Konya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.48
  • EURO
    34.96
  • ALTIN
    2436.1
  • BIST
    9716.95
  • BTC
    64627.25$

Konya Yerli ve Milli Tohum Üretim Merkezidir

12 Ağustos 2021, Perşembe 12:32

Tohum, hayatın başlangıcı, gıda zincirinin ilk halkasını, biyolojik ve kültürel çeşitliliğin yapısal göstergesidir. Tohumluk, tarım sektörünün önemli bir girdisi olmanın yanında, tarımın diğer girdilerinin verimliliğini etkileyen, ürün kalitesini doğrudan belirleyen stratejik bir öneme sahiptir. Tarımsal üretimde artış ve kalitenin yükselmesi ülkelerin ekonomileri için anahtardır. Tarımda istenen gelişimin elde edilebilmesinde yüksek kaliteli tohumlukların üretimi ve kullanımı tohum teknolojisinin de odağında olmuştur. Tohum teknolojisindeki gelişmeler, tarımdaki diğer girdileri de etkilemesinden dolayı (örneğin bitki koruma, gübre, su kullanımının optimize edilmesi vb.) tüm girdilerin marjinal faydalarının arttırılması gibi sinerji yaratan katkılar sağlar. Dünya nüfusunun artışı, tarımı ve dolayısıyla tohumculuğu her zaman yükselen sektör olarak tutmaya devam ettiği gibi, küresel anlamda sektörde meydana gelen değişimler, teknolojik ilerlemeler ve şirket evlilikleri/birleşmeler gibi gelişmeler, tohumculuğu hızla yenilenen sektörler arasına taşımaktadır. Artan nüfusun gıda gereksiniminin karşılanması, bu süreçte kuraklık, iklim değişikliği, suya ulaşım zorlukları ve bitki hastalıkları gibi birçok olumsuzluğun bitkisel üretime etkilerinin azaltılması tohumculuktaki gelişmelere bağlıdır.

Bugün, dünya geneline baktığımız zaman sertifikalı tohum hacmi 50 milyar doları, ticareti ise 12 milyar doları bulan stratejik devasa bir büyüklüktedir. 2006 yılında Tohumculuk Kanunu’nun çıkarılması ile birlikte Türkiye’de tohumculuk sektörünün önü açılmış ve tohumluk üretimi ve ticaretinde çok önemli gelişmeler sağlanmıştır.  Ülkemiz tohumculuk sektörü bir bütün olarak yerli ve yabancı firmaların işbirlikleri neticesinde teknoloji transferi, sermaye birikimi,  insan kaynaklarının oluşumu açısından son derece önemli bir yol kat etmiştir. Buğday, arpa, çeltik, bazı yem bitkileri ve yemeklik baklagillere ait sertifikalı tohumlukların önemli bir kısmı ise Türkiye’de ıslah edilen çeşitler kullanılarak gerçekleştirilmektedir.

Tohumluk üretiminde zaman içinde kooperatifleri de kapsayan özel sektörün payı kamuya göre önemli ölçüde artmıştır. 1995 yılında 111 bin tonluk buğday tohumluk üretiminin yüzde 3’ü özel sektör tarafından gerçekleştirilirken; bu oran günümüzde yüzde 70’leri aşmıştır. Yaşanılan pandemi döneminde tohumculuk sektörü tarımın diğer alt sektörlerine oranla çok daha başarılı bir performans çizmiştir. 2008 yılında 290 bin ton olan sertifikalı tohum üretimi bugün 1 milyon 150 bin tona yükselmiştir. Tohum ihracatımız ise 2000’li yıllarda 17 milyon dolar civarındayken bugün 91 ülkeye 150 milyon dolar değerinde tohum ihraç ediyoruz. Tohum ihracatının ithalatı karşılama oranı yüzde 31 iken Türkiye’nin ihracatının ithalatı karşılama oranı giderek artarak, fidan ve süs bitkileri dâhil edildiğinde 2020 yılında %114 olmuştur. Türkiye, dünyada önemli tohumculuk ülkelerinden birisidir ve dünyada ilk 10 arasındadır.

"KOBİ cenneti" ve "tahıl ambarı" gibi isimlerle anılan Konya’mız, sertifikalı tohum üretimi ile tohumculuğun da merkezi olarak adından söz ettiriyor. Tohum yetiştirmek için en önemli etkenler dünya enlemindeki yer ve sulamadır. İstenmeyen yağışların olmaması da çok önemlidir. Bu şartlar sağlandığında dayanıklı ve çimlenme gücü yüksek verimli tohumlar elde edilebilmektedir. Yüksek gece-gündüz sıcaklık farkı, nem oranın düşüklüğü ile hastalık ve zararlılardan ari tohumluk üretimi için Konya Ovası, dünyanın bir kaç önemli tohumculuk merkezinden biridir. Çok sayıda yabancı firma burada tohum üretimi yapıp dünyaya satıyor. Yabancı firmalar burada ağırlıklı olarak mısır, ayçiçeği, buğday, patates, ıspanak tohumu ve kabak çekirdeği gibi bitkilerin tohumlarını yetiştiriyor.

