Konya
28 Mart, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.33
  • EURO
    35.05
  • ALTIN
    2281.2
  • BIST
    9006.66
  • BTC
    70697.19$

Hayırlı Bir Ömür Geçirmek

24 Mayıs 2021, Pazartesi 09:03

Rabbimizin dünya imtihanında bizler için takdir ettiği kısa zaman dilimine ömür diyoruz. Bize emanet edilen hayat yolculuğunda zaman hızla akıp giderken, her geçen gün ömür sermayemiz tükenmektedir. Yüce Rabbimiz, hepimize bereketli bir ömür nasip eylesin. Gelecek günlerimizi, geride bıraktığımız günlerden daha hayırlı kılsın.

Rabbimizin dünya imtihanında bizlere takdir ettiği vade denilen bir zaman dilimi vardır. Bizler bu zamana “ömür” diyoruz. Bu ömürü hayırlı hale getirmek için gayret etmeliyiz. Beyhude geçirilmiş bir hayata hayırlı bir ömür denilemez.

Ömür, mamur edilmesi, ebedi kazanca dönüştürülmesi gereken hayatı ifade eder. Eğer fani dünya hayatı, Allah’a iman ve salih amellerle kuşatılmış ise,  o zaman dilimi mamur edilmiş ve hayırlı bir ömüre sahip olmuş olunur.

Hayırlı bir ömür, iyilik ve güzelliklerle geçirilmiş bir hayattır. Ömür, insani ve ahlâki erdemlerle tezyin edilmiş bir hayattır. Ömür, emanet ve sorumluluk bilinciyle iman ve salih amellerle mamur kılınmış bir hayattır. Eğer bu kısacık hayat, emanet ve sorumluluk bilinciyle Allah’ın razı olacağı şekilde yaşanmışsa mutlaka bereketlenmiş demektir.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) bir hadislerinde, “Ağız tadını kaçıran, lezzetleri yok eden ölümü çokça hatırlayın.”(Nesâî, Cenâiz, 3.)buyuruyor. Şöyle geriye dönüp baktığımızda görüyoruz ki zengin-fakir, genç-yaşlı, iyi-kötü, zalim-mazlum nice insanlar bu dünyadan gelip geçtiler.

Hz. Peygamberimiz (s.a.v.), bir gün ashabıyla sohbet ederken yere dörtgen bir şekil çizdi. Sonra o şeklin ortasından dışarı uzanan bir çizgi ve o çizgiye bitişen başka çizgiler çizdi. Ardından, kendisini meraklı bakışlarla seyretmekte olan ashaba dönerek bunların ne anlama geldiğini şöyle açıkladı: “Bu dörtgenin ortasındaki çizgi insandır. Dörtgen de insanın ecelidir ve onu kuşatmıştır. Diğer çizgiler ise insanın arzu ve tutkularıdır. İnsan, bu arzu ve tutkuların peşinde koşup dururken, ecel ansızın onun önünü keser ve onu alıp götürür.”(Buhârî, Rikâk, 4.) 

İnsanoğlu nefis sahibi olduğundan dolayı ölümden hoşlanmamasının, ondan ürkmesinin en önemli nedeni, dünyaya olan aşırı tamah, ölümün ve âhiretin unutulup hazırlık yapılmaması, günah ve isyan karanlığında hakikat ışığının görülememesidir. Oysa Peygamberimiz (s.a.v.)’ in uyarısı çok ağırdır: “…(Gaflete) dalan, gülüp oynayan, kabirleri ve toprak altında çürümeyi unutan kul ne bedbahttır! Azan, haddi aşan, nereden geldiğini ve nereye gittiğini unutan kul ne bedbahttır!”(Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 17.)

Yüce Rabbimiz, ömrümüzü daha anlamlı ve bereketli hale getirebilmemiz için fırsatlar sunar her birimize. Bu fırsat, kendimizi hesaba çekmemiz, hatalarımızı gözden geçirip düzeltmemiz ve günahlarımıza tövbe etmemiz için muhteşem birer imkândır değerlendirebilenlere…

Her geçen gün bir sevdiğimiz bizi bırakıp gidiyor. Biz de bir gün sevdiklerimizi bırakıp gitmek için her an gelmesi muhtemel ecelimizi bekliyoruz. Şurası bir gerçektir ki bugüne kadar ölümden yakasını kurtaran hiçbir insan yoktur.

Hesap gününde hiçbir şeye maalesef itiraz etme hakkımız olmayacaktır. Zira karşımıza çıkan kendi işlediklerimizden başkası değildir. Yüce Rabbimiz bu konuda şöyle buyuruyor: “Artık kitap (amel defteri) ortaya konmuştur; suçluların, onda yazılı olanlardan korkuya kapılmış olarak, ‘Vay halimize! Bu nasıl kitapmış! Küçük-büyük hiçbir şey bırakmaksızın hepsini sayıp dökmüş!’ dediklerini görürsün. Böylece yaptıklarını karşılarında bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye haksızlık etmez.”(Kehf 18/49.)

Rabbimizin katında asıl önemli olan, ömürü nasıl geçirdiğimizdir. Sayılı nefeslerimizi ne uğrunda tükettiğimizdir. Ömür nimetini, yaratılış gayemize uygun değerlendirip değerlendirmediğimizdir. Zamanını, mekânını ve nasıl olacağını bilemediğimiz o malum sonla bir gün hepimiz yüzleşeceğiz. O an gelecek, fani dünyadan baki âleme göç edeceğiz.

Yüce Rabbimiz, ömrümüzün kalan kısmını geçen kısmından daha hayırlı ve bereketli yaşayabilmeyi bizlere nasip eylesin. Hesabını veremeyeceğimiz bir hayat yaşamaktan hepimizi muhafaza eylesin. Mademki ölüm var, ahiret var, hesap var, mizan var, sırat var, cennet var, cehennem var; öyleyse ölüme, ahirete ve hesaba hazır olalım!

Hesaba çekilmeden önce kendimizi hesaba çekelim! Gönülden Muhabbetlerimle…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.