Konya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.59
  • EURO
    34.84
  • ALTIN
    2512.6
  • BIST
    9693.46
  • BTC
    64261.49$

Hastaneler (1)

03 Eylül 2021, Cuma 10:05

Bugün bilindiği kadarıyla dünyanın en eski hastanesi M.Ö. 4. Yüzyılda Bergama’da inşa edilen Asklepion hastanesidir. İslâm Tarihinin ilk seyyar hastanesini Peygamber Efendimiz, Hendek Sa­vaşında yaralananlar için, Eslem Kabilesinden Rufeyde el-Ensariyye isimli kadının çadırını kurdurup kullanmıştır.(1) İlk meskun hastane ise, Hz. Peygamberin vefatından 65 yıl sonra M. 692 yılında Emevi halifesi Velid zamanında Şam’da yapılan hastanedir. Daha sonra İslâm diyarının her tarafına yayılmıştır.(2)

Abbâsî Halîfesi Mansur, dönemin dâhi doktoru er-Razi’ye, Bağ­dat’ta bir hastane kurulması emrini verince; bu hastanenin yapılması gereken en iyi yerin tespiti için, değişik semtlere et parçaları astır­mış, birkaç gün bekletip en az hangisi bozuldu ise, hastaneyi oraya yaptırmıştır. Demek ki doktorun mikroptan, bakteriden haberi var ki böyle bir uygulama yaptırmıştır. Yapı­lan bu hastanede kendisi de başhekim olarak çalışmış ve dünya tıp litera­türünün baş eserlerinden olan 30 ciltlik “Kitap el-Hâvi” isimli eserini yaz­mıştır.(3) Hunke’ye göre:“Emevî Halifesi Velid’in ilk İslâm hastanesinin tesis ve oraya doktorlar tâyininden sekiz yüz sene sonra, Batı’da umimi hastaneler kurulmaya başlamıştır.” (4)

1160 yılında Bağdat’ı ziyaret eden Yahûdi bir seyyah bu şehirde 60 tane tıp kurumunu tespit ettiğini yazmıştır. Burada tedavi olup çıkan hastalar nekâhet (iyileşme) dönemlerinde çalışamayacakları, dolayısıyla maddî sı­kıntı içine girecekleri düşünülüp, kendilerine maddî destek de sağlanmış­tır.(5) Bugün bile doktorlar için kullanılan “Hekim” kelimesi Arapça hikmet kelimesinden olup o gün kullanı­lan bir unvandır.(6)

O tarihlerde İslâm diyarında tedavi masraflarının devlet tarafın­dan kar­şılandığına, hastanelerden ücret alınmadığına, yâni bugünkü sosyal devlet, sos­yal güvenlik uygulamasının ta o günden İslâm âleminde başlatıldığına dâir birçok rivâyetler vardır.(7)

Umumi hastaneler kısa zamanda İslâm ülkelerinin her tarafına yayılmış­tır. 10. Asırda Endülüs İslâm Devleti şehri olan Kurtuba’da 50’den fazla umumi hastane olduğu tarihlere geçmiştir. Halbuki Av­rupa’da ilk hastane 13. Asırda 1222 yılında Napoli’de, 1224 de Pa­ris’te Haçlı Seferlerinde Müs­lümanlardan öğrenip gelmeleri netîcesi kurulabilmiştir.

Güstav Le Bon bu gerçeği şöyle dillendirir: “Fazla mübâlağalı sayıla­cak bir iddia olmasın ama, eski Müslüman hastaneleri, hij­yen ve rahatlık bakı­mından bugünkü hastanelerimizden daha üstün bir şekilde inşa edilmekte idi.”(8)

ABD’li Medeniyet Tarihi araştırmacılarından olan Will Du­rant, İbni Sînâ’yı İslâm ilim ve tefekkürünün 5 büyük dâhisi arasında sa­yar ve şöyle der: “Müslümanlar doktorluğu yalnız öğrenmekle kal­madılar. Tıpta yeni yeni ufuklar açarak tıbbın birçok dallarını kur­dular. Operatörlüğün mûcidi Ebül Kasım Zehravî’dir. Eczacılık ta yine Müslümanlar tarafından keşfedilmiş, birçok ilacı ilk olarak onlar yapmışlardır.(9)

İbni Sînâ’nın ta o zamanlar, fikir ve gönül hastalıklarına, yâni Aşk ve psikolojik hastalıklara el atıp tedavi ettiği görülmektedir. Aşk hastası olan ama derdini söylemeyen bir şehzâdeye, mahalle adlarını sorar ve nabzını dinler, en fazla nabzının attığı mahalledeki evleri tek tek sorup nabzını dinlemek suretiyle, sevgilisinin olduğu evi bulur ve ailesine söylemek sure­tiyle gençleri kavuşturur ve şehzâdeyi iyileştirir.

Yine kendini inek zanneden ve pişirilip yen­mesi gerektiğini söyleyen, yemeyen içmeyen, eriyip kuruyan, bir deri bir kemik kalıp ölmek üzere olan bir paranoyak şehzâdeyi de, muayene eder ve “yahu bu inek çok zayıf bu kesilmez, bunun ke­miklerini mi yiyeceğiz, bu olmaz, bunun etlenmesi gere­kir” diyerek yedirip içirip tedavi ettiğinden de bahsedilir.(10)

İbni Meymun Selahaddin Eyyûbî’nin doktorudur. Sahasında oto­rite ol­duğu için nâmı, şânı bütün dünyaya duyulur. İngiltere Karalı Richard ken­disini tedavi için İngiltere’ye istemiş ama o gitmemiş­tir.(11)

Dipnotlar:

1- İbrâhim Sarıçam, Seyfettin Erşahin, a. g. e. s. 236.

2 - Ahmed İsa- Osman Ali, a. g. e. s. 161.

3 - Ahmed İsa- Osman Ali, a. g. e. s. 145.

4 - Sigrid Hunke, a. g. e. s. 228.

5 - Mustafa Sibai, a. g. e. s. 138.

6 - Ahmed İsa- Osman Ali, a. g. e. s. 161.

7 - “Ortaçağda İki Yahûdi Seyyahın Avrupa Asya Afrika gözlemleri”, M. S. 1165-1173, Türkçesi: Nuh Arslantaş, Kaknüs Yay. İst. 2001, s. 64.

8 - Lütfü Ülkümen, a. g. e, s. 6.

9 - Will Durant, “İslâm Medeniyeti”.

10- George Salıba, a. g. e. s. 148-151.

11- Ahmed İsa – Osman Ali, a. g. e. s. 156.

Yorumlar

  • yorum avatar
    mevlüt mülayim
    06-09-2021 12:59

    Allh Arzı olsun Sayın Hocam

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.