İnsanlığımız bitiyor…

Vicdanımız, insanlığımız, inancımız, birkaç gün önce toprağa gömülü olarak bulundu Ankara’nın Polatlı ilçesinde…

7 gün boyunca aranan dünyalar tatlısı, 8 yaşındaki Eylül Yağlıkara’nın cesedi bulundu birkaç gün önce…

Canice diyemiyorum, hunharca diyemiyorum bunun ismi başka bir şey, içerisinde küçücük, minicik, hatta zerre kadar insani yönü olan bir canlının yapamayacağı bir olay daha yaşandı yine güzel yurdumda…

Sinirlenmek değil öfkeden kuduruyoruz toplum olarak…

Bu tür kansızlara, kanı bozuklara ökeden kuduruyoruz…

Gücünüz anca çocuklara mı yetiyor...

Artık güzel ülkemde insanlık diye bir şey kalmamış.

Koruyamıyoruz minikleri, çocuklar bir ülkenin geleceğidir, yarınıdır böyle mi sahip çıkacağız.

Nasıl kıyabildiniz küçücük çocuğa ya.

İçinizde hiç mi merhamet kırıntısı kalmadı?

Savunmasız bir canı alacak kadar nasıl şeytanlaşa bildiniz.

Milletvekillerine de kızıyorum, söz konusu kendi maaşları olduğunda parti gözetmeksiniz herkes oy birliğine varabiliyorken:

Bir tek şu vahşiler için bir kanun çıkartmadınız, bu küçücük canların vebali hepimizin boynuna.

Biz bu masum çocuklara öbür dünya da ne söyleyeceğiz, nasıl bakacağız yüzlerine…

Bugün tutup açıklama yapıyorlar, ‘Şu ceza verilecek, böyle uygulama yapılacak’ diye…

Daha kaç çocuğumuzun bu acıları çekmesini bekleyeceğiz, kaç çocuğumuz hayatını kaybedecek, tarifsiz acılarla ömrünü geçirmek zorunda bırakılacak.

Seçimlerden önce bu kanunun çıkartılması düşünülüyordu ama araya seçim girince ertelendi…

Seçim bitti, şimdi ise yine ‘yapılacak-edilecek’ gibi söylemler dolaşıyor…

Ne zaman?

Meclis açılacak, vekiller yemin edecek, meclis tatile girecek, Ekimde de bu yasa kanunlaşması için meclise sunulacak…

Yani kibarca ‘beklerseniz Ekime kadar’ diyorlar…

Geçtim artık; seçimi, başkanlığı, Meclisi, hükümeti, ekonomiyi, ötekileştirmeyi, bilmem neyi...

Hepsi düzelir de, bu nasıl düzelecek!

Hayvanlara bakıyorum da,

İnsan olmayı geçtim, biraz hayvan olun hayvan...

Hayvanlarda böyle bir şeyi gören, duyan, bilen var mı?

Ceza konusunda da nasıl bir ceza verilecek bilmiyorum ki;

İdam diyeceğim ama, ölüm bu suçu işleyen bir kişi için gerçekten hafifletilmiş bir ceza olur…

Yine 18 gün boyunca kayıp olan güzeller güzeli Leyla Aydemir’in cansız bedeni de bulundu…

Herhangi bir darp veya istismar izine rastlanmamış minicik bedeninde Leyla’mızın…

Açlıktan ölmüş, kaçıran caniler aç bırakmışlar el kadar bedenini Leyla’nın…

Açlıktan, susuzluktan kıvranarak can vermiş meleğimiz…

Annem namazdan sonra hep şu duayı ederdi "Allah hayırlı ölümler nasip etsin" diye. Çocuktum o zamanlar ölümün hayırlısı mı olurmuş derdim.

Büyüdüm Leyla’ları, Eylül’leri gördüm ve hak verdim…

Minik bedenleri toprağa verip yarım saatte unutuyoruz.

Dün Eylül, bugün Leyla...

Sebep olanlara bela okumakla belasını bulan da yok zaten.

Allah bizi o şerefsiz ahlaksız yaratıklarla birlikte yaşamakla lanetlemiş, başka açıklaması yok. Mekanları cennet olsun küçük meleklerin.

Anneler-Babalar sizde lütfen kimseye güvenmeyin havalar da ısındı tatil de çocukları gözünüzün önünden ayırmayın.

Devir kötü lütfen çocuklarınızı sokakta yalnız bırakmayın.

Çocuklarınız oynamak mı istiyor? onunla beraber çıkın gözünüz önünde olsun. 

Diğer taraftan bazen iyilik yapmak isteyen, adak adayan insanlar çocuklara çikolata şeker vs dağıtıyorlar.

Çok yanlış!

Tamam sen iyi niyetli bir insansın ama farkında olmadan çocuğa tanımadığı insanlardan yiyecek alma alışkanlığı kazandırıyorsun, o çikolatayı veren ikinci kişi senin kadar masum olmayabilir.

Tanımadığın çocuğu kucaklayıp şap şup öpmeyeceksin.

Çok tehlikeli bir çağdayız yabancı insanların çocuklara dokunması anormalleşmeli, hatta suç kapsamına girmeli, ailesi ‘Sen kimsin de benim çocuğuma dokunup öpüyorsun’ diye tepesine binip şikayetçi olabilmeli...

Böylece sapıklar ‘Ne var yahu seviyordum sadece’ diye sıyıramamalı kendini.

Bu algıyı oturtan ülkeler var.

Bazı ülkelerde tanımadığınız çocuğun yanağını bile sıkamazsınız, suç.

En önemlisi de sadece yabancılardan korkmayacaksın.

Ne yazık ki pedofili vakalarında ezici çoğunlukta sapık yabancı değil yakın çevreden en korkuncu aile içinden biri oluyor.

Birinin hal ve hareketleri şüpheni çekiyorsa (yalnız kalma gayretinde oluşu, çocukla yalnızken içeri girildiğinde ortada şüpheli bir durum olmamasına rağmen panikleyip suçlu psikolojisine girmesi gibi) sakınacaksın.

Hem kendi çocuğunu hem de yaklaşmaya çalıştığı diğer tüm çocukları.

Çocuklarımıza kimseye güvenmemesi gerektiğini öğretin.

Güvensiz biri olması ölü olmasından iyidir.