Konya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.60
  • EURO
    35.03
  • ALTIN
    2417.1
  • BIST
    9722.09
  • BTC
    64138.69$

KİTAPLARLA YAKIN DOST OLALIM (6)

01 Nisan 2017, Cumartesi 09:07

Çiçero; “Kitapsız bir oda, ruhsuz bir adama benzer” Françis Bacon; “bazı kitaplar tadılmalı, bazıları yutulmalı, bazıları da hazmedilmeli” de­mişler.

“Tarih kitapları (okuyan insan için) insanların, özellikle de idarecile­rin en iyi, en sadık ve en doğru müsteşarlarıdır” sözü de ne kadar ibretli. Geçmi­şin bütün ibretli olayları, tecrübeleri, ibret alınması, hata yapmamak için fay­dalanılması gereken numuneleri kitapların içinde mevcuttur. Onları okuyan­lar, faydalananlar elbette zararlı çıkmazlar. Peygamberimiz: “İsti­şare eden pişman olmaz”([1]) buyurur. Hele bu istişare, riyadan, korkudan, dalkavukluk­tan, menfaat beklentisinden, istikbal kaygısından, uzak olan kitaplarla yapı­lırsa hiç pişmanlık olmaz.

Osmanlının torunları bugün bu hale düşmüş ise sebebi;  ekonomik kay­gılarla, kalifiye elemanlarının yurt dışına kaçmış olması, insanımızın okuma­ması, okuma alışkanlığımızın olmamasıdır.

Dünya çapında yapılan araştırmaya göre en az okuyan Brezilyalılar 11.500 kişiye bir kitap, ikinci Taylandlılar 10.500 kişiye bir kitap düşüyor, üçüncü Türkiye 7.250 Türk vatandaşına bir kitap düşüyor. Yine memleke­timizde yapılan bir araştırmaya göre kitabın ihtiyaç sıralama listesinde 222. sırada yer aldığı ortaya çıkmıştır.([2])

Almanya’da bin kişiye 2700 kitap, ABD de 12000, Türkiye'de ise sa­dece 7 kitap düşmektedir.([3]) Avrupa’da yapılan bir araştırmada; Tarihini en az okuyan ve en az ilgilenen Türk çocukları çıkıyor.([4])

Halen piyasada 3575 yabancı dilden tercüme varken, sadece 841 Türk kitabı yabancı dile çevrilmiş, bu da memleketimizin büyük bir kültür isti­lası ile karşı karşıya olduğunu gösterir.([5])

Bir Üniversitenin dil araştırma bölümü tarafından yapılan istatistiğe göre ilköğretimden bir Alman çocuğu 70.400 kelime, bir Japon çocuğu 44 bin ke­lime, Fransız 30 bin kelime, Türk 7260 kelime ile mezun olup hayata atılı­yor.([6])

Talebe psikolojisi her zaman aynı olmuştur. İşi ciddiye alan, öğrenci­le­rine bir şeyler vermenin azmi ve gayreti içinde olan öğretmenler, hocalar sevilmez, beğenilmez, adları “kıl hoca”ya çıkar. Böyle bir hocanın talebe­leri hep beraber “Hoca ölsün” diye dua ederlermiş. İçlerinden birisi demiş ki; “Hata ediyoruz. Duamız kabul olsa da hoca ölse, başka bir hoca gönde­rirler. Yine kurtuluş olmaz. Gelin biz Okuma ölsün diye dua edelim de tam kurtula­lım” demiş. Bizim memlekette her halde bu gerçekleştirilmiş ve okumayı öldürmüşler. Halbu ki Şair Nâbi’nin sözü bu hususta ne kadar güzel:

Etme ar, oku öğren ehlinden

Her şeyin ilmi güzel cehlinden

Bu olumsuzlukların gözler önüne dökülmesi de belki iyi değildir. Mo­ra­limiz bozulmaktadır. Ama bunlar, bu gerçekler dile getirilmediği zaman, bazı gafil veya maksatlı kişiler, bu gün zillet derecesi diyebileceğimiz bu seviyenin vebalini ve faturasını İslâm’a yıkıveriyor. Bu günkü geri kalışı­mızın sebebi;  dünya devlet ve milletleri ile aramızda kıyas kabul etmeye­cek bu farklardan, bu tembellik ve ataletimizden değil de İslâm’dan kay­naklandığı iftirasını atı­veriyor. Bu da iftira ve haksızlıkların en büyüğüdür. Akif bunu şöyle dile getirir:

Çalış dedikçe şeriat, çalışmadın durdun

Onun hesabına birçok hurafeler uydurdun

Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası

Dostunun yüz karası, düşmanının maskarası

Dipnotlar:

1- Heysemî, “Mecmeu’z-Zevâid”, Beyrut 1967, c. 2, s. 280.  

2- Tarih ve  Düşünce  Dergisi, sayı: 2001/2, s. 2.

3- Sur Dergisi, Kasım 2001 s. 23.

4- Tarih ve Düşünce Dergisi, sayı: 4,  s. 72.

5- Sur Dergisi, sayı: 236, s. 21.

6- Av. M. Ali Uz’un makalesi, Konya Postası  Gazetesi.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.