Konya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.53
  • EURO
    34.90
  • ALTIN
    2439.9
  • BIST
    9716.95
  • BTC
    64943.7$

KİTAP OKUMA ALIŞKANLIĞI (3)

18 Temmuz 2019, Perşembe 08:57

Geleceğin ailesini kuracak olan çocuk ve gençlere okuma ihtiyacı ve alışkanlığı kazandırabilmek için eğitim sistemi içinde sistematik düzenlemeler yapılma­lıdır. Ancak, mesele sadece okula bırakılmamalı aile bu konuda üzerine düşen görevi yerine ge­tirmelidir. Bunun için çocuklara günün belli saatlerinde yetişkinler tarafından kitaplar sesli olarak okunabilir.

Daha sonra okula başlayacak olan çocuğun okuma alışkanlığı kazanmasında ailenin okul ve kütüphane ilişkilerini ar­tırması lâzımdır. Okul ortamı ço­cuğa cazip hale getirilmeli, oku­ma alışkanlığı kazandırabilmek için zaman zaman mükafatlandırma yoluna gidilmelidir. İnsana yetişkinlik döneminde okuma alışkanlığı kazandırmak biraz da­ha çaba ister. Yıllarca yapmadık­ları, ya da ihtiyaç olarak hisset­medikleri bir şeyi yapmalarını is­temek birçok zorlukları da bera­berinde getirir.

Yetişkinlere yö­nelik çalışmalar da bu zorlukları çözecek unsurlar aranarak işe başlanmalıdır. Yetişkin psikolojisi ile çocuk psikolojisi aynı değildir, ihtiyaçları, beklentileri ve algıla­maları çok farklıdır. Bu bakımdan yetişkine verilecek olan kitaplar öncelikle ihtiyaç ve bilgilerine ce­vap verebilmelidir.(1)

Toplumu, özellikle çocukları ve gençleri kötü alışkanlıklardan uzaklaştırmak için yaş ve seviye­lerine göre, yerli ve yabancı ya­yınlara yönlendirilmeli; kahvehane­ler, gönüllü kişi ve kuruluşların desteği ile kıraathanelere dönüş­türülmelidir.

Okuma, düşünme ve araştır­ma sanatına yürekten inanan ki­tap okurları, yaptıkları ilgi çekici faaliyetlerle güçlü bir kamuoyu oluşturmalı ve bu keyfiyet her platformda tartışılmalıdır.

Kütüphaneler, daha modern ve kullanışlı hale getirilmeli; bu arada bütün halkın kütüphaneler­den istifade edebilmesi için her il­de gezici halk kütüphaneleri oluş­turularak, hizmeti vatandaşın ayağına götürmeli, böylece oku­maya teşvik edilmelidir.

Günümüzde çokça yaygınla­şan her çeşit kitap fuarlarının medya aracılığı ile en ücra köşeye kadar tanıtımı yapılmalı. Tv ka­nallarında hazırlanacak sosyal ve kültürel programlarla konu gün­demde tutulmalı; gazete ve dergi­ler, spor ve ekonomi gibi, kitap tanıtımı ile okuma üzerinde say­falar hazırlanmalıdır.

21. yüzyıla devasa gelişme­lerle girmeye hazırlanan bu dün­yada, sanayi ve teknoloji bakımından gelişmiş ülkeler, kitap ve bilgi olayına daha pratik çözümler geliştirmektedir. Uluslararası bilgi ağının kurulmasıyla da iletişim yaygınlaştırılmakta ve hızlı bir bil­gi sirkülasyonu sağlanmaktadır. Şimdi ciltler dolusu bir kitap, kü­çük bir diske yerleştirilebilmekte, bilemediğimiz bir sözcük için, lügatlerle zaman kaybetmek yerine, bir tuşa basmak yeterli olmakta­dır. Fakat bütün bu gelişmelerin kitaba olan ilgiyi ve okuma olayını azalttığını iddia etmek yanlıştır. Kitaplar her zaman değerlerini muhafaza edecek ve hiçbir zaman önemini yitirmeyeceklerdir.

Kendi iç dünyamızda ve dünya coğrafyasında, iyiyi, güzeli, sevgi ve hoşgörüyü hakim kılmak isti­yorsak; her zaman, her yerde ve her fırsatta kitabı elden bırakma­malıyız. Manevi hazların şahikaya erişmesi de, gönlümüzde huzurun taht kurması da ancak kitap sev­gisi ve okuma ile gerçekleşebilir.

Merhum Necip Fazıl aşağıdaki mısralarla bunu ne güzel ifade eder;

"Hasta olsam, ilacım, çorbam, sütüm o kitap...

Suda mantarım, gökte paraşütüm, o kitap..."

Öyle bir toplum tahayyül edi­yorum ki, bahçede parkta oku­yan; otobüste, trende, vapurda okuyan; kahvede, kıraathane­de okuyan bir toplum.

Vatandaşlarının elinden ki­tap düşmeyen, hava kadar, su kadar, yemek-içmek kadar ki­taba ihtiyaç duyan bir toplum.

Otobüs ve taksi durakların­da, otogarlarda, istasyonlarda ve her çeşit kuyruklarda beklerken kıymetli vakitlerini kitap okuyarak değerlendiren bir toplum.

Bayramları ve mutlu olayları kutlamak için postadan kitap gönderen bir toplum. Ziyaret et­tiği hastasına, sünnet olan minik yakınına ve düğününe gittiği mutlu çifte hediye olarak kitap götüren bir toplum.

İşinden akşam eve dönünce, cumartesi ve pazar günleri, hem yorgunluğunu atmak, hem de kü­çük yaştaki çocuklarına örnek ol­mak amacıyla, evininin bir köşesini kütüphane haline getirerek oku­yan bir toplum. Yediden yetmişe, kitaba saygı duyan, onu seven ve okuyan, cıvıl cıvıl neşeli ve huzur dolu bir toplum.(2)

Gelin özlenen bu toplumu hep beraber oluşturalım. Milli birlik ve beraberlik içinde, kavga etmeden, kötü duygu ve düşüncelere sap­madan birbirimize karşı sevgi ve hoşgörüyle yaklaşarak ilerleye­lim.

Dipnotlar:

1- Din Öğretimi Dergisi: Sayı: 36 (Eylül-Ekim 1992)

2- Din Öğretimi Dergisi; Sayı:(Mart-Nisan 1993)

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.