Konya
29 Mart, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.37
  • EURO
    34.98
  • ALTIN
    2325.9
  • BIST
    9072.35
  • BTC
    69952.79$

KİLO YERİNE GRAMLA SATIŞ

06 Şubat 2019, Çarşamba 08:27

Sebze ve meyve fiyatlarındaki artış önlenemiyor. Bu duruma “fiyatlar çıldırdı” diyenler var. İyi ama gıda başta olmak üzere piyasada bulunan başka temel mallar da zamlardan nasibini aldı. Sebze ve meyve insanların günlük ihtiyacını karşılıyor olmasından dolayı, daha çok dikkat çekiyor ve fiyat artışları da tepkiyle karşılanıyor.

Konunun önemine binaen sebze ve meyve fiyatlarındaki artışa bakalım.

Ispanak, kereviz, karnabahar, brokoli, pırasa, patlıcan, kuru soğan, patates, kabak, kırmızı biber, taze soğan, kıl biber,dolmalık biber, taze fasulye, elma, ayva, muz, mandaline, nar, kivi, armut, salatalık, lahana, sarımsak fiyatları en yüksek artışın görüldüğü “sembol” sebze ve meyveler içinde ilk sırada yer alıyor.

Artan  ve bir türlü de önlenemeyen fiyatlar karşısında özellikle sabit ve dar gelirli insanların bütçesi delik deşik oldu. Bir tarafta gıdaya ulaşım yüksek fiyatlar nedeniyle güçleşirken, kazançlar da yetersiz kalmaya başladı. Bunun sonucu olarak Pazar yerlerinde ve marketlerde alışveriş alışkanlığı büyük oranda değişti. Mesela ihtiyaç sahipleri önceleri kilo ile alırken ve hatta bir kaç kilo halinde alırken, büyük çoğunluk şimdi tane ve gram üzerinden alış veriş yapmaya başladı.

Kasaplardan 200-250 gram kıyma alan insanları duymuştuk.Bir çok insan da bunu duymuş olmalı.

-200 gram kıyma verir misin?

Kimileri de elindeki parayı göstererek

-On liralık kıyma verir misin?

Şimdi bazı insanlar, sebze ve meyve için tane ve gram üzerinden sebze ve meyveyi temin etmeye ve evine götürmeye çalışıyor.

Semt pazarında, satıcıya yaklaşıyor ve ihtiyacını dile getiriyor.

-Yarım kilo ıspanak verir misin? (Ispanak pazarda bir aydır on liranın altına  düşmedi)

-Yarım kilo pırasa verir misin? (Pırasa pazarda bir aydır sekiz liranın altına düşmedi)

-Üç tane patlıcan verir misin?   (Patlıcan on beş liranın altına düşmem diye, dayatıyor)

-Şurdan dört tane yeşil soğan tartar mısın? (Yeşil soğan yirmi liraya merdiven dayadı)

-Şurdan beş-altı kıl biber alabilir miyim? (Kıl biber on beş liranın üstünde)

-Beş-altı portakal tartar mısın?

-Şurdan üç tane muz alsam, olur mu?

Bu örneklerin sayısı oldukça fazla. Nihai tüketici,  tarım ülkesi olan  ülkemizde olup bitenlere bir türlü akıl erdiremiyor. Akıl erdirenlerin sözleri ve söyledikleri de sonucu değiştirmiyor. Tuhaf bir durum var ortada.

Üretici de en az tüketici kadar sebze ve meyve fiyatlarındaki “şok” tırmanışa bir anlam vermekte zorlanıyor. Fiyat artışlarından neredeyse mesul tutulmasına gönlü razı olmuyor. Bu suçlamayı ve hedef gösterilmeyi bir türlü kabul edemiyor. Bir yanda kötü giden hava şartları (Aşırı yağış,sel,hortum felaketi), öte yandan büyük oranda artış gösteren maliyetler üreticinin tabiri caizse belini büküyor ve tarımın her alanında üretim  miktarı yıldan yıla düşüyor. Mesela geleneksel tarım ürünlerimizden olan buğdayda,arpada,bakliyatta, yem bitkilerinde üretim bir önceki yıla göre geriliyor.Bu arada kanatlı hayvan eti üreticileri de yem sıkıntısı çekmeye başladı. Üretici yüksek maliyatler nedeniyle tarlasını istediği dönüm/miktar olarak ekmiyor, ekemiyor.

Sebze ve meyve fiyatlarındaki artış karşısında, mesul aranıyor. Bu  kimi zaman yüksek talep nedeniyle tüketici olurken, kimi zaman üretici oluyor. Zincir marketler de ekleniyor, fiyat artışlarının müsebbipleri arasına. Zincir marketler ne yapsın? İndirimler yapıyor, kampanyalar düzenliyor fiyatları dengeleyebilmek için. Onlar da sebze ve meyve  fiyatlarındaki artıştan, tüketicinin ihtiyaç duyduğu diğer mallardaki artıştan memnun değil. Bir malın fiyatının yüksek olmasından dolayı zincir marketlerin cirosu düşecektir. Onlar için önemli olan makul fiyatlarla daha çok satış yani “sürüm” dedikleri olaydır. “Sürüm” olması halinde daha çok  satacaklar ve daha çok kazanacaklar.

Sebze ve meyve fiyatlarındaki artış karşısında olayın tarafları mağdur.En başta tüketici mağdur,üretici mağdur,marketler mağdur. Ayrıca üretici ile satıcı arasında sübap görevi yapan hal  esnafını zayıflatarak, semt pazarlarını her gün biraz daha etkisiz hale getirerek,manavları bitirerek sorunu çözmek mümkün görünmüyor.

Tarafları zora sokan sıkıntılı bir süreç. Sürecin nasıl ilerleyeceğini ve sorunun nasıl çözüleceğini herkes merak ediyor.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.