Konya
18 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.50
  • EURO
    34.79
  • ALTIN
    2491.9
  • BIST
    9524.59
  • BTC
    63382.68$

KABİRLER (2)

25 Şubat 2016, Perşembe 08:48

Ferit Kam rahmetli: “Yerin altı beni üstünden daha fazla il­gilendirdiği için, sık sık mezarlıklara gidiyor, kabir taşlarına bakarak taş kalbimi yumu­şatmaya çalışıyorum.” Dermiş ne ka­dar çarpıcı bir tespit. Çünkü dünyada kalacağımız azami 80-90 sene, ama orası yani uhrevî âlem, inancımıza göre ebedi ve son­suzdur.

Eskiden ecdadımızın en büyük korkusu küffar diyarında ölüp, Hıristiyan mezarlığına defnedilmek imiş. Fakat özellikle Balkanları dedelerimiz almış, oralarda ölmüş, şehit olmuş, top­rağa girmiş, ama biz oraları koruyamadığımız için o kabristanlar şimdi küffar diyarının içinde kalmış, yıkılmış, tahrip edil­miş, nam u nişanları kalmamış, hatta hakaret olsun diye kabirlerinin üzerine en süfli icraatların yapıldığı mekânlar yapılmış, şimdi ruhları muazzeb.

 Öbür âlemde onların yüzüne nasıl bakacağız, yakamızdan tuttuklarında nasıl hesap vereceğiz bilemiyorum. İnancımıza, Rabbimizin haber verdiğine göre([1]) onlar (şehitler) hay ve diri olduklarına göre, kabirlerinde, hazirelerinde melül, mah­zun ve mükedder ağlaşmaktalar.

Çanakkale ve benzeri savaş sahalarını gezdiğimizde gördük ki, İngilizle­rin, Fransızların, Avustralyalıların vb. özel ve gayet bakımlı kabristanları var. Biz son zamanlara kadar bunu da      ya­pamamışız, ama elhamdülillah son za­manlarda şehitlerimize layık şeyler yapılmış, inkâr etmemek gerekir.

Bugün yaptıklarıyla ve tarihleriyle iftihar ettiğimiz, 300 se­nesi süper güç olmak kaydıyla 600 senelik koskoca Devlet-i Aliyye’yi kuran hanedan men­suplarını bir gecede yedi cedleri ile memleketten kovmuşuz, vasiyet etmele­rine, yalvarmalarına, ağlamalarına aldırmayıp, ölülerini bile öz vatanlarına kabul etmemişiz,([2]) küffar diyarlarına defnedilmişler, onlara en ağır gelen hususta bu olmuştur.([3])

20. 02. 2011 tarihinde Hürriyet Gazetesinde çıkan şu haber ne kadar ib­retli: Hasan ve Mehmet isimli iki Osmanlı askeri 1683 tarihinde 2. Viyana kuşatması esnasında esir düşmüş ve Almanya’nın Hannover kentine götürül­müş ve Prenses Sophie’nin hizmetine verilmiş. Dürüst, çalışkan ve mert in­sanlar oldukları için etrafın sempatisini kazanmışlar ama bütün baskı­lara rağ­men dinlerini değiştirmemişler, Hıristiyan olmamışlar, beş vakit namazlarını kıldıkları gibi, üzerlerindeki akıncı elbi­selerini de katiyen çıkarmamışlardır.

 8 sene Prensese hizmet ettikten sonra 1691 yılında birkaç ay ara ile vefat etmiş­ler, son arzuları olarak Andreas Mezarlığının bir kenarına, ayrı bir yere defne­dilmelerini ve mutlaka vücutlarının kıbleye karşı konmala­rını vasiyet etmişler ve bu arzular yerine getirilmiş. İrfan Söy­ler’in gayretleri ve Türk Konsoloslu­ğunun yardımları ile kabir­ler bakımdan geçirilip, kabir taşları yenilenmiştir.

Gayri Müslimler bile ölülere, vasiyetlere, kabirlere saygı gösterirken, Osmanlı döneminde dedelerimiz mezarlıkların odu­nunu yakmaz, otunu hay­vanlarına yedirmez, meyvesini çocukla­rından sakınırken, yani oralara zarar vermekten Allah’a sığınır­ken, Cumhuriyetten sonra bu memlekete öyle bir zihniyet hâkim olmuş ki, mezarlıklar alınmış, satılmış, buldozerlerle düzlen­miş, üstüne meyhaneler, demhaneler, kârhaneler, tuvaletler, taverna­lar… ya­pılmış ve evvel gidenlerin kemikleri sızlatılmıştır.

 Bu kabirlerden sökülen, çoğunun üstünde ayetler, hadisler, güzel şiirler, ibretli sözler yazılı hece taş­ları, kanalizasyonlara kapak taşı yapılmıştır.([4])

Ama şurası da bir gerçek ki, bunları yapanla­rın hiçbirisi onmamış, iflâh olmamış ve sonları çok kötü ol­muştur.

Dipnotlar:

1-Bakara Sûresi, 154. 

2-Son Osmanlılar, Murat Bardakçı, İnkılap Yay. İst. 2008, s. 186.

3-Ali Ulvi Kurucu, Hatıralar-2, M. E. Düzdağ, Kaynak Yay. 2007, İst. s.92.

4-Mehmet Şevket Eygi, “Cami Kıyımı”, Tarih ve İbret Yay. İst. 2003, s. 16.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.