Konya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.85
  • ALTIN
    2508.1
  • BIST
    9673.89
  • BTC
    64630.54$

Hayvan barınağını mutlaka ziyaret edin!...

23 Şubat 2018, Cuma 07:22

Bilen bilir hayvanlar konusundaki hassaslığımı…

Bu dünyanın sadece bizim olmadığını ve onlarla birlikte yaşadığımızı düşünür ve en az bizim kadar hak sahibi olduklarına inanırım bu dünya üzerinde…

Hele biz insanoğlunun önce evcilleştirip kendisine muhtaç ettiği ve ihtiyacı bittikten sonrada kullanmaktan ve bakmaktan vazgeçtiği hayvanlar…

Bizleri korumaları için evcilleştirdiğimiz köpeklere artık ihtiyaç duymuyoruz çünkü büyük büyük apartman dairelerinde, güvenlikli sitelerde veya çelik kapılı evlerde yaşıyor ve kendi korumamızı teknolojiyle sağlıyoruz…

Evlerimizdeki, ahırlarımızdaki, tarlalarımızdaki farelerin çoğalmasını engellemesi adına evcilleştirdiğimiz kedilerde hakeza aynı…

Artık bizim onlara ihtiyacımız yok ama onların bize ihtiyacı var artık…

Yaşam alanlarını ellerinden aldığımız hayvanlara bakmakla yükümlüyüz çünkü; ‘Yeryüzündekilere merhamet edin ki, gökyüzündekiler de size merhamet etsin!’ (Tirmizî, Birr, 16)

Bu bir hadis, Peygamber efendimizin bize olan bir tavsiyesi...

Sosyal medyada birkaç fotoğraf, görüntü ve ağır şeylerin yazılı olduğu iddialar dolaşıyordu yeni yapılan Konya Hayvan barınağı ile ilgili…

Hayvanlar konusunda hassasım ve bu yüzden epeydir gitmeyi planlıyordum. Dün fırsat buldum bizim gazetedeki stajyer arkadaşlarımı aldım yanıma atladık arabaya ve bastık gittik…

Henüz birkaç ay önce taşınmışlar yerlerine o yüzden bulması biraz zor oldu…

Zorluğundan ziyade merkeze bayağı bir uzak…

Ekmek aldık yanımıza epeyce, dilsiz canlara yediririz diye, hem de gazeteci kimliğimizi gizledik cafcaflı süslü kelimelerle karşılanıp boş muhabbetin ardından birkaç köpek sevip uğurlanmak yerine orayı rahat rahat gezmek için…

Girişte biraz zorlandık çünkü bu çıkan haberlerden o kadar yıpranmışlar ve zor durumda kalmışlar ki içeriye en azından barınak tamamen tamamlanmadan kimseyi almayı düşünmüyorlarmış…

Ama kapıdan içeri girer girmez birkaç köpek sardı etrafımızı, konuşmaktan ziyade onları sevmeye başlayınca çokta zorlamadılar…

Önyargıyla gittim yalan yok…

Hayvanların büyük sıkıntılar yaşadığını düşünerek, hatta ölmüş canların olduğunu ve diğer hayvanlarla aynı kafeste tutulduklarını, canların kötü muamele gördüklerini, aç kaldıklarını, soğukta bırakıldıklarını düşünerek gittik oraya…

Canların bizden korkup kaçacağını, insanlara olan güvenlerinin sarsıldığını ve bize çok yaklaşacaklarını düşünmeyerek gittik…

Öyle olmadı, bildiğiniz hayvanlar neredeyse beni sev diye üstümüze atlıyorlardı…

Küçücük bir köpek çıktı köşeden, kuyruğunu iki bacağının arasına sıkıştırmış köşeden köşeden mahsun gözlerle bakıyordu. ‘Aha’ dedim ‘buldum işte, köpeğe artık nasıl bir muamele göstermişlerse insanlardan nasıl korkuyor?’

