Konya
18 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.53
  • EURO
    34.73
  • ALTIN
    2490.3
  • BIST
    9524.59
  • BTC
    63188.77$

HASSAS OLMAMIZIN SEBEBİ

29 Kasım 2019, Cuma 08:53

Bazı yazılarımızdan sonra bize soranlar oluyor “Bu kadar hassas olmanızın sebebi ne?” diye.

Bu tip soru sahipleri arasında işi  başka mecralara çekmeye çalışanların olduğunu da tahmin ediyoruz.

Bu sorular hem iyi niyetli hem de art niyetli olabiliyor.

Bütün bunlar tam olarak örnek olur mu bilmem ama “Öküzün altında buzağı  aramaktan” farklı  değil. Söylemiş olalım:Biz hiç bir şahıs ve kurumdan yana değil, kamudan yanayız ve şehrin menfaatlerinin yanındayız.

Merak eden birinin, bu herhangi bir yazıya konu olan kişi ve kurum da olabilir, o yazının sebebini sormak, öğrenmek ve iletişime geçmek gibi medeni bir davranış biçimi ortada dururken; kaçmalarının “ölü adam numarası “ yapmalarının, bunu yaparken de sebep aramaların ve  tavır göstermelerinin sebebini anlamakta  zorlanıyoruz.

Biz şahsen 40 yıllık meslek ve yazı hayatımızda kimsenin adamı olmadık.

Yeri geldi en sevdiğimiz yönetici, siyasetçi ve kurumu  beğenmediğimiz ve kendimize göre yanlış bulduğumuz icraatlarından  dolayı eleştirdik. Bazen eleştirinin dozunu da artırdık. Yazının muhataplarını yerden yere vurduk. Sağolsunlar onlar da çoğu zaman bizi arayıp gerekli açıklamaları yaptılar. Bizde yapılan açıklamaları değerlendirdik. Eskiden kurumlarda ve yöneticilerde böyle bir anlayış vardı. Böyle bir dünya vardı.

Meslek hayatımız boyunca biz  çok gazetede gezmedik. Soyunduğumuz yerde giyinmeye çalışanlardanız.  2-3 gazeteden sonra KONYA POSTASI’ndayız.Ayrıca biz bu gazetenin  43 yıl önce doğduğu günü bilen insanlardan birisiyiz. Bugün bu gazete Konya’da basın geçmişi olan en köklü ve ilkeli gazetelerin başında geliyor.

KONYA POSTASI şov, asparagas, tehdit ve şantajı asla sevmeyen ve bunlara değer vermeyen objektif bir gazete. İtiraf etmeliyim ki bu gazete son yıllarda  her bakımdan  “altın çağını” yaşıyor. Sorumlu ve ilkeli gazetecilik anlayışını her gün sayfalarına taşıyor. Sorumlu haber ve sorumlu köşe yazılarını kamu yararına elde ettiği belgelere göre değerlendiriyor. Belgesiz haber ve yorumlara  asla prim vermiyor.  Okuyucuların elindeki gazete basın ilke ve kurallarıyla  özgür ve demokratik bir anlayışla idare ediliyor. Gazetemizin yöneticilerinin böylesine  üst düzey bir hassasiyeti var. Bizler bunun çok farkındayız. Okuyucularımızın da farkında olduğunu bizlere geri dönüşlerden anlıyoruz..          Bizim hassasiyetimize gelince..

Biz 40 yılı aşkın bir süredir, Konya’nın  ihtiyaç  ve sorunlarına taktık kafayı gidiyoruz.

‘Konya’da şu neye yok? Şu yapılmalı. Şu olmalı. Şu da olmalı.’

Bunları yazarken  en ufak kişisel bir beklentimiz olmadı.           

Konya’da yıllar önce üniversite yoktu. Sadece Meram Yeni Yol’da 1955 yılında çıkartılan yasa ile  kurulan Eğitim Enstitüsü vardı

Ortaokul öğrencisi iken o günkü Yeni Konya Gazetesi’nde ‘Üniversite Konya’nın en önemli sorunu. Konya’ya üniversite gelmeli” diye, yazılar yazdık.

