Konya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.59
  • EURO
    34.85
  • ALTIN
    2499.9
  • BIST
    9669.88
  • BTC
    64551.35$

İSLAM?DA SOSYAL DAYANIŞMA VE VAKIFLAR(3)

20 Temmuz 2017, Perşembe 07:27

İstihkâm, kale, top döküm, askeri teçhizata, donanmaya yardım etmek, baharda öğrencileri kır gezisine götürmek, kitapların tashihini sağlamak, dağlara, ıssız yerlere geçit kurmak, insanın neye ihtiyacı varsa onu yapmak gibi daha akla gelmeyen ve fakat vakfiyeler okunduğu zaman hayretle karşılanan birçok vakıflar vardır.(1)

Her konuda insanlığa hizmeti gaye edinen vakıflar, bir takım tabiat varlıklarını korumayı da ihmal etmemişlerdir. Bu arada ağaç dikmeye ve yetiştirmeye özel bir itina gösterilmiştir. Öyle ki, vakıfların yasal dayanağı ve kuruluş senedi niteliğinde olan vakfiye ve benzeri belgeler incelendiğinde, vakfedilen mal varlıkları arasında bol miktarda bağ, bahçe ve çiftliklerin de yer aldığını 

Kavak, söğüt, ceviz, dut, elma, armut, erik, şeftali, kiraz, vişne, kaysı gibi birçok meyveli ve meyvesiz ağacın sözkonusu vakıf bahçelerle çiftliklerde itina ile yetiştirildiği görülmektedir. Vakfın kurulduğu bölgeye göre vakıf ağaçlarda değişiklik göze çarpmaktadır. Misal olarak, Marmara ve Ege bölgelerinde daha çok zeytin ve incir ağaçlarının vakfedildiği görülürken, Akdeniz kıyılarında portakal, limon ve man­dalina gibi narenciye türünden ağaçların çoğunluk arzettiği müşahede edilmektedir. Bunların yanında diğer vakıf arazilerinde elma, armut, ayva, kayısı, nar, fındık ve fıstık gibi ağaçların da yetiştirildiği bilinmektedir(2)

Vakıf müessesesinin Türklerde ve bilhassa Osmanlı İmparatorluğu zamanında en mükemmel noktaya ulaşmasının temelinde Türk Milletinin karakteri yatmaktadır. Türk Milletinin cihangirlik, vatanseverlik, teşebbüs ve devlet teşkilatı kurma kabiliyeti, şecaat ve üstünlük şuuru gibi özelliklere sahip olması yanında, düşküne yardım, yoksulu himaye etme ve hayırseverlik gibi meziyetleri de vardır.

 Bir garbimin (Comte de Bonneval'in) Türkler hakkındaki şu sözleri şâyan-ı dikkattir: "Hiç bir istisnası olmamak şartıyla bütün Türkler hayırseverdirler; ne din farkına ne de ihtiyaç sahiplerinin geçmiş fiil ve hareketlerine bakmaksızın bütün muhtaçlara yardım ederler.. Fakat şunu da itiraf etmelidir ki, bu dindârane hareketlerinde biraz fazla ileri gitmektedirler.

Çünkü onlar bu iyiliklerini yalnız in­san cinsine hasretmekle kal­mayıp, hayvanlara ve hatta cansız mahlûkata bile teşmil ederler."(3) Tarihçilerin kaydettiğine göre, muhtelif şehirlerde ve mesela Şam'da Türk eserleri olan hayvan hastaneleri kurulmuştur. Ağaçların kesilip yokolmamaları ve bunlara su vermek için vakıflar tesis edilip, elemanlar tayin edilmiştir. (4)

İşte Türk Milletindeki bu ka­rakter ve inanç, vakıf müessese­sinin, hiç bir millette ve hiç bir zaman görülmeyen bir tekâmüle ulaşmasına sebep olmuştur. Öyle ki padişahından en mütevazı va­tandaşına kadar, herkes âdeta iyilik ve fazilet kazanma yolunda yanşa girmişlerdir. Bu yarış so­nunda cihanşümul medeniyetler kurulmuş, tarihe ve insanlığa eş­siz sanat eserleri kazandırılmış, kalıcı âbideler armağan edilmiştir.

Bugün ülkemizi ziyarete gelen yabancılara öğünerek gösterdiğimiz tarihi eserler, göğe yükselen kubbeler ve minareler, bizi mazi­mize bağlayan ve ecdadımızın yâdigârı olan sanat ve kültür var­lıklarımızın büyük bir kısmı vakıf yoluyla meydana getirilmiştir. Bunların hepsi birer tarih ve sa­nat hazinemizdir, mimarî gururu­muzdur, medeniyetimizdir.

Bu paha biçilmez varlıklarımı­zı korumak, imâr ve ihya etmek, bunlara yenilerini de ilâve ederek gelecek nesillere intikal ettirmek, milletçe görevimiz olmalıdır.

Dipnotlar:

1-Osman KESKİOÖLU, Vakıf Hizmetlerinin Çokluğu ve Önemi, Di­yanet Gazetesi, Sayı:85

2-Diyanet ilmi Dergi; C23, S:l

3-İsmail Hami DAN1ŞMEND: Garp Menbalarına Göre Eski Türk Se­ciye ve Ahlâkı, S: 101; Diyanet İlmi Dergi, C.22, S.3

4-Bkz. a.g.e.; S-.lll v.d.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.