‘Bu köpek neden korkuyor’ diye sordum. İsmi Rıfkı’ymış. Sorumlu beyefendi Rıfkı’nın ailesi tarafından barınağa terk edildiğini, Rıfkı’nın bu yüzden insanlara çok yaklaşmadığını söyledi ve köpeğin yanına gitti ‘Rıfkı gel oğlum’ diye… Bizim yanımıza 3 metreden fazla yaklaşmayan hayvan beyfendiden ne korktu, nede kaçtı…

Demek ki sorun barınaktaki çalışanlarda değil onu oraya terk eden ailedeydi…

Yeniden alışmaktan ve yeniden terk edilmekten korkuyordu belki de Rıfkı bilemiyorum…

Kafeslerin gezdik, içerisinde ölü hayvanların olduğu söylenen kafesleri…

Yeni yavruları olmuş köpeklerin olduğu kafeste evet enteresan görüntüler vardı…

Yavrunun bir tanesi kafesin kapalı olan bölümünde yatıyor ama annesi ve diğer yavruları ise kafesin açık olan tarafında…

Görüntülerdeki kafesin orası olup olmadığını sordum…

‘Evet burası, bakın içeride bir tane yavru yatıyor, buradan fotoğraf çekip yayınlarsanız ölü derseniz herkes inanır ama bakın nefes alıyor ve uyuyor… Hepsi aynı anda uyanık olmuyor ve hepsi aynı anda uyumuyor’ dedi…

Kafesleri tek tek gezdik, uyuyan canlar vardı ama uyanık olanlar hiçte kötü muamele görüyor gibi görünmüyordu, içeride hem mamaları hem de suları vardı ve resmen bizlere kendilerini sevdirmek için inanılmaz bir çaba içerisine girmişlerdi…

Kötü muamele gören hayvan insana yaklaşmaz, aksine insana olan güvenini yitirir ve insan ona yaklaşmaya çalıştıkça kaçar, ama bu hayvanların inanın hoplaması, zıplaması kendisini sevdirmek için parmaklıkların arkasından yaptıkları şaklabanlıklar insanın içini ısıtıyordu…

Bakımı yasaklanmış, tehlikeli denilen köpeklerin bulunduğu bir bölüm vardı birde…

Orayı da gezdik…

Daha doğrusu biz gezdik ve sorumlu beyefendi sadece bize refakat etti…

Bulldog, doberman tarzı köpeklerin olduğu yer…

Orada da sadece dövüşmek için üretilen Dogo Argentino cinsi engelli bir köpek vardı…

Kazamı geçirmiş diye sordum, ‘Hayır doğuştan engelli’ dedi sorumlu beyefendi, ‘tehlikeli mi?’ dedim, ‘Hayır, buyurun sevebilirsiniz’ diyerek kafesi açtı ve içeri girdi…

O sadece dövüşmek için üretilen ırka mensup köpek sanki bir kedi gibi beyfendinin bacaklarına dolandı, hoplayıp zıplamaya oyun oynamaya başladı…

Bende girdim arkasından kafese ve benle de oynadı biraz…

Büyük önyargılarla gittiğim yerden çok büyük bir keyifle ayrıldım…

Aslında ben hayvanların kapatılmasına, kafeslere konulmasına çok büyük karşı çıkanlardanım ama günümüzde maalesef tehlikeli olduğu gerekçesiyle sürekli şikayet edildiği için toplanıyorlar ve buna da yapacak bir şey yok…

Çünkü biz hayvansever bir toplumuz ama hayvanı midemizde daha çok seviyoruz ve yiyemeyeceğimiz hayvanlarla pek aramız yok…

O yüzden orada olmalarını her ne kadar istemesem de en azından iyi bakıldıklarını, keyiflerinin yerinde olduğunu ve kendilerine uygun bir aileyi mutlu bir şekilde beklediklerini bilmek içimi rahatlattı…

Birde kedi vardı barınağın içerisinde… Her ne kadar insanlara yaklaşmasa da köpeklerle o kadar içli dışlı olmuş ki onlarla birlikte yemek yiyor, su içiyor, onlarla oyunlar oynuyor…

 Ha bu arada unutmadan öğrendiğim ufak ama hoş bir bilgiyi de paylaşayım size bu barınakta yılda ortalama bin civarında köpek sahiplendiriliyormuş…

Bir kez daha önyargının yanlış olduğunu, bakmak ile görmek arasındaki farkı ve gidip görmeden içine girmeden karar verilmemesi gerektiğini öğrendim…

Allah yapandan da, bakandan da, gidip görüp sevenden ve özellikle sahiplenenlerden de razı olsun….

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.