Konya
28 Mart, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.33
  • EURO
    35.07
  • ALTIN
    2301.6
  • BIST
    9056.12
  • BTC
    70495.76$

İMTİHAN

13 Ocak 2016, Çarşamba 08:40

 

Aldanma endamına ey gâfil fani cihandır bu

Kendisi âşikâr, âteşi gizli külhandır bu

İnsafı terk eyleme, makam-ı imtihandır bu

Gelen gideni görmez iki kapılı bir handır bu

 

Âdemoğlunun dünyaya imtihan için gönderildiğini Allah(c.c.) birçok ayette bildirmiştir:

“Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak hayır ile de şer ile de deniyoruz. Ancak bize döndürüle­cek­siniz.”([1]) “Şüphesiz bu olayda ibretler vardır. Biz gerçek­ten (kullarımızı) imtihan ederiz.”([2])  

Dünyaya gelişin gayesi imtihandır. Her şey imtihan içindir. Mal, mülk, servet, mevki, makam, evlat, ıyal… İmtihan için veriliyor, kazananlar mükâfatını, kaybedenler de cezasını göreceklerdir. İmtihanla ilgili şu beyitte çok manalıdır: 

 

Ayar-ı zâtı merdüm-zâdenin asla nihan olmaz

Zer-i meskuk muhtac-ı mihenk-i imtihan olmaz.

 

“Asilzadenin kişiliğindeki yüksek ayar asla gizlene­mez ve her daim ken­dini belli eder. Bu tıpkı, sikkeli altı­nın, mihenk taşına vurulmayışı gibidir. Zira üzerindeki tuğra, o altının ne derece kıymetli olduğunu zaten belli etmekte­dir.”

Böyle 24 ayar altın gibi kaliteli insan yetiştirmek, dünya ve ahiret imti­hanlarını kazanacak nesiller getirmek devletlerin, milletlerin, ailelerin en bü­yük gaye ve hedefi olmalı. İnsanın kendine verebileceği en büyük ödül ve hediye iyi bir evlattır. Özellikle evlatlarımız hususundaki imtihanı kazanmak, en   bü­yük arzu ve emelimiz olmalı.

Talebelik yılları hepimizin başından geçti, o heyecanı, o psikolojiyi hep yaşadık. Bir imtihan esnasında talebeler öbek öbek toplanıp, çıkanlardan he­yecanla neticeleri so­ruyorlar:

 

“Ne sordular?”

“İki kere iki kaç eder dediler.”

“Ne cevap verdin?”

“Ne vereceğim dört eder dedim.”

“Ne verdiler?”

“Sıfır verdiler.”

 

Şimdi talebeleri bir tereddüt almış. Kimisi acaba ya­zarak kâğıt veya tah­tada göstermediğimiz için mi böyle sıfır alıyoruz diye, akla gelebilen her yolu denemişler ama sıfırdan başka alan olmamış. İçlerinde bir kurnaz varmış o girmiş ve; 

“İki kere iki kaç eder?” sorusuna;

“Sayın hocalarım. Siz kaç etmesini istiyorsunuz?” de­yince; 

“Çık evladım. Aferin on aldın” demişler.

Tabii ki bu bir fıkra ama günümüzde memleketi­mizde bir­çok riyakâr ve dalkavuğun hayat tarzını yansı­tan bir fıkra. Bu şahsiyetsizler hak ve doğruyu değil de, amirinin gönlünün iste­diğini söylemekten imtina etmez­ler.

 

Dipnotlar:

1- Enbiyâ Sûresi, 35.

2- Müminûn Sûresi, 30.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.