Kayıp çocuklarımız!Kayıp çocuklarımız!

Türkiye Ağrı’da kaybolan 4 yaşındaki Leyla’ya odaklanmışken diğer kayıp aileleri de seslerini duyurmaya çalışıyor.

Ramazan bayramının ilk günü kaybolan ve Türkiye’nin gündemine oturan, nefessiz bir şekilde sağ salim bulunsun diye beklediğimiz 4 yaşındaki dünyalar güzeli Leyla…

12-13 günü geçti Leyla kaybolalı…

Maviş gözleriyle, günlerdir nerede olduğu bilinmeyen minik Leyla’nın kaçırılma ihtimali üzerinde durulurken, Anne Şükran Aydemir, feryadı yürekli yaktı yaktı…

‘Çocuğu bulamıyoruz. Eğer kızımı kaçıran sesimi duyuyorsa, onda merhamet ve vicdan varsa çocuğumu bir yere bıraksın alalım. Çocuğum şimdi perişandır, yemek yemiyor, süt kullanıyor. Çocuğuma süt verin’ diye yalvaran annenin bu yakarışı umarım yerini bulur ve o melek annesine kavuşur…

Ağrı'da kaybolan 4 yaşındaki Leyla Aydemir'i arama çalışmaları devam ederken; bir kayıp çocuk haberi de Ankara'dan gelmişti.

Bursa'dan yaz tatili için anne ve babasıyla birlikte memleketleri Ankara'nın Polatlı ilçesine gelen 8 yaşındaki Eylül Yağlıkara, Uzunbeyli Mahallesi'nde 22 Haziran'da arkadaşlarıyla oynadığı sırada kaybolmuştu.

8 yaşındaki Eylül Yağlıkara'yı arama çalışmaları devam ederken, Ankara Valiliği olayla ilgili 1 kişinin tutuklandığını açıkladı.

Eylül'ün bisikletinin, tutuklanan şüphelinin evinin önünde bulunduğu ve Yağlıkara ailesinin komşuları olduğu öğrenildi.

Çalışmalar ise İl Jandarma Komutanlığı, İl Emniyet Müdürlüğü ve İl AFAD Müdürlüğü ekiplerince keşif uçağı, drone, kadavra köpek timi, iz takip köpek timi ve motorlu yamaç paraşütleri kullanılarak sürüyor.

Öte taraftan Konya’da, Akören ilçesinde bundan 815-816 gün önce kaybolan 8 yaşındaki Yasin’den  hala hiçbir haber yok…

2 yıldan fazla zamandır oğlunu bulamayan minik Yasin’in babası, ‘Ağrı’da kaybolan Leyla’ya ve Ankara’da kaybolan Eylül’e çok üzüldüm. İnşallah en kısa sürede bulunurlar da aileleri bizim gibi acı çekmez. Benim oğlum da 814 gündür Kayıp . Hiçbir haber yok. Elimden geldiğince bir yerlere ulaşmaya çalışıyorum. Ne olur Yasin’imi de unutmasınlar” dedi…

Böyle bir acı umarım hiç kimse yaşamaz, burada ailelere büyük görevler düşüyor…

Daha öncede yazmıştım böyle bir yazı ama insan bu tür olaylar karşısında aynı şeyleri tekrar tekrar söyleme gereksinimi duyuyor…

Çocuklarımıza susmayı değil, bağırmayı öğretmeliyiz, yabancılardan uzak durmayı, en yakını bile olsa onunla arasında mesafe koymasını öğretmeli ve her ne olursa olsun çocukların yaşadıkları her şeyi korkmadan, çekinmeden, utanmadan aileleriyle paylaşabilmesini öğretilmeliyiz…

Maalesef artık bizim çocukluğumuz, bizim dönemimiz, bizim yıllarımız yok…

Saatlerce sokaklarda arkadaşlarımızla oynadığımız, hava kararmadan evde olmamızın yeterli olduğu dönemde değiliz…

5 dakika gözümüzün önünden ayırdığımızda başına ne geleceğini bilmiyoruz…

İnsanlar değişti…

‘Ben senin komşunum, beni hatırlamıyor musun? Ayıp ediyorsun bana yabancı gibi davranıyorsun’ diyerek evde tek başına olan 12-13 yaşındaki erkek çocuğuna istismarda bulunmak isteyen sapıkların yaşadığı bir dönemdeyiz maalesef…

Yabancı bir erkekle olan cinsel ilişkisini öğrenen yada gören kendi öz çocuğunun öldürülmesine izin veren ismi anne kendisi iblis olan varlıkların yaşadığı dönemdeyiz…

O yüzden çocuklarımız bilinçli olmalı, maalesef küçücük yaşlarda kendini korumayı, yanlışı ve yabancı, onlardan gelebilecek zararı öğrenmeli…

Çocukluğunu yaşamadan, çocuk olmadan, dünyanın kötülüklerinden korunmayı, kötülerden kurtulmayı, kaçmayı, ses çıkartmayı, bağırmayı, avazı çıktığı kadar bağırmayı öğretmeliyiz çocuklarımıza…

300 bin lira ödül vaat edilmiş minik Leyla için…

Kendi kendime soruyorum, ‘ulan ödül ne, ödül olmasa bulmaya çalışmaz mı bu millet’ diye…

Bilmiyorum bu zamanda insanlara olan güvenim o kadar sarsıldı ki,

Eğer bu minik yavrucak ödül için aranıyorsa ülkem için akan Şehit kanları bize haram olur haram…