Konya
29 Mart, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.37
  • EURO
    35.04
  • ALTIN
    2325.3
  • BIST
    9093.72
  • BTC
    70160.99$

İlim Hakkındaki Hadislerden Bâzıları (2)

08 Mayıs 2020, Cuma 09:55

Fanatik olmayan Batılı ilim adamları bile, Allah Rasûlü’nün (s.a.v.)bu husustaki hakkını teslim ediyorlar. O’nun büyük bir inkılâpçı, büyük bir müceddit, büyük bir ıslâhatçı oldu­ğunu söylü­yorlar. Bunlardan iki tânesinin görüşlerini verelim: 

Moliere (1622-1673), şöyle der: “Hz. Muhammed’in cemaati ka­dar ıslah edilme adına mü­sâit olmayan ikinci bir cemaat göstermek mümkün değil­dir. Ve yine mümkün olma­yan bir başka mesele de; yirmi üç sene gibi kısa bir za­manda, bu cemaati ıslah edip insan hâline getirmek­tir. Bu da ancak Hz. Muhammed’e müyesser olmuş­tur.”

Fransız Târihçisi La Martin (1790-1869), Hz. Mu­ham­med için; “Ondan daha büyük insan var mıdır?” diye sormuş ve “On­dan daha büyük insan yoktur. Muham­med ger­çek­ten en büyük­tür” de­miş(1) ve şöyle devam etmiş­tir: “Hâkimdi, hatipti, Peygamberdi, şâirdi, muhâripti, fi­kirler Fâtihiydi. Mâkul itikatların ruhisi (dirilti­cisi) ve nihâ­yet din kuru­cusu idi. İnsanların büyüklüğü hangi ölçü ile öl­çülürse ölçül­sün, acaba O'ndan daha büyük bir insan bu­lunur mu?”(2) Bu yüce Peygamberin ilimle ilgili yüzlerce hadislerin­den bâzılarını değişik başlıklar altında arz etmeye çalışacağız.

İlmin Yaşı ve Zamanı Olamaz:

İslâm’a göre ilim öğrenmenin yaşı ve zamanı yoktur. Müslüman çocuğu doğar doğmaz kulağına ezan okunması, yâni hayatının ilk sa­niyesi öğrenmekle başlaması, son saniyesi de kelime-i şahadetle bitmesi gerekir. Hayatının ilk ve son saniyelerinin arasının da iyi doldurulması gerektiğini tavsiye eden Yüce Pey­gamberimiz, “Be­şikten mezara kadar ilim tahsil edin.”(3) buyurup, “İki günü bir birine müsavi olan zarardadır”(4) diyerek, her gün, bir önceki günkü bilgilerin üzerine yenilerinin eklenmesi gerektiğini buyur­muştur. Müslümanların her an öğrenme modunda olmalarını emret­miştir. Yukarıda zikredildiği üzere beynimizin kapasitesi buna mü­saittir.(5) Dolar, eskir, yıpra­nır diye korkmamak gerekir. İçine katril­yonlarca bilgiyi, trilyonlarca mater­yali, milyarlarca kitâbı alabilen bilgisayar hard disklerini yapan insan beyninin, yâni ustanın, kâbili­yet ve kapa­sitesini artık kendimiz tahmin ve tahayyül edelim.

Atalarımız; “dolmadan taşılmaz” demişler. dünyâca meşhur in­sanların birçoğu, yaşlılıklarında şöhrete ulaşmışlardır. Yâni genç­liklerinde dolmuşlar, yaşlılıklarında eserler verip şöhreti yakalamış­lardır.(6)

George Sarton’un “Beşeriyetin tanıdığı en büyük kafalardan biri” diye tanıttığı, arkasında 120 den fazla eser bırakan, UNESCO’nun adına haftalar düzenlediği büyük âlim Birûnî’nin (973-1048) ilim aşkını Büyük fakihlerden Ali b. İsa şöyle anlatır: “Büyük âlim Birûnî ölmek üzere olduğu dakikalarda bile, nenelerin mirasıyla ilgili sorular soruyordu. “Ölmek üzeresin, bu soruların ne gereği var?” dediğimizde, “bir Müslüman olarak bunları bilerek gitmek mi, yoksa bilmeden teslim-i ruh etmek mi daha hayırlı? Be­nim peygambe­rim beşikten mezara kadar öğrenin” buyurur diye cevap verdi.

Veronica de Osa adlı yazarın Türklerin Mikelanjosu diye vasıf­landırdığı Mimar Sinan (1489-1588) 97 yaşına kadar çalışmış ve arkasında yüzlerce eser bırakmıştır. Kanûnî Zigetvar Seferine gider­ken 71 yaşında idi.(7) Prof. Dr. Semavi Eyice bugün 96 yaşında ama Derin Târih Dergisine makaleler yaz­maktadır.(8)

Şöyle de bir latife anlatılır: Süheyl Ünver (1898-1986)85 yaşında bile kütüphâne kütüphâne dolaşır, araştırır, inceler ve okurmuş. Bir gün Sü­leymâniye Kütüphânesi Müdürü Muammer Ülker Bey’e şöyle der: “Kü­tüphâneye gelirken kapıda kime rastladım bilir mi­sin?” der. Kime hocam deyince “Azrail’e rastladım, ne aradığını sordum, senin canını ne zaman boş bulursam alacağım emredildi ama bir türlü alamıyorum, çünkü seni hiç boş bulamıyorum” dedi deyince gülüşürler.(9) Gerçekten merhum hoca efendi teslim-i ruh edinceye kadar hiç boş durmamış, birçok eserler bırakarak Rahmet-i Rahmân’a kavuşmuştur. Merhum Prof. Halil İnalcık da, 90 yaşından sonra bile her gün 8-10 saatini kütüphânelerde ve kitapların başında geçirmiştir. İbrâhim Hakkı Konyalı, 90 yaşına yaklaş­tığı günlerde Konya’nın Akşehir İlçesine, bir ilmî araştırma maksadıyla gitmiş, orada kalp krizi geçirip vefat etmiştir.(10) Napolyon (1769-1823)ne güzel demiş: “Savaş kaybedebilirim ama kimse benin bir dakikamı boş yere kaybettiğimi göremez.”

Dipnotlar:

1- İsmail Karagöz, “İnsan, Din ve Peygamber”, “Diyânet İlmî Dergi”, Temmuz-Ağustos-Eylül, 2001, s. 16.

2- En-Nedvî, “Sîretü’n-Nebeviyye”, İslâmî Neşriyat Konya, Çev. Osman Keskioğlu, s. 40.

3- Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ c. 1, s. 138; Deylemî, Müsnedü’l-Firdevs, c. 1, s. 78.

4- Deylemî, Firdevs c. 3, s. 611 (5910) .

5- Ö. Tuğrul İnançer ile “Gönül Sohbetleri”, Sûfi Yay. İst. 2010, s. 154.

6- Bkz. İbrâhim Refik, Siz Bir Kartalsınız, Albatros Yay. İst. 2002, s. 200.

7- Altan Araslı, “Avrupa’da Türk İzleri”, Kültür Bak. Yay. Ankara, 2001, c. 1, s. 90.

8- Derin Târih Dergisi, sayı 72, Mart 2018.

9- Ahmet Güner Sayar, “A. Süheyl Ünver”, Ötüken Yay. İst. 2011, s. 466.

10- M. Ali Uz, “Konya Kültürüne Hizmet Edenler”, Konya B. Şehir Bel. Yay. 2003, s. 75.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.