Konya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.57
  • EURO
    35.01
  • ALTIN
    2423.2
  • BIST
    9722.09
  • BTC
    64096.99$

Günümüzdeki Uzantıları Modern Haçlılar(2)

25 Mart 2021, Perşembe 08:42

Dünyaya garazsız, kinsiz, hoşgörülü ve insancıl, medeni in­sanlar olduklarını lanse eden Avrupalıların en aydınlarından birinin yaptığı da enteresan bir misal: Fransız General Goro 1920 Filistin havalisini bizlerden aldıklarında, Selahaddin Eyyubi’nin türbesini tekmeleyip “Selahaddin biz yine geldik, kalk bakalım ne yapacaksın” demiştir.(1)

Hâlbuki o Selahaddin Kudüs’ü Hıristiyanlardan alınca saraya girdiğinde bir haçın yere devrilmiş olduğunu görünce, kendi elleriyle doğrultmuştur. Bunu Batılıların kendilerinin çevirdiği filmleri dikkatle seyre­dersek bizzat görürüz. 

Protestan bir papaz kızı olan Alman Başbakanı Merkel, Fransa’nın millî bir gününde Cumhurbaşkanı Sarkozi’ye bir vazo hediye ediyor. Vazonun üstünde Napol­yon’un(2) Mısır İşgalinde (1798) Osmanlı ordusunu nasıl yendi­ğini gösteren resimler ve kabartmalar vardır. Yani başka vere­cek hiçbir şey bulamıyorlar!(3) 21. Asırda bile tarihi kinlerini kusan obje ve materyallerle uğraşıyorlar.

Osmanlı donanması 1571 de kışı geçirmek üzere İnebahtı Limanına çekildiği sırada gafil avlanıp Haçlı donanması tarafın­dan ablukaya alınıp imha edilmiş, yalnız Uluç Ali Paşa gemile­rini kurtarabilmiştir.(4) Bir İspanyol firması bu olayı unutturma­mak, genç kuşakların zihninde devamlı taze tutabilmek için bir viski, şarap ürününe marka yapmış ve tanıtıcı broşürlerle bütün dünyaya ihraç ediyor.(5) 1998 yılında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e İspanya gezisinde, sanki kinaye yaparcasına bu içki­lerden ikram ediliyor. Tabi Demirel bu olayı ve burada verilmek istenen mesajı hatırladı mı? Bilmiyoruz ama, biz hatırlamıyoruz, onlar unutmuyorlar. Haçlı Kafası bu, 430 senelik kini unutma­yan sözde hoşgörülü Avrupalı bu.(6)

1189 Tarihinde 3. Haçlı Seferinde İngiltere Kralı Aslan Yürekli Richard, gemileriyle gelip, İzmir Karşıyaka’da karaya çıkmıştır. Aradan takriben 700 senelik zaman geçmiş, 15 Mayıs 1919 da Kurtuluş Savaşı yıllarında, başlarında Kralları Costantine olduğu halde Yunanlılar İzmir’e asker çıkarmışlar ama o olayı yad etmek, zihinlere kazımak ve Haçlı Seferlerinin bitmediğini ve bitmeyeceğini anımsatmak için aynı Karşı­yaka’dan ve aynı usullerle çıkmışlar, savaş esnasında kullan­dıkları  haritalarında, ta o dönemlerdeki yer ve mevki isimlerini kullanmışlardır.(7)

Yunan Başvekili Elefteryos Venizelos’un oğlu Sofokles Venizelos 1920 yılında Bursa’yı işgalleri sırasında Osman Gazi’nin sandukasını tekmelemiş ve “Kalk ta milletini kurtar” demiştir.(8)

 

Bosna Savaşında on binlerce Müslüman öldürülüp soykı­rım yapılıp, Haçlı’nın intikamı alındıktan sonra güya NATO göstermelik bir müdahale yapmaya karar verdi ve bizde NATO’nun ortaklarından biri olduğumuz halde ve teklif ettiği­miz halde Türk askeri kabul etmediler. Gazeteci Cüneyt Arcayürek bu durumu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e hatırlatınca o şöyle demiştir: “Doğru korkuyorlar ve istemiyor­lar. Haçlı kafası”(9)

Bizi barbarlıkla itham edip 60 senedir AB’a almazlarken, ırkçılık ve soykırımcılığın daniskasını yapan ve millî marşla­rında: “Od jadrana do İran’a, Nece biti Müslüman-Adriya­tik’ten İran’a bütün Müslümanlar katledile­cek” yazılı olan(10) Sırpları içlerine aldılar.       

