Kelebeğin Hikayesi
10 Ağustos 2019, Cumartesi 09:12Bir gün, kırlarda gezintiye çıkan bir adam, kenara oturduğu otlardan birinin dalında, küçük bir kozanın varlığını fark etti. Koza ha açıldı ha açılacak gibiydi. |
Yukarıda ki hikaye de de olduğu gibi her kötülük istediğimiz için yapmış olmuyoruz. Dünyanın bir döngüsü var ve hayat bu döngü ile devam ediyor. Bazen bizler bazı şeyleri kolaylaştırdığımızı, yardım ettiğimizi düşünsek de işin aslı öyle olmaya biliyor. Ve bunu fark ettiğimiz de iş işten geçmiş oluyor. En ağırı da telafi edememek. Bu yüzden davranışlarımızda niyetimiz ne olursa olsun iki kez düşünmeliyiz. İyilik etmek peşinde iken kendimizi en büyük kötülüğü etmiş olarak bulabiliriz.
Bu duruma düşmemek için iyi düşünmek kadar sabır etmekte önemli. Bazı şeyleri hızlandırmak sonlandırmak da olabilir. Yaptığımız yardımlar sabredilmesi gereken olaylarda katliama dönüşebilir.
O yüzdendir ki dünyanın dengesini bilmeli bir kelebeğin kozasını uzun uğraşlarla kendisinin yırtması gerektiğinin önemini fark etmeliyiz. Nitekim bu bir koza hikayesi değildir. Herkes için, her şey için geçerlidir. Çocuğunuz düştüyse bırakın kendi kalksın. Hoplata zıplata siz kaldırdığınız da kendisi yerden kalkmayı hayatı boyunca öğrenemeyecek. Çocuğunuz bir hata yaptıysa her sefer bu seferlik affediyorum demeyin. Bırakın cezasını çeksin ki hata yapmadan önce cezası olduğunu bilip yapmaması gerektiğini öğrensin. Yani koruyucu gardiyanlık görevini hemen terk edin ve hayata gerçek insanlar yetiştirmeye başlayın. Başlayalım. Çünkü bizim minik prens ve prenseslerimiz ileride başka prens ve prenseslerin anne babası olacak. Ve bu bir döngü dünya var olduğu sürece devam edecek. Tek fark biz nasıl yetiştirirsek onlarda öyle yetişecek….
Sonuç ya dimdik ayakta duran nesiller bekliyor bizi ya da ayakkabısının ipini bile bağlayamayan nesiller.. Seçim sizin, seçim bizim. Yarınlar hepimizin….
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.