Konya
28 Mart, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.33
  • EURO
    35.10
  • ALTIN
    2309.0
  • BIST
    9079.97
  • BTC
    70744$

HIRSIZLIK, HUZURSUZLUK DİZ BOYU POLİS NE YAPSIN?

06 Mayıs 2022, Cuma 00:00

Bugün dünden yazacaklarımızdan önce bayramdan kalan notlarımızla yazımıza giriş yapmak istiyorum.

MEZARLIKLAR ÇOK TEMİZ VE DÜZENLİ İDİ ANCAK

Bayramda en çok ziyaret edilen yerlerin başında belki de mezarlıklar geliyordu.

Arife gününden başlayarak insanlarımız ailelerinin tüm fertleri ile bebek arabalarında ki çocuklarını tekerlekli arabalarında yürümeyen büyüklerini özetle herkesi kaybettiklerinin mezarlıklarına getirip dualar ediyorlardı.

Zaman zaman böylesine yoğun ziyaret günlerinde sular kesik olurdu.

İnsanların çeşme başlarında su bidonu tartışmaları yaşanırdı.

Çok şükür bu bayramda sular şakır şakır akıyordu ve bol miktarda su bidonları vardı.

Kısaca mezarlıklarda benim şahit olduklarım çok güzel görüntülerdi.

Amma velakin bir görüntü vardı ki hafızam almıyordu.  

Hani bademler artık kendisini göstermişti ya.

Bizim insanlarımız artık yol boylarında sokak aralarında bademlere aile boyu saldırırlar ya.

Vallahi insanların mezarlıklardaki bademlere saldırışlarını seyrederken ise insanlık adına korktum.

Bu neyin açlığı idi ki?

Bir tarafta kaçınılmaz son.

Diğer tarafta burada bile boğaz meselesi.

Hem de helal mi? Hakkım mı? Diye bir düşence olmadan.

BAYRAM NAMAZINDA BİLE

TEK SAF OLMAYAN CAMİLERİMİZ

Özellikle büyüklerimize yönelik yapmaya çalıştığımız bayram ziyaretlerinin birinde bir büyüğüm şöyle diyordu;

“Bayram namazında bizim camide cemaat olarak tek saf bile değildik.

Ağlamamak için kendimi çok zor tuttum.

Biz nereye gidiyoruz?

Bizim bu millet nerede idi?” diyordu.

Ben yıllar önce yaşadığımı yazmıştım.

O gün bizim camide bayram namazında iki saf olamamıştık.

Felaket bağıra bağıra geliyor.

Tabi ki anlayana ve sorumluluğu üzerine alanlara.

ALMANYA’DA Kİ MÜSLÜMANLAR

Allah yokluklarını göstermesin.

Bayram boyunca Avrupa’sından Afrika’sına, Asya’sından Amerika’sına orada bulunan dostlarımız ya telefonla arayıp bayramımızı kutluyorlardı ya da yazıyorlar yazışarak bayramlaşıyorduk.

Almanya’dan arayın dostumuz bayramımızı kutladıktan sonra bizim iş bayramlaşmadan muhabbete döndü.

Eeee ne de olsa bizde merak ediyorduk.

Almanya’da yaşayan bizim Türkler perişan vaziyette idiler(!)

Raflar boştu, alışveriş yapamıyorlardı(!)

Hayat pahalılığından enflasyondan bizimkiler ezilip tükeniyorlardı(!)

………..

Dostum bir arda dedi ki;

“Uğur abi bak ben her dini bayramda çalıştığım kurumdan izin alır yani yıllık iznimden izin hakkımı kullanır, ailem ile birlikte gurbette de olsa bayramı yaşamaya çalışırız.

Tabii biz gurbette yaşayan ikinci nesiliz.

Bizim çocuklarımız üçüncü nesil ve burada doğdular.

Son yıllarda buradaki Türklerde de inanılmaz bir değişim var.

Şimdi doğrusunu söylemek gerekirse ben bizim bazı Türkler gibi dinimi dört dörtlük yaşayamıyorum.

Ama fabrika içinde bile ilk fırsatta ve her fırsatta Müslüman bir Türk olarak hal ve hareketlerinden kendi dini ve yaşam biçimlerini burada ki Almanlara göstermek için gayret içinde olanlar bu yılda dini bayramda izin almadılar ve gittiler fabrikada tam gün çalmıştılar.

Bir Alman mühendis bana bu durumu hatırlattığı için bu bayram daha da dikkat ettim.

Gerçekten bizim insanlarımız inançlarını ve yaşam biçimlerini niye ve nasıl bu hale getirdiler?

Siz oradan bizi nasıl görüyorsunuz? Diyordu.

………..

Allah var bu durumu telefonu kapattıktan sonra uzun uzadıya düşündüm.

Durum nerede olursak olalım vahim.

PATLAYICI MADDELER BAYRAMDA SERBEST MİYDİ?

Çocuklar bayram süresince patlayıcı maddeler ile sokakları caddeleri inlettiler.

Ne yaşlı bildiler ne çocuk ne de hasta.

Bir ara dayanamadım kapının önüne çıktım çocuklara seslendim

“Çocuklar bu tehlikeli maddeler ile niye bu kadar çok oynuyorsunuz? Ayıp olmuyor mu?”

