Konya
20 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.50
  • EURO
    34.78
  • ALTIN
    2499.5
  • BIST
    9693.46
  • BTC
    63890.037$

Karganın Derneği Olur mu?

05 Mart 2016, Cumartesi 10:11

Bir ülke tarihinde ender görülen sıkıştırılmışlık durumunu yaşadığında toplum kesitleri ya da yetkili ve önder kişiler nasıl bir tepki mekanizması geliştirmelidir?

1.Ülkeyi bu sıkıştırılmışlık durumuna düşürdüğü iddia edilen yönetici kadroyu her ne şekilde olursa olsun derhal yönetimden uzaklaştırmaya çalışmak.

2.Derhal, iktidarı muhalefeti, parlamento üstü/etki grupları ve kamuoyu desteği ile güç birliği edip bu nazik dönemden bir çıkış yolu aramak,     dışarıya –dosta ve düşmana- iriyiz, diriyiz mesajını vermek ve yangını söndürdükten, cenazeyi kaldırdıktan sonra aklıselim ile durumu değerlendirip ona göre karar almak.

1.Yol intelijansiyası olmayan toplumların tutumudur. Bir anlamıyla ülkenin istihbarat örgütü, bir anlamıyla da ülkenin aydınlar sınıfı anlamında kullanılan İntelijansiya kavramını ben, coğrafyada yaşayan tüm kesimlerin ve grupların ortak koruyucu şemsiyesi hükmündeki toplumsal iradeyi anlıyorum. Böyle bir intelijansiyaya sahip olmayan toplumların, geçmişleri olsa bile tarihi hafızaları olmadığından ve fizik vatanı inşa ettikleri halde metafizik vatanı oluşturamadıkları görülür. Bu yüzden de bir sorun karşısında günü birlik çıkarları doğrultusunda birbirlerine karşı bir alev gibi parlayarak paydaşlarını/mütemmim cüzlerini, tamlayanlarını mahfetmek isterler. Çünkü iktidar ve muhalefet kendi başlarına rakip olsalar da ülke güvenliği ve refahın sağlanmasında, yani toplumun geleceğinde birbirlerinin tamlayanı olan öğelerdir. 

Eğer muhalefet böyle bir nazik pozisyonu etkinlik aracı ya da iktidara ulaşmada kaçırılmaz bir fırsat olarak görürse, toplum bu çiğliği unutmaz. Çünkü sonuçta, dışa karşı birlik olmamak yüzünden kaybeden bir ülkenin tüm varlıkları ve imkanları milletin elinden çıkacağı için, iktidara gelmiş olsalar bile toplum nezdindeki meşruiyetlerini ve saygınlıklarını kaybetmiş olacakları gibi işgalci dış güçleri ülkeye buyur eden işbirlikçikler nitelemesinden de kurtulamazlar.

Hasımlarından gelen bir tehlike ve tehdide maruz kalan bazı aileler birlikte bu tehlikeyi ortaklaşa savuşturmak yerine rakiplerinin işini kolaylaştırıcı “sen yaptın, sen ettin, sen sebep oldun” kavgasına tutuşurlar ki, bu tip aileler için Anadolu’da “Karganın derneği olmaz” nitelemesinde bulunulur.  Ülkemizde de maalesef buna benzer tutum ve söylemleri üstlenen kişi ya da toplumsal ve kültürel gruplar görülmekte, hükumetin dış politikada kavgalı olduğu ülkelerin siyasileriyle dost olmak için özel gayret gösterilmektedir ki bunlar toplumun genelince hoş görülmemekte, halk iktidarı haklı bulmasa bile ülke menfaatini gözetmediğinden dolayı bunları iktidara layık bulmamaktadır.   

Uluslar arası arenada çıkar savaşı olarak nitelendirilen reel politikte bir ülkede hangi partinin iktidar hangisinin muhalefette olmasının bir anlamı olmayıp hangi partinin iktidarında çıkarlarının garanti edileceği önemlidir.

İntelijansiyası olmayan ülkenin aydınları, iki boyutlu düşünce üretemezler, kendi düşündüklerinin dışında başka bir durumun olabileceği imkân ve ihtimalini dikkate alamazlar. Yakın tarihimizde, ülkenin kırılgan ve netameli dönemlerinde durumdan vazife çıkarma hamlelerini hangi siyasi önder ya da toplumsal grup yapmışsa unutulmak gibi acı bir akıbete maruz kalmışlardır. Siyasilerden, yargı, ordu ve sivil toplum örgütü mensuplarından, üniversite çevresinden, pek çok ismin bu tür yaklaşımları gösterdiğine tanık olunmaktadır Bunlar hem yaşarken halk nezdinde saygınlıklarını yitirirler hem de öldükten sonra cenaze törenlerine ilgi duyulmaz.     

Ülkenin meşru iktidarını demokratik olmayan yöntemlerle yıkıp dış güçlerin marifetiyle iktidara gelmiş ya da etkin olmuş yetkili kişilerin ve toplumsal gruplarin takındıkları millet karşıtlığı tutumu bunların geleceklerinin yüzkarası olmaktadır. İktidarlar onurlu bir biçimde ancak yerli oluşum ve gruplarca el değiştirir.  Zor zamanda şahsi ya da grupsal çıkar gözetmeksizin iktidara ülkenin geleceği adına destek olan siyasal gruplar toplumun nezdinde iktidara aday olarak gösterilirler.

2. Yol ise intelijansiyası olan şiyasilerin ve toplumsal grupların tutumudur. İntelijansiyası olan bir ülkenin aydınları ve siyasileri, hakikatin bir diyalog sonucunda düşüncelerin birbiriyle mücadelesinden sonra ortaya çıkabileceği kanısında olduklarından mutlaka birbirlerinin düşüncelerine –özellikle de zıt olanlarına- dikkat ve özen gösterirler. Yöneticiler, muhalefetin iktidar için olmazsa olmaz bir unsur olduğunu, toplumun toplam menfaati ve geleceğine taalluk eden meselelerde onlarla fikir teatisi yapmayı ilke edinirler. Muhalefettekiler de ülkenin zor zamanlarında iktadarla aynı görüşü paylaşmasalar bile ortak hareket ederler. Çünkü iktidara, yani halk egemenliğine yapılabilecek operasyonun ülkenin hayat damarlarını hedeflediğini bilirler.

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.