Konya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.75
  • ALTIN
    2491.3
  • BIST
    9524.59
  • BTC
    62150$

HİÇ Mİ AKLETMEZ SİNİZ?

14 Nisan 2022, Perşembe 08:30

Okumak güzeldir. Okuyup anlamak, idrak etmek daha güzeldir. En güzeli ise okuduğunu anlayıp amel etmektir. Yoksa kütüphaneler dolusu kitap okusanız, idrak etmeyip, okuduğunuzla amel etmezseniz, boşunadır. Çünkü “eşeğe kitap yüklesen, eşek yine eşektir,” İçindekinden haberi olmaz.

Ne gariptir ki okunan kitapların yazarları ve kitabın kapağına göre muamele ederiz, okunup okunmayacağına öyle karar veririz. Belki birkaç sayfada okuduklarımızın içinden işimize gelmeyeni algı oluşturmak için seçer, kitap hakkında yanıltıcı bilgiler veririz. Devamını okumaz, bir kenara atarız. Belki de devamını okuduğumuz halde o cımbızlık yerle kendi farklılığımızı göstermeye çalışırız. Aslında o cımbızlık yerin başını ve devamını aklederek okusak, orada bahsedilen konunun ne demek istediği anlaşılacaktır. Demek ki anlamak işimize gelmediği için ne demek istediği ve sonucunda konunun nereye bağlanacağını umursamıyoruz.

“İlim Çin’de de olsa gidin öğrenin” hadisinden yola çıkarak bu cımbızcıları ve okuduklarıyla akletmeyenleri nereye gönderirsek gönderelim, Mevlana’nın dediği gibi bir sonuç çıkar ortaya. Ne demişti Mevlana; “öküzü Bağdat’a yollasanız, görüp anlatacağı tek şey karpuz, kavun kabukları olur. Herkes ne arıyorsa onu bulur.” Yani gördükleriyle akletmeyecek, düşüncesinde ne varsa onu görecek, onu arayacak ve onu yaşayıp gelecek.

Bazen de okumanın sonunda istediği gibi algılama yolunu seçecek, “dervişin fikri ne ise zikri de odur” ortaya çıkmaktadır. Bu da genellikle akıl fukaralarının işidir. Fikrinden caymamak, yani fikri sabitlik ve akletmeyerek kendi fikrini kendince galip getirme düşüncesi vardır.

Akletmez misiniz? Ne büyük sorgulamadır bu böyle. Cenab-ı Hakk, Kur’an-ı Kerim de birçok ayeti celilede “hiç mi akletmezsiniz?” diye kullarına sürekli bu soruyu soruyor. Bu sorunun muhatabı, “aklı olanlar ve ben insanım” diyenlerdir. O halde insanız derken, neden akletmiyoruz? Çoğumuz da okuyoruz ama aklettik zannettiklerimizle tatbike yönelmiyoruz. Bu da ne kadar akılsız olduğumuzu, Hakk’ın sorusuna ne kadar kayıtsız kaldığımızı ve insan olarak bize verilen aklı kullanmadığımızı gösterir.

Akletmemek hep okumakla değil bazen de dinleyenlerde de olmaktadır. Okumakla akletmediğimiz gibi, dinlerken de akletmeden işimize geldiği gibi davranırız. Biriyle sohbet edersiniz, sohbetinizin ana fikri bellidir ama muhatabınız, işine geleni, işine geldiği şekilde kullanma yoluna gider. Yani ana fikri görmezden gelir, cımbızla içinden aldığı sözleri kullanarak gününü gün eder, günü kurtardığını zanneder. Sonrasında anlatan anlattığıyla kalmaz, anlattığının içindeki bir cümleyle hatta bir kelimeyle bile zor duruma düşürülür, kişilerin gözünde hoş olmayan gözle bakılmaya başlanır.

Hayatın her anı akletmediğimiz garipliklerle gelip geçiyor işte. Ne halden anlarız, ne de kulluğumuz hangi noktada, Allah’a itaatimiz ne derecede diye bakma ihtiyacı hissetmeyiz. Akletmeden naklettiklerimiz yanlış anlaşılmalara neden olduğu için kul hakkına da girdiğimizin farkında değiliz. İnsanları yanlış yönlendirmekle, kişiyi bir başkasına yanlış tanıtmakla suç işlediğimizi ve nifak tohumları ektiğimizin bile farkında değiliz.

Ne garip değil mi? Akletmek için akıllı olmak gerekir. Kime sorsan “en akıllı benim” der ama var olan o aklı kullanmayı hiç düşünmez.

Allah tüm insanları, hayvanlardan ayıran özelliklerden biri olarak aklı vermiş ama bizler inat ediyor, aklı kullanmaya gerek görmüyoruz gibi geliyor bana. Maalesef aklını kullanan insanları da pek sevmez, hatta küçümseriz. Peki, neden sevmeyiz? Çünkü aklını kullanan insan başarılı olur da ondan. Çünkü aklını kullanan insan farklılık ortaya koyar da ondan. Ama herkes kendini akıllı zanneder de, okumaz. İşte sıkıntı burada. Hem akıllıyım diyeceksin, okumayacaksın ya da okuduğunla akletmeyeceksin. Peki, okumayan insan da akıl olur mu hiç?

İnsan olmak bir şereftir ama şerefini var edecek olan okumayı, öğrenmeyi ve aklederek yanlışlardan dönmeyi bilmek gerekir. Değil mi ki Hak Teâlâ, ilk emrini insanlara “oku” diyerek veriyor ve sonrasında birçok yerde insanlara soruyor; “hiç akletmez misiniz?” Unutmayın, bu emrin ve sorunun muhatabı “bizinsanlarız, hayvanlar değil.”

 

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.