2020 yılı üretim sezonunda 160 firma ve 910 bin dekar alanda 13 bin adet beyanname başvurusu yapmıştır. Konya, Türkiye'deki sertifikalı tohumluk üretiminin miktar olarak yüzde 30’unu, değer olarak yüzde 35’ini üretmektedir. Konya; Türkiye'nin arpa tohumu üretimde yüzde 40, patates tohumu üretiminde yüzde 48, ayçiçeği tohumu üretiminde yüzde 60, yonca tohumu üretiminde yüzde 60, kuru fasulye tohumu üretiminde yüzde 58, yem bezelyesi tohumu üretiminde yüzde 28 ile ilk sırada,  buğday tohumu üretiminde yüzde 24 ile ikinci sıradadır. 

Tarımsal üretimde çok önemli bir yere sahip olan Konya, tohum üretiminde de söz sahibidir. Dünyadaki gelişmelere kendimizi kapamamamız gerekir. Yıllık 50 milyar dolar olan dünya tohum pazarında son yıllardaki önemli gelişmelere rağmen yeterli bir pay aldığımız söylenemez. Ancak biz daha iyisini yaparak, daha kaliteli çeşitler geliştirerek dünya tohumculuğunda önemli bir ihracatçı ülke olabiliriz.

 

Gelecekte gıda arz güvenliğinin sağlanması için tohumun genetik kodlarının iyi okunması gerekmektedir. 2023 sonuna kadar sertifikalı tohum üretimimizin 1,5 milyon tona, ihracatımızın 300 milyon dolara çıkarılması, gen kaynaklarımızın korunması ve atalarımızdan miras kalan bu verimli toprakları, gelecek nesillere aktarmak için yerli ve milli tohumculuğun geliştirmesi ve yaygınlaştırılması çok önemlidir.

Tarım istikbalin, hatta istiklalin temincisidir. Çiftçilerimizin meselelerini, beklentilerini, hedeflerini yakından takip etmekteyiz. Biz biliyoruz ki tarlalara ekilen yalnızca tohum değildir;  umuttur, hayaldir, yürektir, emektir, gönüldür. Türkiye’nin stratejik ve mukayeseli üstünlüğü tarımdır. Geleceğin dünyasının tesisi tarım-sanayi entegrasyonu ile tarımsal ürünler için uygun pazarlar oluşturulmasından geçmektedir.

Çiftçilerimizin sorunları vardır. Bunların istikrarlı ortamlarda, istikbal için çözüme kavuşması gerekmektedir. Yaşadığımız zorlu günlerde çiftçilerimizin sürdürülebilir tarımsal üretime devam etmesi için atılacak adımlar ve uygulanacak destekleme programları değerlidir.

2006 yılında yürürlüğe giren 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu, yönetmelik ve alt mevzuatların uygulanmasında karşılaşılan sıkıntılar nedeni ile yeni teknolojik ve bilimsel gelişmeler ışığında yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Yapılacak mevzuat düzenlemeleri ile birlikte etkin piyasa denetiminin yapılması, bu denetimlerde birlik veya ilgili alt birlik yetkililerinin yer almasının sağlanması sektörün büyüme ivmesine katkı sağlayacaktır.

Ar-Ge tüm dünyada her stratejik sektörün bel kemiği olduğu gibi, tohumculuk sektörü gibi ülkeler için askeri kuvvet kadar önemli olan bu sektörün de bel kemiğidir. Tohumculukta Ar-Ge'nin yeterliliği ve sürekliliği firmaların tohum ıslah çalışmalarına bağlıdır. Islah çalışmaları bu bağlamda yüksek verimli, kaliteli, hastalık, zararlı ve olumsuz çevre şartlarına dayanıklı çeşitlerin bitkisel üretimde var olmasını sağlamaktadır. Islahında uğraşılan materyalin biyolojik bir varlık olmasından ötürü yaşam döngüleri ve üretileceği sezon/iklim uyumluluğu göz önüne alındığında anlaşılacaktır ki yeni bir bitki çeşidinin ortaya çıkartılması/ıslah edilmesi çok uzun sürelere mal olmaktadır, bu süre bitkinin döllenme fizyolojisine, yaşam döngüsüne, çevre ihtiyaçlarına göre onlarca yıl alabilmektedir. Bu amortismanı çok üzün sürecek 'bel kemiği' ıslah/arge faaliyetleri özel sektör için desteklenmelidir.

