Konya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.59
  • EURO
    34.85
  • ALTIN
    2499.9
  • BIST
    9669.88
  • BTC
    64551.35$

İyilerden Olalım

23 Ekim 2019, Çarşamba 13:59

Bir iyilik yolculuğunda olan insanoğlu, bu dünyaya iyi işler yapmak, inancının gereği merhametli olmak ve yaratılan her canlıya Yaratandan ötürü sevgi ve şefkatle davranmalıdır. Çünkü iyilik, yaratılışın temel gayesidir.

İnsanı yaratan, nimetlerle buluşturan, koruyan, bağışlayan ve rahmetiyle kuşatan Rabbimiz, hangimizin daha iyi işler yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır.(Mülk, 67/2.)

Cenâb-ı Hak, kullarına karşı çok merhametli ve lütufkârdır. Bu sebeple onların işlerini dâimâ kolaylaştırır ve hatalarını da devamlı affeder. Kulları kendisine samimiyetle yöneldiğinde onların azını çoğa sayıp karşılığını fazlasıyla verir.

İslâm dini, sevgi dinidir. Müslüman olmanın şartı inanmak; inanmanın temeli ise sevgidir.

Aynı zaman da sevmek, gönül işidir, çünkü sevmek her kişinin değil, er kişinin kârıdır. Seven kişi her olaya sevgiyle, merhametle nazar eder. Her şeyde sevilebilecek bir güzellik görür.

Ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel bir şekilde iyilikle ortadan kaldır. O zaman göreceksin ki seninle arasında husumet bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiştir.”(Fussilet, 41/34.)

Hadis-i şerifte ise Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “İyilik güzel ahlâktır. Kötülük ise vicdanını rahatsız eden ve insanların bilmesini istemediğin şeydir.”(Müslim, Birr, 14.) 

Bir gün Hazret-i Ali, zevce-i muhteremesi  Fâtımatü’z-Zehrâ’ya: “–Çok acıktım, evde yiyecek bir şey var mı?” diye sordu. Hazret-i Fâtıma, evde yiyecek bir şey bulunmadığını, yalnız altı akçelerinin olduğunu söyledi. Hazret-i Ali bu altı akçeyle yiyecek almak üzere çarşının yolunu tuttu. Yolda giderken birinin, bir Müslümanın yakasına yapışmış: “–Ya hakkımı ver ya da yürü mahkemeye gidelim!” dediğini duydu. Borçlu adam biraz mühlet istiyorsa da alacaklı müsaade etmiyordu. Adamların çekişmelerini gören Hazret-i Ali: “–Münakaşanız kaç para içindir?” diye sordu. “–Altı akçe için.” cevabını alınca, kendisinin de muhtaç olduğu o altı akçeyi vererek, borçlu Müslümanı sıkıntıdan kurtardı. Ardından Hazret-i Fâtıma’ya ne cevap vereceğini düşünmeye başladı. Sonunda; «Nasıl olsa Fâtıma, kadınların seyyiedesi,  Rasûlullâh’ın kızıdır, anlayış gösterir.» diyerek evine döndü.

 Hazret-i Ali (r.a.) yaptığı îsârı Fâtıma validemize anlattı. O da: “–Çok iyi yapmışsın, elhamdülillâh, bir Müslümanı hapisten kurtarmışsın. Hak Teâlâ bize kâfidir.” buyurdu. Fakat biraz da mahzun oldu. Hazret-i Ali, onun üzüntüsünü sezip, iki oğlunun da açlıktan ağladığını görünce gönlünde bir kırıklık hissederek dışarı çıktı. «Bâri Rasûlullâh’a gideyim de O’nun mübarek yüzünü seyrederek üzüntümü unutayım.» diye düşündü.

Bu düşünceyle yürürken, elinde besili bir deve olan bir kimseye rastladı. O şahıs Hazret-i Ali’ye: “–Bu deveyi satıyorum, alır mısın?” diye sordu. Hazret-i Ali parasının olmadığını söylediyse de adam veresiye olarak deveyi yüz akçeye sattı. Hazret-i Ali, elinde deve ile biraz uzaklaşmıştı ki, yolda rastladığı başka bir adam: “–Bu deveyi bana üç yüz akçeye satar mısın?” diye sordu. Hazret-i Ali kabul etti ve deveyi o şahsa sattı. Üç yüz akçeyi peşin alınca da çarşıdan yiyecek bir şeyler alıp evine götürdü.

Hazret-i Fâtıma’ya, olup biteni anlattı. Yemeklerini yiyip Allâh’a  hamd ü senalar ettiler. Daha sonra Hazret-i Ali, evinden çıkıp Peygamber Efendimiz ’in yanına gitti. Efendimiz (s.a.v.): “–Yâ Ali! Deveyi kimden alıp, kime sattın biliyor musun?” buyurunca: “–Allah ve Rasulü bilir.” dedi. Peygamber Efendimiz: “–Sana deveyi satan, Cebrâil (a.s.); satın alan da İsrâfil (a.s.) idi. Deve de cennet develerinden idi. O Müslümanı sıkıntıdan kurtardığın için Hak Teâlâ dünyada bire elli verdi. Âhirette vereceğinin hesabını ise kendisinden başka kimse bilmez.” buyurdu. ( Ramazanoğlu Mahmud Sâmî, Hz. Aliyyü’l-Murtezâ, s. 54. s. 119-122 )

Allah Resulü (s.a.v.)bir hadis-i kudsi de buyuruyor ki “Benim rızam için birbirini sevenlere, benim için bir araya gelenlere, benim için birbirlerini ziyaret edenlere ve benim için yardımlaşanlara sevgim vacip olmuştur.”(Muvatta şiir 16,(2.953.954.)

Gönülden Muhabbetlerimle…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.