Konya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.54
  • EURO
    34.97
  • ALTIN
    2426.4
  • BIST
    9672.62
  • BTC
    63700.12$

HER HAREKETİMİZ KAYIT ALTINA ALINIYOR

22 Şubat 2016, Pazartesi 08:39

Geçenlerde zafer meydanında kunduracılık işleriyle iştigal eden bir dostumu ziyarete gitmiştim. Dostum kunduracının dükkânı iki katlı, giriş katında müşteriye sunacağı mamüller var. Aşağı katta da ayakkabı tamiri işlerini yapıyor. Alt katta çalışırken yukarıya gelen gideni görmek için de kamera koymuş.

Alt katta sohbet ederken kameradan yukarıya gelen giden oldu mu diye arada bir kameraya bakıyor, derken bir müşteri geldi ve dolayısıyla yukarı kata çıktı. Biraz sonra arkadaş, müşterisine bir şeyler almak için yan komşusuna gitti. Müşteri yukarda yalnız, ben de aşağı katta yalnız kaldım. Ben kameradan müşteriyi görüyorum. Lâkin o beni görmüyor. Yani dükkân yalnız ona kalmış gibi bir durum.

O an düşünceli bir duruma girdim. Nedeni;  müşteri olarak gelen şahıs, eğer dükkanda kimse yok diye çantasına bir şeyler koyup  dükkândan çıkıp giderse ben ne yapabilirim? diye düşünürken, bir taraftan da Cenâb-ı Hakk'a dua ediyorum. ''Yarabbim! bu şahsı şeytana uydurma ve yanlış bir şey yaptırma''diye, dolayısıyla hem o şahıs hem dükkan sahibi ve ben de zor durumda kalmayayım.

Hamd olsun herhangi bir kötü durum olmadan dükkân sahibi geldi ve müşterinin isteğini yerine getirip onu uğurladı.

Ziyaretimi yaptıktan sonra müsaade alıp evime gittim. Gündüz yaşadığım bu olay beni bir hayli etkilemişti. Hamdolsun. Bir sıkıntılı durum olmamıştı. Lâkin, müşterinin yukarı katta yalnız kaldığında benden de haberi yoktu. Ona rağmen, aslında yalnız olmadığını sadece o şahsın değil, hepimizin yalnız olmadığımızı ve bizleri bir kameranın izlediğini ve kayıt yaptığını tefekkür ettim.

Eşref-i mahlûk olan, yaratılanların en şereflisi olan insanoğlu için bu dünya bir imtihan ve üç-beş günlük konaklama yeridir. Ahiretin tarlası olarak da nitelendirilen bu fani dünyada, yaptığımız her şey yazıcı melekler tarafından amel defterine kaydedilmektedir.

Bu gerçek, Kur’an-ı Kerim de şöyle ifade edilmektedir:

“İnsan hiçbir söz söylemez ki onun yanında yaptıklarını gözetleyen ve kaydeden hazır bir melek bulunmasın”(1)                                                                                                                     

“Üzerinizde muhakkak bekçiler, değerli yazıcılar vardır.”(2)                                                                       

“Üstelik, biri insanın sağ tarafında, biri sol tarafında oturmuş iki alıcı melek de onun yaptıklarını alıp kaydetmektedir.”(3)                                                                                                       

“Siz günahları işlerken kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin, aleyhinize şahitlik etmesinden sakınmıyordunuz. Lakin, yaptıklarınızın çoğunu Allah’ın bilmediğini sanıyordunuz.”(4)    

Yüce Mevlâ'mız kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'de kullarına “İşte kitabımız, size karşı gerçeği söylüyor. Çünkü biz yapmakta olduklarınızı kaydediyorduk”(5) diyerek âyetlerini duyurmuştur.

İlâhî kameraların altında bulunduğunun şuuru içinde, Allah’ı görürcesine O’nu tâzîm eden; O’nun azamet ve kudreti karşısında tir tir titreyen, O?nun verdiği vazife ve mes’ûliyetin ağırlığıyla gözyaşı dökebilen bir mü?min olabilmek… Yüklendiği emânetin vebalini omuzlarında hisseden, kendisine zimmetli muzdariplerin maddî ve bilhassa mânevî ıztıraplarını vicdanında duyan ve bu gayretle, gözyaşı kadar alın teri de döken bir mü’min olabilmek… İşte Cehennem ateşinin yakamayacağı vasıflar…(6) taşıyan bir kul olabilmenin gayreti içinde olabiliyor muyuz.

İçinde bulunduğumuz coğrafya, bir takım insanlar tarafından adeta cehennem haline getirildi. Her gün şehit haberleri alarak içimiz yanmaktadır. Bir takım devletler ve örgütler bölgede sürekli huzuru bozmak için gayret etmektedirler. Kendi menfaatleri doğrultusunda bunu maksatlı olarak yapmaktadırlar.

İslâmiyetin hızla dünyaya yayılıyor olması, bazı ülkelerin petrol ihtiyaçlarının bir şekilde karşılanması, sömürgeciliğe alışmış devletlerin bu alışkanlıklarının devam etmesi, bazı ülkelerin gelir ve refah düzeylerinin hızla yükselip bazı ülkelerin geri kalmasını sağlayıp o ülkelere mecbur hâle gelmelerini ve onlara hizmetkâr olmalarını sağlamak gibi ve daha bir çok neden sayabiliriz.

Durum  böyle olunca kendi ülkelerinde ki insanlarına masum gözükmek isteyen mâlüm ülkelerin yöneticileri, çeşitli isimler adı altında terör örgütlerini oluşturarak ve destekleyerek amaçlarına ulaşmak için masum insanları da kandırarak İslâm adına cihat yaptıklarını zannedip, İslâm’la alâkası olmayan fiillerde bulunarak masum insanları öldürmekte ve bir kısmını da yerlerinden ve yurtlarından etmektedirler.

Bölgede ölen, yaralanan, dul ve yetim kalan İnsanlara hiç acımadan istediklerini yapan, lafa geldiğinde İnsan Haklarını kimseye bırakmayan bu sözde demokratik çağdaş insanlar da Cenab-ı Hakk'ın kamerasına kayıt edilmekte olduğunu Cenâb-ı Hakk, âyetinde  “Zalimlerin yaptıklarını Allah’ın görmediğini, bilmediğini sanma. Allah, onlara vereceği cezayı, gözlerin kamaşacağı bir güne bırakmaktadır.”(7) demektedir.

 

Yüce Rabbimiz hepimize, bu ilâhî uyarıları kavrayıp gereğince davranmayı ve solumuzda ki meleğe değil de sağımızda ki meleğe mütemadiyen kayıt yaptırıp yarın hesap gününde yüzümüzün ak çıkmasını nasip eylesin.Amin.

Gönülden Muhabbetlerimle.

Dipnotlar:

1- Kâf, 18.                                    .                                                                                                                                                 2- İnfitar, 10-11.                                                                                                                                                                               3- Kâf, 17.                                                                                                                                                                                                                4-Fussilet, 22.                                                                                                                                                                          5-Casiye, 29.                                                                                                                                                                                      6-Osman Nuri Topbaş, Altınoluk Dergisi.                                                                                                                                 7-İbrahim, 14 / 42.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.