Gene 1970’lı yılların hemen başında Konya’da televizyon yayınları yoktu. Konya’ya uçak seferleri yoktu. ‘Konya’da televizyon yayınları  yapılsın. Uçak seferleri yapılsın’ diye, yazılar yazdık. O yıllarda rahmetli Suad Abanazır ve Rıdval Bülbül abilerimiz de bu konuda yazılar yazıyordu. Onlar   “kelli felli” ve güngörmüş yetişkin insanlardı. Biz  ise çocukluktan yeni kurtulmak üzereydik ama Konya’nın  derdi bizim de derdimiz olmuştu.

Okurken, yazdık. Okul, askerlik bitti. 1986 yılında yerel bir gazetenin Yazı İşleri Müdürü olduk.1991’de o gazeteden ayrıldık. Başka bir gazetede 1991-2006 yılları arasında yöneticilik ve yazarlık yaptık. Bu süreçte Konya’nın dertleri yine bizim  dertlerimiz oldu.

1970’li yılların ikinci yarısı başlarken “Nurtopu “ gibi Selçuk Üniversitesi doğdu. Sonra televizyon  yayınları başladı. Daha sonra da Konya-İstanbul arasında uçak seferleri başladı.

Fakat şehrin yeni yeni ihtiyaçları olmaya başladı. Toplu Ulaşım. Yeni kamu binaları. Yeni yerleşim alanları. Yeni sağlık tesisleri. Yeni binalar. Selçuk Üniversitesi’nde yeni bölümler. Kampüs.Kültür Merkezi. Doğalgaz. Yeni üniversiteler. Sonra ilk olarak 1989 yılında Necmettin Erbakan’ın yerel seçimler öncesinin son gününde Kız Lisesi Meydanı’ndaki mitingde söylediği ve kafamıza soktuğu Teknik Üniversite.

Teknik Üniversite 1990 yılında Anavatan Partisi’nin de gündemine geldi.

Meclis’e kanun teklifi verildi.

Ama o yıllarda Teknik Üniversiteyi kurmak mümkün olmadı.

Bu arada Konya’da yeni üniversiteler kuruldu.

Devlet üniversitesi 1 iken,  2  oldu.

İki tane de vakıf üniversitesi kuruldu.

Yeni üniversite binaları, yeni fakülte binaları ve yeni hastaneler yapıldı. Kamu marifetiyle daha başka önemli hizmetler de yapıldı.. Mesela, rüya olan KOP başlatıldı. Konya- Ankara arasında yine yılların rüyası olan Hızlı Tren hayata geçti. Uçak seferleri yoğunlaştı. Şehir büyük ölçüde  fiziki anlamda yenilendi ve modernleşti.

En son 1.5 yıl önce başka bir rüya olan Konya Teknik Üniversitesi  hayata geçti.

Konya Teknik Üniversitesi’ne çok kıymetli bir arazi tahsis edildi.

Konya Teknik Üniversitesi’ne, Gebze Üniversitesi’nden bir rektör getirildi.

Yukarıdan itibaren anlattığımız  bu süreçte biz  yaptığımız haberlerle, yazdığımız yazılarla, bazen de ilgili kişi ve kurumlarla kurduğumuz  temas ve ilitişimlerle karınca hikayesinde olduğu gibi olayların içinde olduk.

Bilinsin ki: Bizim hassasiyetimiz bu yüzdendir, bu sebeplerden dolayıdır. Ne yapalım: Şehir  milliyetçiliği huyumuzu çocuk yaşlarda kazandık ve bundan bir türlü de imtina edemiyoruz. Çok değerli  ve önemli bir husustan söz edelim sırası gelmişken: Biz kamu yararına yazılarımızla yaptığımız mücadele yalnız değiliz. İsterseniz bu konuda bir örnek vereyim size.. Pazartesi günü bu köşede yer alan Teknik Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Babür Özçelik’in uygulamalarıyla ilgili ‘Rektör Özçelik  Hakkında Ağır İddialar’ başlıklı yazımızı, ilk 24 saat içinde gazetemizin internet  sayfasında 2 bin okuyucu tıkladı. Sonraki gün aynı yazıyı tıklayan okuyucu sayısı 3 bine dayandı. Bu kendi alanında bir rekor sayılmalı.Okuyucular, konusu olan ve kamuyu ilgilendiren yazılara büyük ilgi gösteriyor. 

Bu yazıda şehirle ilgili konularda hassas olmamızın sebeplerini anlattık.

Okuyucu sayısından da anladık ki, yalnız değiliz.            

Yerinde ve zamanında yapılan haber ve köşe yazılarına okuyucu ilgi gösteriyor ve sahip çıkıyor.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.