Konya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.48
  • EURO
    34.96
  • ALTIN
    2436.1
  • BIST
    9716.95
  • BTC
    64627.25$

HAÇLILARDA OSMANLI KORKUSU (2)

10 Ağustos 2018, Cuma 07:23

Samiha Ayverdi rahmetli, “Kölelikten Efendiliğe” isimli kitabında şöyle yazar: “...Haçlı dünyasının insanı, ana sütünden sonra, ailesinden, ce­miyetinden ve kilisesinden, devamlı olarak Müslüman kanı emmiş ninnilerinde bile kulağına Müslüman düşmanlığı fısıldanmış, hayaline çizilen korkunç imaj, Müslüman’ın yüzü olmuştur. İsa ümmeti başka hiçbir dinden İslâm’dan korktuğu kadar korkmamıştır.”(1) Bu sebeple bugün Hıristiyanların kahır ekseriyeti bu millete düşmandır. Bundan dolayı Avrupa’da “bütün yollar meşrudur, yeter ki İstanbul’a çıksın” sözü darbı mesel olmuştur.(2) 

Hitlerin zulmünden kaçarak 1933 de Türkiye’ye gelen İs­tanbul Üniver­sitesi İktisat ve Hukuk Fakültelerinde maliye ve iktisat dersleri veren 1952 de Almanya’ya döndükten sonra Frankfurt Üniversitesinde hocalık ve rektörlük yapan Türkiye de kaldığı sürede ülkemizde Cumhuriyetin yerleşmesinde  önemli katkıları bulunan bir ilim adamı olan Alman Prof. Dr. Fritz Neumark’a yıllar sonra ülkemize ziyarete geldiğinde Avrupa'nın bizi sev­memesinin ve aşırı düşmanlığının sebebi sorulur. Cevabı şöyledir:

“Çok samimi olarak itiraf edeyim ki, Avrupalı Türkleri sevmez ve sev­mesi de mümkün değildir. Asırlardır Kilisenin Türk ve İslâm düşmanlığı Hı­ristiyanların hücrelerine sinmiştir. Sebeplerine gelince; en başta Müslüman olduğunuz için sev­mezler ama faraza lâiklik şöyle dursun Hıristiyan olsanız da size düşman olarak bakmaya devam ederler.

 Çünkü sizler hangi kimliğe bürünürseniz bürünün her zaman onların korkulu rüyası­sınız. Sizi silâhla yenemeyenler, sizleri kendilerine benzeterek hâkimiyet sağlamaya çalışıyor­lar. Böylece kendilerini İslâmiyet tehlikesinden korumuş olacaklar.

Sizler farkında değilsiniz ama onlar şu gerçeğin farkındalar: En az 400 sene Avrupa'da sırtımızda ve ensemizde at koştur­dunuz. Selçuklular Ana­dolu’yu Osmanlılar ise Orta Avrupa ve Balkanları Haçlı ordusuna mezar ettiler. Bizlere medeniyeti in­sanlığı öğrettiler. Avrupa Müslüman olma tehlike­siyle karşı kar­şıya geldi. Osmanlı arşivi tam olarak ortaya çıkarsa bugünkü târihlerin yeniden yazılması gerekir.

Sizler, gerçek hüviyetinize döndüğünüz an, Avrupa'nın refahı ve medeni­yeti yıkılır. Bunun için sizler, Avrupa'nın târihî düşma­nısınız ve dâima düş­man olarak kalacaksınız.

Selçuklu ve bilhassa Osmanlı, İslâmiyet uğruna her şeyini fedâ etmesey­diler, İslâmiyet bugün belki sâdece Hicaz da varlı­ğını devam ettirirdi. Kaldı ki, Vehhabiliği kuranlar da, İngiliz sö­mürgeler Bakanlığının adamlarıdır. Batı her yerde yetiştirdiği adamları vasıtasıyla İslâmiyet’i sapık inançlara kanalize etti. Bütün bunlara rağmen Osmanlının inancını bozamadı. Os­manlı, Asr-ı Saâdet’i temsil etmeğe devam etti. Bünye­sinde, bozuk düşünce, bozuk mezhep barındırmadı. Evet Kilise size kin kusmaktadır. Ve Sebepleri bunlar­dır.”(3)

Gerçekten; Bütün câmiler ve Kur’anlar yansa, muhâfazan Allah Türk Milleti din değiştirse, biz yine de Batılıların gözünde Haçlı seferlerinde yalın kılıç tekbir getirerek onlara saldıran Türkleriz. Bu imajın değişmesi mümkün değildir. Onun için onlara yaranmak için olmadık maskaralıklara giren entel ve aydın geçinenler boşa gayret ederler.

Silistre kalesini 10 bin kişi ile 80 bin kişilik Rus ordusuna karşı aylarca kahramanca savunan Musa Hulusi Paşaya mareşallik rütbesi takılırken “Şe­hitlik rütbesini tercih ederdim” demiştir. Komünizmin fikir babaları Markx ve Engels bu savunmayı övmüşler ve bizi bir tek Türkler yanılttı Rus Çarlığının tekerine taş koyan Türkler oldu demişlerdir.(4) 

Protestanlığın kurucusu Papaz Martin Luther, Papalığı daha baskıcı daha gaddar ve dünyayı zehir eden bir kuruluş gösterebilmek için bir taraftan “Os­manlı Allah’ın kırbacıdır, Hıristiyanları ıslah için Allah bu kırbacı kullanı­yor”(5) diyor, bir taraftan da, Osmanlıyı kötüleyerek, onunla mücâdele yolla­rını anlatmıştır. Osmanlıya iftira atma ve onu kötü gösterme hususunda hiçbir hudut tanımamışlardır.

“Türklerin idâresi altına giren bölgelerdeki halkın kendi idârecileri altın­daki halka nazaran daha rahat yaşamaları duyulunca ve bazı sanatkârların büyücülükle itham edildikleri halde, meselâ Topçular, Türkler nazarında izzet ve ikram görmeleri el üstünde tutulmaları neticesi Türklere meyil artmış, bunu izale edebilmek için Almanya da aşırı bir Türk fobisi ve Türk düşmanlığı körüklenmiştir.

Bazı yazarlar Türklere karşı bu kin ve buğuzlarını bu düş­manlıkların ta Hz. Îsâ’ya dayandığını, kutsal kitapta ve havariler dilinde bu düşmanlıkların, Türklerin kötülüklerinin dile getirildiğini yazacak kadar fana­tikleşmişlerdir.

Dipnotlar:

1- Sâmiha Ayverdi, “Kölelikten Efendiliğe”, Kubbealtı Yay. İst. 2009, s. 52, 65.

2- Munro Butler Johnstone, a. g. e. s. 42, 46. 

3- Yeşilay Dergisi, Ekim 2001, Sayı 815.

4- Mustafa Armağan, “Geri Gel Ey Osmanlı”, Ufuk Kitap, Ekim 2007, İst. s. 24, 113.

5- Leyla Coşan, a. g. e. s. 46.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.