Sertifikalı tohumluk tüm aşamaları kamu tarafından, bazı aşamaları sektörün yetkilendirdiği STK'lar tarafından denetlendikten sonra çimlenme, safiyet ve hastalıklardan ariliğinin standartlara uygunluğu onaylanmış, ticaretine izin verilmiş tohumluktur. Sertifikalı tohumluğun tanıtımı ve çiftçilerin/tüketicilerin de bu konu hakkında bilinçlendirilmeleri önem arz etmektedir. Sektör tarafından yapılacak çiftçi eğitimi ve yayım çalışmalarına ağırlık verilmesinin de çok büyük faydalar sağlayacağı bir gerçektir. Öte yandan Tohumculuk hakkında bilgi kirliliğine neden olan konu uzmanı olmayan kişilerin yaptığı bilimden/gerçekten uzak medya söylemleri hususunda kamuoyu oluşturulması için Bakanlık desteği önem arz etmektedir.

Sertifikalı tohum üretiminden önemli bir aşama da tohumun yetiştirilmesinde rol alan sözleşmeli çiftçi ve üreticilerdir. Mahsul üretiminden daha fazla kalifiye yetkinliğinin arandığı 'tohum yetiştiriciliği' bilgi ve donanım isteyen bir iştir. İlgili bitki grubu hakkında yeterli bilgiyi bir sertifika programı dahilinde eğitimle almış 'tohum yetiştiricileri' ortaya çıkarmak tohum üretiminde hem kaliteyi hem kantiteyi artıracaktır. Bu bağlamda sertifikalı tohumlukların borsalarda satışı söz konusu olmadığı ve yeniden ekilerek aynı ürün elde edildiği için diğer ürünlerde olduğu gibi borsaya giriş olmadığı göz önüne alınarak sertifikalı tohumlukların borsa tescilinde ticaret borsası kesintisi yapılmaması tohum yetiştiriciliği için dolayısı ile sektör için önemli bir destek olacaktır.

Özel sektörün girişimciliği ile ön plana çıkan tohum sektörü iç pazara yeterlilik düşüncesi yanında küresel pazarda da sözünün geçeceği noktaya ulaşma çabası içerisinde katma değeri yüksek, markalaşmış, güvenilir yeni çeşitler/tohumlar üretme arzusundadır. Bu çabanın desteklenmesi ve ihracatın artırılması hususunda fayda sağlamak için; ilgili bakanlıkların resmî prosedürler konusunda gerekli ticaret, gümrük ve bitki sağlığı anlaşmalarını yapmaları, mevzuat uyumluluğunu sağlamaları ve teknik engelleri ortadan kaldırmaları gerekmektedir.

Gelişen insan nüfusunun başta gıda olmak üzere en önemli ihtiyaçlarının karşılanması hususunda önemli role sahip tohum sektörü bu bağlamda ticari olmaktan daha çok stratejik bir konumdadır. Gerek ülkemizde gerek ise küresel anlamda tohumculuk sektörü gelişimini sağlamak zorundadır, bu gelişimi sağlamak için ülkelerin sadece kendi şartlarına değil insan hakları çerçevesinde küresel faydayı sağlayacak milli politikaları belirlemesi gerekmektedir.

İnsan beslenmesinde gıda güvenliği açısından kendi tohumluğumuzu yeterli miktar ve kalitede üretme konusunda kendimizi sorumlu hissetmeliyiz. Milli Tohumculuğu desteklemeli ve hileli tohumculuğu önlemek için de gayret göstermeliyiz.

Bakanlığımız başta olmak üzere, TÜRKTOB ve tüm alt birliklerimiz, ilgili sivil toplum kuruluşlarımız ve tohum üretici firmalarımız; Milli Tohumculuğun gelişmesi için ortak akılla koordineli bir şekilde çalışmalıdır.

Biz, Devletimizin yanında insanımız üretmeye devam edelim, gücümüze inanalım, kendimize güvenelim ki ‘Türk Tarımı’nı dünyada hak ettiği yere getirelim.

Devletlü büyüğümüzün dediği gibi; “Tohumu şefkatle atarsak ürünü neşeyle toplarız. Söz ruhtan gelmiyorsa, kalben onaylanmıyorsa, yani dürüst değilse, altında bir oyun vardır.”

#topragınadamı

Yorumlar

  • yorum avatar
    Oguz Oguz
    12-08-2021 17:10

    Markete gidince sebzenin, meyvenin üzerindeki karekodu okutup, hangi ari tohumdan ürünün elde edildiğini görmek güzel, ancak burada işin içine birde biyolojik zirai ilâç ve gübre gelişimi ve kullanımı giriyor, zannediyorum. Kimyasal ilâç ve gübrelerin canlı ve doğa sağlığı için tehlike boyutları çok açık, ve yurt dışından kimyasal ilâç nedeni ile red yiyip yurt içine, bize dönen malların akibetini kimse açıklamıyor.. Hastalıklı hayvanlar ve et ithalatında da benzer sorunlar ayyuka çıkmıştı. Susuz tarım, tohumculuk, biyololik veteriner ve zirali ilâçlama sektörlerinde geç kalmamamız lâzım. Zira hammaddesiz,altyapısız, niteliksiz sanayi üretimi ile bir yere varamayacağımız da çoktan tescillendi, bari aç kalmayalım.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.