KİTAP OKUMA ALIŞKANLIĞI (3)
18 Temmuz 2019, Perşembe 08:57Geleceğin ailesini kuracak olan çocuk ve gençlere okuma ihtiyacı ve alışkanlığı kazandırabilmek için eğitim sistemi içinde sistematik düzenlemeler yapılmalıdır. Ancak, mesele sadece okula bırakılmamalı aile bu konuda üzerine düşen görevi yerine getirmelidir. Bunun için çocuklara günün belli saatlerinde yetişkinler tarafından kitaplar sesli olarak okunabilir.
Daha sonra okula başlayacak olan çocuğun okuma alışkanlığı kazanmasında ailenin okul ve kütüphane ilişkilerini artırması lâzımdır. Okul ortamı çocuğa cazip hale getirilmeli, okuma alışkanlığı kazandırabilmek için zaman zaman mükafatlandırma yoluna gidilmelidir. İnsana yetişkinlik döneminde okuma alışkanlığı kazandırmak biraz daha çaba ister. Yıllarca yapmadıkları, ya da ihtiyaç olarak hissetmedikleri bir şeyi yapmalarını istemek birçok zorlukları da beraberinde getirir.
Yetişkinlere yönelik çalışmalar da bu zorlukları çözecek unsurlar aranarak işe başlanmalıdır. Yetişkin psikolojisi ile çocuk psikolojisi aynı değildir, ihtiyaçları, beklentileri ve algılamaları çok farklıdır. Bu bakımdan yetişkine verilecek olan kitaplar öncelikle ihtiyaç ve bilgilerine cevap verebilmelidir.(1)
Toplumu, özellikle çocukları ve gençleri kötü alışkanlıklardan uzaklaştırmak için yaş ve seviyelerine göre, yerli ve yabancı yayınlara yönlendirilmeli; kahvehaneler, gönüllü kişi ve kuruluşların desteği ile kıraathanelere dönüştürülmelidir.
Okuma, düşünme ve araştırma sanatına yürekten inanan kitap okurları, yaptıkları ilgi çekici faaliyetlerle güçlü bir kamuoyu oluşturmalı ve bu keyfiyet her platformda tartışılmalıdır.
Kütüphaneler, daha modern ve kullanışlı hale getirilmeli; bu arada bütün halkın kütüphanelerden istifade edebilmesi için her ilde gezici halk kütüphaneleri oluşturularak, hizmeti vatandaşın ayağına götürmeli, böylece okumaya teşvik edilmelidir.
Günümüzde çokça yaygınlaşan her çeşit kitap fuarlarının medya aracılığı ile en ücra köşeye kadar tanıtımı yapılmalı. Tv kanallarında hazırlanacak sosyal ve kültürel programlarla konu gündemde tutulmalı; gazete ve dergiler, spor ve ekonomi gibi, kitap tanıtımı ile okuma üzerinde sayfalar hazırlanmalıdır.
21. yüzyıla devasa gelişmelerle girmeye hazırlanan bu dünyada, sanayi ve teknoloji bakımından gelişmiş ülkeler, kitap ve bilgi olayına daha pratik çözümler geliştirmektedir. Uluslararası bilgi ağının kurulmasıyla da iletişim yaygınlaştırılmakta ve hızlı bir bilgi sirkülasyonu sağlanmaktadır. Şimdi ciltler dolusu bir kitap, küçük bir diske yerleştirilebilmekte, bilemediğimiz bir sözcük için, lügatlerle zaman kaybetmek yerine, bir tuşa basmak yeterli olmaktadır. Fakat bütün bu gelişmelerin kitaba olan ilgiyi ve okuma olayını azalttığını iddia etmek yanlıştır. Kitaplar her zaman değerlerini muhafaza edecek ve hiçbir zaman önemini yitirmeyeceklerdir.
Kendi iç dünyamızda ve dünya coğrafyasında, iyiyi, güzeli, sevgi ve hoşgörüyü hakim kılmak istiyorsak; her zaman, her yerde ve her fırsatta kitabı elden bırakmamalıyız. Manevi hazların şahikaya erişmesi de, gönlümüzde huzurun taht kurması da ancak kitap sevgisi ve okuma ile gerçekleşebilir.
Merhum Necip Fazıl aşağıdaki mısralarla bunu ne güzel ifade eder;
"Hasta olsam, ilacım, çorbam, sütüm o kitap...
Suda mantarım, gökte paraşütüm, o kitap..."
Öyle bir toplum tahayyül ediyorum ki, bahçede parkta okuyan; otobüste, trende, vapurda okuyan; kahvede, kıraathanede okuyan bir toplum.
Vatandaşlarının elinden kitap düşmeyen, hava kadar, su kadar, yemek-içmek kadar kitaba ihtiyaç duyan bir toplum.
Otobüs ve taksi duraklarında, otogarlarda, istasyonlarda ve her çeşit kuyruklarda beklerken kıymetli vakitlerini kitap okuyarak değerlendiren bir toplum.
Bayramları ve mutlu olayları kutlamak için postadan kitap gönderen bir toplum. Ziyaret ettiği hastasına, sünnet olan minik yakınına ve düğününe gittiği mutlu çifte hediye olarak kitap götüren bir toplum.
İşinden akşam eve dönünce, cumartesi ve pazar günleri, hem yorgunluğunu atmak, hem de küçük yaştaki çocuklarına örnek olmak amacıyla, evininin bir köşesini kütüphane haline getirerek okuyan bir toplum. Yediden yetmişe, kitaba saygı duyan, onu seven ve okuyan, cıvıl cıvıl neşeli ve huzur dolu bir toplum.(2)
Gelin özlenen bu toplumu hep beraber oluşturalım. Milli birlik ve beraberlik içinde, kavga etmeden, kötü duygu ve düşüncelere sapmadan birbirimize karşı sevgi ve hoşgörüyle yaklaşarak ilerleyelim.
Dipnotlar:
1- Din Öğretimi Dergisi: Sayı: 36 (Eylül-Ekim 1992)
2- Din Öğretimi Dergisi; Sayı:(Mart-Nisan 1993)
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.