğümüz bire bir yaşadığı bir olayı bizimle şöyle paylaşıyordu

“Ne zaman adam oluruz?

Ticaret odasının karşısındaki durakta bekleyen yayaya çarpıp kaçan siyah renkli otomobil sürücüsü gibi yapmayıp, durup yerde yatan yaya ile ilgilendiğimiz zaman ADAM oluruz.

Bunu yaz Uğur abi.

Benim yeğene çarpıp kaçmış dün saat 10 sularında.

18 yaşında kız çocuğu. Yardım isteği için kendisine bakan birisine “112 yi bir arar mısınız?” dediğinde ise şahıs ”benim konturum yok” diyerek oradan uzaklaşıvermiş.

Bu insanlık dışı cevap aynı zamanda cahilinde ta kendisi.

112 gibi kısa acil aramalar ücretsizdir.

Ama bizim insanlığımız bu. Dahası cahilliğin dibi bu.

Sen her gün yazıyorsun ya.

Sen her gün soruyorsun ya.

Acil aramaların ücretsiz olduğunu öğrendiği zaman ADAM oluruz.

Kızcağız o adama telefonunu uzatıp acı içerisinde “Abim benim telefonla arayın bari” dese de bir tek Allah’ın kulu yardımcı olmamış kimse ilgilenmemiş. 

Çocuk şoku atlatınca evi aramış komşuları sağ olsun ta Yazır’dan gelip aracıyla Beyhekim Hastanesine götürmüşler.

İyi mi?.

İnsanlıkta ölmüş yahu.”

………………

Bu abimiz ile tekrar yazıştım.

Gerçekten anlatıldığı zaman bile inanılmayacak bir durum gibi görünüyor değil mi?

Ama maalesef işte şehrin göbeğinde bir kız çocuğunun başına gelen durum da bu.

Adı da var adresi de var.

Yazık, yazık, yazık.

Ne diyebilirim.

Allah bizi ıslah etsin.

Başka bir şey demiyorum.

SU TASARRUFU (!)

KONYALI HASAN rumuzlu okurumuz hafta sonundaki yazımıza şöyle bir yorum yapmış;

“Sayın Özteke;

Bize su.. su.. su diyen yetkililer, durmadan su isteyen çim ve çiçek ekiyorlar ve bunları hoyratça suluyorlar, niye kimse bunlara bir şey demez?.

Az su ihtiyacı olan bitkiler neden ekilmez ve çok sulama gerektiren bitkiler ekilir?.

Bu kullanılan suyun faturalarını kendileri ödeseler, ekerler mi? Acaba.

Veya kaç kişinin evinde bunları yapabiliyorlar?.

Milletin parasını boşa harcıyorlar.

Çok güzel olmuş demek uğruna bence su heba edilmemeli.“

……………

Konyalı Hasan beyin görüşlerine şöyle katılıyorum.

Malum büyüklerimizin kırkikindi yağmuru dedikleri yağmurlar iklim değişikliği nedeni ile Nisan, Mayıs aylarından Haziran’ın ortasına kaymış durumda,

Önce konu şu;

Evet benim evimin bahçesinde de az miktarda çim var.

Yağmur yağdığı için sulama yapmıyorum.

Hem paramı düşünüyorum, hem de bu kadar yağmur yağdıktan sonra ikinci kez bir sulamanın ne toprağa ne de çime faydası oluyor.

Evet şehrin merkezinde yeşil alan konusunda bence de bir sıkıntı var.

Ama bu sıkıntı bugünün getirdiği bir sıkıntı değil.

YEŞİL KONYA masalı ile on yıllar öncesinden başlatılan siyasi argüman ile yeşil çalışmasını Konya gibi yazları sıcak kışları sert geçen bir ilde bu kadar çim üstüne üstelik de geniş alanda çim çalışmasının adı nedir?

KONYALI HASAN rumuzlu okurumuzun dediği gibi bakımı ve ekimi çok daha ucuz bitki çeşitleri ile bu yerler kaplanabilir.

Ayrıca bu kadar geniş “göbek” dediğimiz alanlar özellikle kış aylarında buzlu kaygan zemin oluşması sebebiyle de araçların kontrolden çıkmasına nerden oluyor.

Belki zamanla Uğur Başkanın ekibi bunu da değerlendirebilir diye düşünüyorum.

Nede olsa aklın yolu bir.

Ayrıca Uğur Başkanın ekibi vatandaşın sesine kulak veren ve sokakta kaldırımda olan bürokratlar.

GELELİM MEŞHUR TAMARA HANIMA (!)

Geçtiğimiz hafta çok sevdiğim bir dostum ile ŞÖLEN Pastanesinde çay içmek için buluşmuştuk.

Sohbetin tam ortasında şehre pastane kültürünü nerede ise 50 yıla yakın bir süreçte bir yerlerden bir yerlere taşıyan Ali Aydın abimiz bir anda omuzlarıma dokunuverdi.

Sohbete Ali abi de dahil olunca bir kağıt kalem aldım ve başladım Ali abinin yakın tarih diyebileceğim anılarını kısa kısa not almaya.

70’li yılların başına gidiyoruz.

O yılların Türk tiyatrosunun efsane ismi Yıldız Kenter Hanım bir tiyatro oyunu için Konya’ya gelmiş.

