İnsanlığımız can çekişiyor!

Güzel ülkemin güzel şehirlerinden bir tanesinde korkunç bir olay yaşandı…

82 yaşındaki Yusuf Topal isimli vatandaş, eşine ilaç yazdırmak için gittiği sağlık merkezinde doktorla tartıştı, polis müdahalesiyle karşılaştı, kelepçelendi ve sonucunda da hakkın rahmetine kavuştu…

Korkunç üzücü bir olaydı…

82 yaşında olan Yusuf Topal’ın aynı yaştaki eşi Fatma teyzenin kronik hastalıkları yüzünden sürekli ilaç kullanmak durumunda…

İlaçları biten eşinin ilaçlarını almak ve evde bakım hizmeti kararının uygulanmasını sağlamak amacıyla 15 Temmuz Şehitler Aile Sağlığı Merkezi’ne gitmiş Yusuf amca…

Orada, eşi adına düzenlenen sağlık kurulu raporunu göstererek ilaçları reçeteye yazdırmak istiyor ama doktor hastayı görmeden reçete yazmayacağını söylüyor...

Ama malum sürekli ‘şiddetten’ sağlık çalışanlarımız pekte nazik değiller…

Hele birde özel hastane değil de, devlet veya üniversite hastanesiyse tamam artık, doktorlar, hemşireler dövmekten beter ederler ya adamı…

Doktorla tartışa yaşanmış 82 yaşındaki Yusuf amca ama doktor hızını alamamış hemen polis aramış…

Malum şu sıralar ‘doktora şiddet’  gerçekten korkunç boyutta, işte doktorda 82 yaşındaki karısının ilaçlarını yazdırmaya çalışan Yusuf amcanın kendisine saldıracağını falan mı düşündü ne yaptıysa polisi çağırmış…

Gelen polislerde Yusuf amcayı göz altına almak istemişler, 82 yaşındaki amca direnince biber gazı sıkmışlar ve ters kelepçe takmışlar…

Adam fenalaşmış, karısına ilaç almaya gelen adam biber gazını yiyip bide kelepçelenince kalbi dayanmamış ve orada yığılıp kalmış…

Görüntüler gerçekten ürkütücü, çünkü rahatsızlanan adamı sürükleyerek polis otosuna bindiriyorlar polisler..

Ve Adamcağız orada ölüyor…

Ölümünün ardından savcılık harekete geçmiş ve onu kelepçeleyen iki polis hakkında soruşturma başlatmış…

Haklılar, çünkü polis 82 yaşında birine müdahale edecek eğitime sahip değil,

Peki doktor?

Doktorluk ne var? Demeyin…

Doktor 82 yaşında birine doğru yolu gösterecek kadar sabırlı ve insancıl değilmiş…

Eğitim sistemindeki yanlışlıktan bahsediyoruz ya işte, hah tamda olay bu…

Sırf matematik zekası yüksek diye sıfır vicdan sahibi birisini Tıp Fakültesindeki eğitiminin ardından doktor yaparsak olacağı bu…

‘Garanti iş olsun, tatilim belli olsun, işim az olsun’ mantığıyla giden ama çocuk sevgisinden bi haber, öğretmenin kutsallığını bilmeyen insanları öğretmen yaparsak,

‘Üniversiteyi de bitirdim ama işte bulamadım, mecbur gideyim bari polis olayım’ diyen ama adaletin ‘a’sını bilmeyen insanların eline kelepçe, silah verirsek olacağı bu…

Yanlış anlaşılmasın bütün doktorlar, polisler, öğretmenler böyle demiyorum kesinlikle söyleyen olursa da ilk önce karşısında beni bulur ama onlarda içlerindeki bu tür çatlakları çok iyi biliyorlar…

Ama yapacak bir şey yok maalesef…

İnsani özelliklerine ve becerilerine göre değil de, ezber sistemine göre çocukların eğitimlerini devam ettirirsek maalesef bu ve benzeri çok fazla olayla karşılaşırız…

BİLİNÇLİ SEÇMENİ DUYDUNUZ MU?

Bir zamanlar bir Aysun Kayacı vardı hayatımızda…

‘Benim oyum dağdaki çobanla bir olmamalı’ dediği için linç edilmiş, resmen tüm Türkiye olarak üzerine gitmiştik kızcağızın…

Şimdide benzer bir açıklama ‘Tükürmeli özgürlükçü’ türkücümüzden geldi…

Türkücü beyefendi durup durup gündem olsam diye oturup planlayıp mı konuşuyor nedir bilemedim ki…

Kendisiyle bir röportaj yapılmış ve röportaj esnasında sorulan bir soruya kel alaka bir cevap vermiş…

‘Tüm dünyada sol hasta şu an. Hepsi hasta. O hastalıklı bölgenin oradan alınması gerekiyor’ demiş…

Solculara hasta demiş ama sadece bizdeki değil tüm dünyadaki solcuların hasta olduğunu söylemiş beyefendi…

Ardından gelen soruya yine acayip kel alaka bir cevap vermiş ve ‘Ben manav Mehmet Efendi değilim. Bilinçli bir seçmenim’ demiş…

Neden?

Çünkü kendisi sağcı efendim, solcu olsa hasta olurdu ama sağcı olunca bilinçli oldu…

Aslında bu türkücüyü ciddiye almaktan hep birlikte vazgeçmeliyiz…

Sağcısıyla, solcusuyla hem de…

Yaptığı yalakalıkları, yalakalıkların sonucu ulaştığı daha doğrusu getirtildiği mertebeleri biliyoruz, daha neyin derdindeki bu adam ülkeyi hala ikiye bölmeye çalışıyor…

Seçim olmuş, geçmiş, bitmiş, sen zaten seçimlerden önce yapmışsın yapacağını, getirtilmişsin bir yere, artık yeter be adam yeter sus…

Sana ne milletin sağından, solundan, sana ne milletin hastalığından, sağlığından…

Birleştirmesi, gerginlikte ortamı yumuşatması gereken insanların böyle aptal-saptal açıklamaları delirtiyor insanı…

Aysun Kayacı’yı o gün o cümleyi kurduğu için yerin dibine sokan liberaller, enteller, hümanistler eee şimdi ‘Manav Mehmet Efendi’nin hakkını kimse savunmayacak mı?