Konya
24 Nisan, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    32.53
  • EURO
    34.92
  • ALTIN
    2434.4
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66711.1$

Kadın-Erkek

25 Ağustos 2021, Çarşamba 08:32

Ben ne zaman kafasında kask takılı erkek motosiklet sürücüsünün ardında kasksız bir hanımefendi görsem motosikleti durdurup “hanımefendi, kendisini garantiye alıp sizi korumasız taşıyan bu adamla yolculuk nereye kadar?” diye sormak isterim. Tarihi kültürel varlıklarımıza sözde jest olsun diye adı yazılan sevgiliye de “kızım, evrensel kültürel mirasın değerini bilmeyen bu adam sizin değerinizi bilebilir mi?” diyesim gelir.

Kadın-erkek ilişkileri hep tartışılır. Aslında birbirlerini tamamladıklarında ne özel ilişkilerdir. Günümüzde maalesef  kahredici kadın cinayetlerini konuşuyoruz. Kanıksadık. Buralara bir günde gelmedik, bazı şeyleri düzeltmezsek artan şiddet eğiliminin bize maalesef daha kötülerini de gösterecek olmasından korkarım. Yıllar önce sanatçı İ.T. sevgilisi P.S’ı hastanelik edene kadar dövdükten sonra sanatçı popülaritesi de kadınlar nezdinde gördüğü ilgi de artarak devam etti maalesef. Bugünlerde de benzerleri var. Sevgilisini döven erkek sözde sanatçı karakolda serbest kaldıktan hemen sonra mahkeme sürerken yeni sevgilisi ile arz-ı endam eyliyor. Şiddetin, kadına şiddetin mazereti, gerekçesi, hafifletici nedeni olamaz elbette. Öfke toplumu olmaktan acilen kurtulmak zorundayız, silahlanmaya tedbir almak zorundayız ancak rol modellerimizi de iyi seçmek zorundayız.

İçimi daha da karartan son kadına şiddet olayları oldu. Son bir ay içinde alkol-uyuşturucu ve bazılarında silahın da karıştığı olaylarda genç kızlarımızı vahşi cinayetlerle kaybettik. 18 yaşındaki kızımız 48 yaşındaki sözde adamın elinde; alkollü iken iki yaratığın tecavüzüne uğrayan kızımız intiharla; gene alkol-uyuşturucu-silahlı ortamda iki kızımız vurularak hayattan koptular. Daha önce sevgilisinin şüpheli ölümüyle bir süre tutuklu kalan biyolojik erkek birlikte olduğu yeni sevgilisinin de ölümüne sebebiyet vermekten gözaltına alındı. Yıllar öncesinin Yeşilçam filmlerinin  “gazoza ilaç atan  tipleri” bugün gençlerimizi bekleyen tehlikelerin yanında çok güvenilir kalır. Bugünlere gelmemizde de toplumsal duyarsızlığımızın etkileri olduğunu düşünüyorum. Tabu yıkarken çok fazla örf,adet, gelenek yıktık. Uyuşturucu kullandığını itiraf eden sözde sanatçıları rol model olarak el üstünde tutmaya devam ettik. Sakil yaşamları magazinleştirdik, adeta imrenilecek hayatlar gibi sunduk, sunmaya devam ediyoruz. Anne-babalara evlatlarıyla arkadaş olmayı öğütledik, ortada ne öğretmen, ne de anne –baba otoritesi kaldı. Çocuklarımızın maddi gereksinimlerini karşılayınca ebeveynlik görevini bitirdik sandık. Dünya Sağlık Örgütü’nün “kişi başı alkol tüketiminiz değil, genç içicilerin çokluğu sorununuz” raporlarına karşın tedbir alsak da gençlerin alkol kullanım alışkanlığını azaltmada başarısız olduk. Gençlere bu devirde erken yaşta sevgilileri olması gerektiğini dizilerle, magazin haberleriyle  vurguladık. Sevmek bir ömür sürerken elektrik almak modası çıkardık, on saniyede alınan elektriklerle başlayan ilişkilerde sigorta atmasına sık rastlanıyor maalesef. Televizyonlardaki “Ömür dediğin” programını tüm gençlere izletmemiz gerek bence.

Gençlerimiz yarınlarımız. Ziyan etme lüksümüz yok. Şiddeti önlemek zorundayız. Ebeveynlerin çocuklarından ilgisi bir an bile eksilmemeli. Sanal aleme kayan arkadaşlık ilişkileri kontrolü zorlaştırdı elbette. Aile Bakanlığımız olan olaylardan sonra mahkemeye müdahil olmayı değil, bence diğer ilgili Bakanlıklarla birlikte gençlerimizi tuzağa düşmekten koruyucu tedbirleri ön plana almalı. Uyuşturucu ile mücadelede daha da tavizsiz olmalıyız. Bir seferberlik yapılana ve başarılı olana kadar elimizden sadece “Allah gençlerimizin karşısına kötü kişiler çıkarmasın” demek geliyor. Gençlerimiz; lütfen değerinizi bilmeyenlerden uzak durunuz, önünüzde uzun bir yaşam ve her şeyin bir sırası var. Saygıyla.

Yorumlar

  • yorum avatar
    Rabia Edalı
    15-10-2021 00:24

    Pekçok arkadaşları olabilir ama anne baba bir tanedir

  • yorum avatar
    Sevgi Kılınçer
    15-10-2021 00:17

    Hepimizi derinden yaralayan bir konuya değinmişsiniz, teşekkürler Ahmet Öztemel bey. “ Şiddetin, kadına şiddetin mazereti, gerekçesi hafifletici sebebi olamaz.”

  • yorum avatar
    ahmet öztemel
    25-08-2021 15:38

    Sn. Çapanoğlu;Çok değerli yorumunuz için teşekkür ederim. Saygıyla efendim

  • yorum avatar
    Ahmet Çapanoğlu
    25-08-2021 12:40

    En çok takıldığım konudur bu babanın çocuklarıyla arkadaş olma konusu. Maalesef, “Çocuklarınızla arkadaş olun” diyen kişisel gelişim yanlışına çabuk kapıldık. Evet, bu düşünceyi fazlasıyla kanıksayan insanlar, “sözde arkadaş belasından kurtulsunlar, hayatın gerçeğini bende görsün ve arkadaş ihtiyacını ben de gidersin” diye çalıştılar. Maalesef her şeyi abarttığımız gibi bu anne ve babadan arkadaş olma kavramını da abarttık. Oysa, çocuğun, arkadaştan önce anne babaya ihtiyacı vardı, çocuğa, arkadaşın veremeyeceği erdemleri ve insan olma örneklemesinin verileceği bir anne, bir baba gerekliydi. Babanın ve annenin yeri ayrı, arkadaşın yeri ayrı, babanın ve annenin çocuğa vereceği ayrı, arkadaşın ayrı. Eğer bu arkadaşlıkkonusu birlikte vakit geçirmekse, çocukla ilgilenmekse, bu düşünceye kesinlikle katılırım. Ammaaaa, bunun da ölçüsü olmalı. Ölçü; bu ilişkinin, anne-baba-evlat dairesinde gelişmesidir. Babanın babalığını, annenin anneliğini, evladın da evlatlığını bilmesi gerekir. Unutulmamalı ki; çocuklar istemedikleri kadar arkadaş bulabilirler ama başka bir ana veya baba asla bulamazlar. Sözü uzatmaya gerek yok, bu arkadaş olma işini abartan babalara sorulacak tek soru şu; “SİZ ÇOCUĞUNUZUN ARKADAŞIYSANIZ, BU ÇOCUĞUN BABASI KİM?”

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.