Vallahi grubun içinde ki torunum yaşındaki çocuk bana seslendi;

“Amca bak arabanın altına bunları yerleştiririz arabanı uçururuz”

……………..

Kendimden utandım.

Arabanın altına bunları yerleştirmek ve arabayı havaya uçurmak.

Allah muhafaza bu çocuklar ne yiyorlar ne içiyorlar ne seyrediyorlar ve nasıl yetiştiriliyorlar?

…………………….

KAMYONLA YAPILAN HIRSIZLIK(!)

Bayramın son günü ikindi saatlerine doğru bir tanıdık dost isim aradı.

Kendi dairelerinin de bulunduğu apartman yıkım ve yeniden inşa edilmek üzere yıkılacakmış.

Bana anlatılanlara göre iki araba o apartmanın önünden geçerken apartmanın kapısında bir kamyon ve kamyona yüklenen demirleri görünce durmuşlar.

Apartmanın demirlerini hatta asansörlerini kesip kamyona yükleyenlere durumlu sormuşlar.

Önce yönetici ile anlaştık biz yıkım yapıyoruz diyen ekip, daha sonra parasını verelim hurdaları alalım demeye başlamışlar.

Durumu bana fotoğraflarla iletip polisten yardım isteyince bende o fotoları bir Polis müdürümüze ilettim ve durumu aktardım.

Yani iş anladığım kadarı ile yakalanıncaya kadar kamyonla malı götürme işi imiş.

Hem de gündüz yolun ortasında dahası şehrin göbeğinde. Merkezinde.

Aman Allah’ım. Koru bizleri.

BUNLAR TÜRKİYLE GÜNDEMİ OLMASAYDI

POLİS BU AÇIKLAMAYI YAPMASAYDI

BENDE YAZSAYDIM BENİM HALİM NİCE OLURDU?

Arife gününe üç gün kala iftar vakti açık cezaevinin oradan gelip Şems parkına doğdu arabamla girdim.

Girdim ve Alâeddin tepesinin oradan da ana caddeye çıktım.

Ama çıkıncaya kadar herhalde 20 kilometre hızla ve ikiye bir frene basarak bildiğim bütün duaları okuya okuya geçmeye çalıştım.

O iftar sofrasında ve düne kadar her tanıdığıma bayram sohbetlerinde de mümkün oldukça doğup büyüdüğüm Şems parkının olduğu bölgeye kimsenin bir daha girmemesi konusunda durumu izah ederek anlattım.

…………..

Ertesi gün bu durumu gördüklerimi ve yaşadıklarımı yazmayı çok düşündüm.

Ama bazı okurlarımız tarafından ırkçı olarak linç edilmekten tutunda Devletin bilmem ne politikasına muhalefet etmekten yargılanmaya kadar tırstım.

Korktum.

Ve dünyamdan attım.

Ve işte o bölgede yaşananlar Bayramda önce Türkiye’ye mal oldu.

İki gündür Türk basınında yazılı görüntülü malzeme olduk.

Sonra Emniyet dün şu yazılı açıklamayı yaptı.

Bir bölümü şöyle;

“Şems Tebrizi mahallesi Heper sokakta meydana gelen iki aile arasındaki kavgayla ilgili yapılan çalışmada aileler arasında komşuluk ve akrabalık ilişkilerinden kaynaklı gerginlik olduğu son olayın aile içi (boşanma ve aldatma) konusundan dolayı başladığı anlaşıldı.

Kavga esnasında havaya rastgele ateş açılması sonucu olay yerinde izleyici olan 2 kişiye saçma isabet ederken hafif şekilde yaralanan şahıslar sevk edildikleri hastanede ayakta tedavi edilerek taburcu edildi.

Kavganın tarafları olan ve 7 ile 35 ayrı suç kaydı bulunan Bayram D. Hüseyin K. Mehmet I, Aykut D, Ömer A, Nagihan K, Samet K, Erkan K, (toplam 8 kişi) gözaltına alındı.

Olayla ilgili soruşturma devam etmektedir.”

……………….

Evet bayramın son günü bölge yüzlerce Özel Harekat polisleri ve diğer polis kuvvetlerince adeta ablukaya alındı arama soruşturma yakalama göz altılar oldu.

Ben kimseye bir şey demiyorum.

Sadece korkum bunlarında daha iyi günlerimiz olmaması.

 

GÜNÜN OKKALI SÖZSÜ

Aşırı hız yapan hayaller gerçeğe çarparak durur.

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?       

Dönüş için kullandığımız sinyal kolunu unutup yol boyunca dönecekmiş gibi sinyal vererek ilerlemediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.

Yorumlar

  • yorum avatar
    ahmet öztemel
    06-05-2022 10:14

    Abi, elinize sağlık. Şehrimizde güvenlikli sitede bir çocuğumuz duvara gömülen patlayıcı nedeniyle gözünü kaybetti. Bu maddelerin satışı yasak, depolanması kurallara bağlı ama işte o denetim yokluğu bunlara neden oluyor. Böyle gelmiş böyle gidiyor ne yazık ki.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.