Anıt civarındaki Zafer Otel’de kalıyorlarmış.

Anıta doğru yürüyüş yaparken Ali abinin yanına gelmiş ve çay içip sohbet ederlerken dostluğu ilerletmişler.

Gel zaman git zaman Kenter ailesi ile Ali Aydın abi İstanbul’da bir araya geliyor ve görüşüyorlarmış.

Ali abimiz her İstanbul’a gidişinde Kenter ailesine kadınlar pazarından aldığı küflü peynirlerden götürüyormuş.

Ama laf aramızda o günkü küflü peynirler gerçek küflü peynirlerdenmiş.

Ve Yıldız hanım bu bizim küflü peyniri hep Fransızların o dünyaca ünlü ‘rokfor’ peynirine benzetirmiş.

…………………

Şimdi Konya’nın 60 lı yıllarına dönelim.    

Ali abi 60 ların Konya’sını adeta yaşayarak anlatırken, Alaaddin Caddesindeki Torunoğlu’nu İdris Manav’ı Can Oteli, Turing Palas’ı veeee o yıllarda Konya sahnelerinin yıldız sanatçısı TAMARA Hanımı anlatıyordu.

Sonra hafta sonu çok araştırdım. Konya’da o yıllardaki Konyalının tiyatroya olan düşkünlüğünü, sinema kültürü dahası yazlık ve kışlık sinemalarını, eğlence kültürü.

Maalesef bu işlere girmek bunları yazmak zaman içerisinde ayıp olduğu için hiç kaleme kağıda dökülmediği için Tamara Hanım, Tamara Hanım diye geriye gittikçe Alaaddin Keykubat ve Annesi Gürcü Hatun diğer adı Tamara'a Hanıma ulaştım.

Ama sahnelerin yıldızı Tamara Hanım ile tek bir satır ve canlıya ulaşamadım.

Sadece Ali abiden dinledim o kadar.

Ve bunları da bugün o yılları yaşayan büyüklerimizin hafızalarını canlandırmak için, bilmeyen duymayanlarında kulağına kar suyu kaçırmak için sizlerle paylaştım.

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

 

Edep olmadıkça asaletin, güven olmadıkça sevginin, adalet olmadıkça yönetimin, cömertlik olmadıkça zenginliğin, alçak gönüllü olmadıkça makamın bir faydası olmayacaktır.

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

 

Allah rızası için yardım etmedikçe insanlığımızın tartışılacağını hiç aklımızdan çıkarmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz,

Yorumlar

  • yorum avatar
    entel_gonyalı
    15-06-2021 20:59

    Konya'nın 1960-70 yıllar eğlence hayatı, musiki dünyası sessiz bir dünya olarak kalmış durumda, 1950'li yılların Nebi Dayı'nın Üniversitesini kimler hatırlıyor ise Tamara'yı da onlar hatırlayabilir. 1936'yılarda ise Sabahattin Ali'nin dinlediği bir kadın sanatçı isminden de bahsedilir, bakalım belki bir paylaşan çıkar.

  • yorum avatar
    Ferhat
    14-06-2021 23:59

    Olayın boyutu büyüyebilir,ondan sonra yok hastane,yok polis merkezi,yok mahkeme,git gidebilirsen,vakit bulabilirsen,kaybettiğimiz zaman da cabası..Gerçekçi olalım bu sistemde,bu yöneticiler varken hiç bir işe karışmam...

  • yorum avatar
    Ferhat
    14-06-2021 23:57

    Hiç kusura bakmasın,bu toplumu bu kadar nemelazımcı,bana neci yapan yöneticilerimiz ve o çok kıymetli adaletçilerimiz.Paran varsa kefil ol,vaktin varsa şahit ol.Bu söz iliklerimize kadar işlemiş.Bundan dahası birine yardım edeceksen,acaba Kadir Şeker gibi mi olur diye yardım etmek içimden gelmiyor...Veya acaba yardım isteyen kişi gerçekten bu yardıma ihtiyacı var mı,yoksa dolandırıcı mı,bilemiyorsun...

  • yorum avatar
    FİKRET COŞAR
    14-06-2021 14:57

    Milletimiz korona' dan korunmak için gereken fiziksel mesafeyi sosyal mesafe diye yanlış tanımlayınca yerde trafik kazasında yatmakta olan yaralıya bile mesafe koyup acil servisi aramaktan bile kaçınır oldu. Ya yerde yatan sizin çocuğunuz olsaydı ne olacaktı. 112 yi aramak için konturum yok diye söyleyen cahilde ayrı bir mesele. Vesselam.

  • yorum avatar
    Ali DEMİRHAN
    14-06-2021 09:00

    Yazdıklarınız çok doğru ama bizi bu hale Devletin kendi getirdi örnek kavgayı ayır arada polis seni alır yaşadığım bir örnek vilayetin önünden biri kaçıyor üç beş polis kovalıyor yakalayın hırsız diye ve yanımızdan geçerken bir genç çelme taktı ve hırsız yakalandı polisin biri demesin mi niye çelme taktın sana ne diye karakola götürmeye kalktı biz şaşırıp tepki verdik genç asker di ve götüremedi ve vatandaş ne yapsın sadece seyrediyoruz saygı ile

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.