Ömer Seyfettin’in “Bomba” isimli kitabında anlattığına göre, genç bir Osmanlı zabiti (teğmeni) harp okulunu bitirmiş, Balkanlara tayini çıkmış, göreve başla­mış. Askeri birliğin yakı­nında evleri olan bir Bulgar kızı her gün ken­disine bir şeyler söyleyince, genç zabit bunu kendine karşı bir ilân-ı aşk zannet­miş ay­nen Bulgar kızının söylediklerini; “Naş! Naş! Çarigrad Naş”  o da söylemeye başlamış. Bir müddet sonra kızın ne de­diğini sor­muş ve “İstanbul’u bir gün mutlaka alacağız” demek olduğunu anlayınca şok ol­muş.(11) 

Anadolu fethedileli 1000 sene oldu. Biz onların  hâlâ kili­selerini, manastırlarını, aziz ve azize türbelerini muhafaza edi­yoruz, biz Balkanlardan çekileli bir asır bile olmadı, Yunanlı bir tarihçi: “Osmanlı Balkanlardan çekilince Osmanlı imaret eser­lerinin % 98 ini yakıp-yıkıp imha ettik” diyerek itiraf etmiştir.(12) Filmlerde gördük, Bosna savaşında toplarla özellikle Mostar köprüsü, camiler, minareler, tekke-türbe-zaviye cinsi yerler hedef alınarak ateş edilmiştir.

Bu zihniyetin hiç değişmediğine son bir misal verelim: Gü­ney Kıbrıs kesiminde büyük bir patlama olmuş, 10 dan fazla insan ölmüş ve elektrik santralleri tahrip olmuş, en sıcak gün­lerde halkın yiyecek, içecek ve ilaçları bozulduğu için, Kuzey Kıbrıs’tan elektrik satın alınmış ama Papazların teşviki ile halk hükümete o kadar baskı yapmış ki, iki bakan istifa etmiştir. Pa­pazlar; “Türk elektriğinin bulaştığı hiçbir şeyi yiyip içmeyin kullanmayın” diye beyanatlar vermişlerdir.(13)  

Dipnotlar:

1- İbrahim Refik, “Tarih Şuuruna Doğru-4”, Albatros Yay. İst. 2007, s.76.

2- Napolyon bu seferde 5 bin civarında yaralı askerine, ayak bağı olmasınlar diye, zehirli iğne vurdurup öldürtmüştür. Tabii ki bunları gösteren tablolar vermezler.

3- Büyük Osmanlı Projesi, “Mustafa Armağan”,Timaş Yay. İst.2008,s.200.

4- Sâmiha Ayverdi, “Türk-Rus Münasebetleri ve Muharebeleri” Kubbealtı Yay. İst. 2004, s. 121.

5- Altan Araslı,Avrupada Türk İzleri, Kültür Bak.Yay.Ank.2001, c.1,s.272.

6- Mustafa Armağan,Osmanlı İnsanlığın Son Adası,DA Yay.İst.2002,s.325.

7- Alptekin Müderrisoğlu, “Sakarya Meydan Muharebesi Günlüğü”, Kastaş Yay. İst. 2004, s. 19.  

8- Tarih ve Düşünce Dergisi, Ocak 2003 s. 27.

9- Milliyet Gazetesi, 19. 09. 2000.

10- Tarih Medeniyet Dergisi, sayı 54, s. 14.

11- Yavuz Bülend Bâkiler, “Sözün Özü-2” TEV Yay. İst. 2007, s. 174.

12- Milliyet Gazetesi, 26. 06. 2000.

13- 19. 07. 2011 tarihli İstanbul gazeteleri.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.