Konya
20 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.50
  • EURO
    34.78
  • ALTIN
    2499.5
  • BIST
    9693.46
  • BTC
    63525.125$

KOKULARIN GÜCÜ VE ŞİFASI

06 Eylül 2021, Pazartesi 08:16

Güzel kokmak bir iletişim şeklidir. Kimliğimizin,  karakterimizin imzasını taşır, ayrıca frekansımızı ve etkilediğimiz insanların frekanslarını da yukarı taşıyarak enerji düzeyinde de tetiklenme sağlar. Geçmişte de koku sözsüz iletişim şekliydi.Nezaketin ve saygının diliydi. Günümüzde üretimde verimliliği arttırmak için çalışanları motivasyonunda ve satışı arttırmak için müşterilere gönderilen  bilinçaltı tetikleyicileri olarak kullanılmakta.Kokunun Tedavide ve şifadaki kullanımı ise Türk kültüründe çok eskiye dayanır, İbn-i Sinadan , Şerafettin Sabuncuoğlu’na kadar bi çok alim terkiplerinde kokuya yer vermiştir.

Kokunun gücü neden önemli? Derseniz,  beyinde duygu ile aynı anda aynı yere kodlanan kokuyu ne zaman alırsak alalım bizi yaşanan anı ve duygusuna götürecektir. Buraya kadar tamam ama biz insanoğlunun çalışma prensibinde ise; duygu ve düşünce birbirini ve onlarda hormonlarımızı tetikleyerek ilerler, uzun süre bir anının etkisine  yada kokusuna  maruz kalırsak o şekilde beden hormon salınımı yapıyor. Hormonlar ise sizin kim olduğunuza cevap veren işletim sistemi.

Koku sizi keyifli bir anıya götürmüş ise beden de serotonin hormonu artıyor, mutlu canlı zinde üretken yaratıcı tarafınız güçleniyor yada tam tersi  çok derin kırıldığınız bir anıya gitmişseniz serotonin seviyeniz aşağıya düşer göz bebekleriniz  küçülür, omuzlar öne düşer beden kendini kapatır ve içsel motivasyonunu da kaybeder. Dahası uzun süre bu kokuya maruz kalmak zihinde bu anıya maruz kalmak demek. Bi süre sonrada gerçekliğimiz olmaya başlıyor, şimdinin gerçekliğinden uzaklaşıp beden geçmişte yaşamaya başlıyor, beyin o anının varlığına saplanıyor ve şu anı ıskalıyor. Dahası tepkileri, yaşam stratejisi her bişeyi ona göre şekilleniyor ve bütün kurguyu geçmişe göre tasarlıyor, korktuğu bir anıya saplanmışsa bedende adrenalin ve kortisol seviyeleri sürekli yükselip sağlık problemlerine çoğunlukla, romatizmal hastalıklara, iç enerjinin tüketilmesiyle psikolojik hastalıklara açık hale geliyor.

Herşeyin ölçülebilen bir frekans boyutu var düşüncelerimizin, duygularımızın, kokuların. Beden kendisini belli bir frekansın üzerinde tutarak enerjisini tam kapasite kullanır, 200 MHz altına düşerse hastalıklara da açık hale gelmeye başlar, ki düşük frekans demek yetersizlik, korku, kaygı, utanç, kin, kızgınlık, affedememe, hazmedeme duygularını uzun süre taşımak ile mümkün. Beynin ortalama frekansı ise 70 MHz de, İyi haber ise bir gülü koklamak sizi anında 320 MHz çıkartacaktır. 

Sebebi yokken bile  güvende hissedemiyorsanız olmayan bir düşman ve tehlike ile boğuşuyorsunuzdur.Zihin sizi bi yerlere bağlamış ve labirentten çakamıyorsunuzdur o zaman Ayetelkürsi suresiyle  eşdeğer frekansa sahip Amber kokusu size eminlik hissini yaşatacaktır. Mistik ve ezoterik tarafından bakacak olursak melekler bizi kokumuzdan tanır, yani bizim bedenimiz negatif  duygu ile boğuşurken hormonlar bunu zaten yansıtacaktır. Melekler, melekeler, bize verilen potansiyel ve Allah’ın yarattığı sistemle iletişimimiz bizden yansıyan koku ile gerçekleşir, o yüzden güzel kokmak peygamber efendimizin sünnetidir, kendisi de amber, oud, misk ve gül kokularını kullanmış ve de tavsiye etmiştir. Bu kokular ayrıca bilinçaltına emniyet, güven, huzur, tazelik güçlülük gibi sinyallerinde göndermektedir.

Sadece bilim adına değil, tüketimi arttırmak isteyen firmalar da koku üzerine çok fazla araştırma yapmakta. Ekmek ve vanilya kokusunun aidiyeti arttırdığı ve iyi hissettirdiğinin anlaşılması üzerine bi çok firma bu kokuları satışı arttırmak için kullanmakta. Limon, müge çiçeği, nane ve saf hava koklatılan 35 kadın ve erkek denekte; bilgisayar ekranına bakma süreleri üzerine  yapılan bilimsel bir araştırmada ise, limon çiçeği,müge çiçeği ve nane kokusuna maruz kalan deneğin uzun süre ekrana bakma, odaklanma ve detayları görme eğilimle neredeyse %55 arttığını kanıtlamıştır.Saf hava koklayanlarda ise bir artış görülmemiştir. Turunç meyve kokularının beynin kapasitesini arttırdığı, görsel hafızayı güçlendirdiği, ders çalışırken öğrenmeyi kalıcı hale getirdiği bilgisine ulaştığımda, soba üzerine annemin koyduğu mandalina kabukları anısına gittim. İçsel şifa gücünün kadim bilinç havuzumuzda nasıl varolduğununu anladım.

Hayalkırıklığı, aldatılma ve depresyondaki kadınların tedavilerine eşlik eden Yasemin çiçeği kokusu; Viyana Üniversitesinde ki bir araştırmada ise psikolojik terapilerinde kadın deneklere koklatılmış ve iyileşme oranlarının arttığı, iyileşme sürecinin kısaldığı, az zamanda hızla yol kaydettikleri gözemlenmiş. Bizim kültürümüzde ise yüzyıllar boyunca tedavide kokunun şifasına yer verilmiştir.

Kokunun gücü hayatımızda yadsıyamayacağımız bir düzeyde, yapılan bi çok araştırma bunu destekliyor.

Kendimiz iyi hisetmekten, frekansımızı yükseltemeye , odaklanmaktan, anılarımızı dönüştürmeye, kimliğimizden,kim olduğumuza kadar etkili kokunun dünyası, o zaman Allah’ın bahşettiği bu güçten bilinçli ve farkındalıklı bir düzeyde faydalansak nasıl olur?

Yorumlar

  • yorum avatar
    Melih
    18-04-2024 10:56

    Oldukça misk kokulu bir makale.. Huzurlu, ferah bir 5 dakika geçirdim.. Teşekkür ederim..

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.