Konya
23 Nisan, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.60
  • EURO
    34.80
  • ALTIN
    2409.7
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66148.38$

KALP VE DAMAR HASTALIĞINDA BESLENME

30 Ocak 2018, Salı 07:50

İnsanların yaşamanı yitirmesinin büyük bir kısmını koroner kalp hastalıkları oluşturmaktadır. Sağlıklı bir damarda kan akıcı bir şekilde akıp organlara oksijen ve besin taşımaktadır.

Peki, bu akıcılık hangi durumlarda bozulur?

Yüksek kolesterol, aşırı alkol alımı, sigara, stres, bireyin beslenme alışkanlıkları ve çevreden kaynaklanan birçok faktör damar içinin hasar görmesine ve bu akıcılığın bozulmasına neden olur.

Damarları korumanın en önemli yolu kan kolesterol düzeyini, kan basıncını, yüksek kan şekerini, homosistein ve ürik asit seviyenizi her zaman normal seviyelerde tutabilmektir. Bunun için ne yapabilirim diyenlere şu şekilde açıklamak istiyorum. Yağlı besinler, aşırı proteinli besinlerden kaçınmalısınız. Sigara ve alkol tüketiminden uzak durmanız gerekmektedir. Besinleri yeterli ve dengeli miktarda almak, doğru beslenme alışkanlıkları kazanmak kroner kalp hastalık riskini azaltmakta önemli bir rol oynayacaktır.

Kan basıncı takibi damar sağlığımız için oldukça önemlidir. Olması gereken kan basıncı seviyemiz 120/80 mmHg ve altındaki değerdir. 130- 139 /85- 89 mmHg arası değerler ise risk teşkil etiği için dikkat edip önlem almanız gerekmektedir. Bunun içinde düzenli bir şekilde kan basıncı ölçümleri yaptırmanız gerekmektedir. Yaptığınız ölçümlerde kan basıncınız yüksekse ilk olarak yapmanız gereken şey tuz tüketiminin kısıtlanmasıdır.

Homosistein seviyenizin normal olması kalp-damar hastalıkları için oldukça önemlidir. Homosistein mi oda ne? Homosistein bir çeşit aminoasittir. Et ve et ürünlerinde bulunduğu için bu besinlerin yeteri kadar alınması oldukça önemlidir.  Eğer yeterli miktarda B6, B12 ve folik asit alındığında homosisteinin zararlı olabilecek etkisi en aza indirilmiş olur.  Bu saydıklarımla beraber hayatınıza fiziksel aktiviteyi sokmak ve ideal kilonuza ulaşmak oldukça önem taşımaktadır.

Unutmamanız gereken en önemli nokta hiçbir şey için geç olmadığıdır. Her zaman yapmanız gereken şey kaldığınız yerden yola devam etmektir. Bedeninizi sevin ona iyi bakın. Onu alması gereken vitamin ve mineralden, fiziksel aktiviteden, su tüketiminden mahrum bırakmayın. Kendinizi meyve veren ağaç gibi düşünün ne kadar iyi bakarsanız verim o kadar artar. Eğer bu konu da yeteri kadar bilgiye sahip değilseniz bir uzmandan yardım alabilirsiniz.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.