Konya
29 Mart, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.38
  • EURO
    35.06
  • ALTIN
    2326.5
  • BIST
    9104.65
  • BTC
    70524.45$

GÖRDÜĞÜM EN İYİ ARKADAŞLIKLAR (1)

09 Ekim 2020, Cuma 09:32

Haydar Koyuncu 1925 doğumlu  İçeri Çumralı bir avukattı.

Babadan varlıklıydı.

Babası Demokrat Partili olup bütün Çumra havalesinde bilinen bir insandı. İleri görüşlüydü ve bölgede söz sahibiydi. Kendisi okumamıştı ama oğullarından birisi hukuk tahsili yapmıştı.

Oğlu babasının yolundan giderek, oldukça  genç yaşta Demokrat Parti saflarına katılmıştı.

Adnan Menderes hayranıydı.

Demokrat Partiye çok genç yaşta üye oldu.

On yıl bu partinin rozeti ile yaşadı. Bir köy çocuğu olan Haydar Koyuncu kendisi gibi köy insanı olan Menderes’in güvenini kazandı. Demokrat Partinin başarısı için gece gündüz çalıştı.

1960 darbesi ile  hayal kırıklığına uğradı.

Yaşadığı sürece darbenin tesirini üzerinden atamadı. Ne darbenin enkazını ne de idam edilen Menderes’i  unutabildi. Darbecilerin Kayseri Cezaevi’ne koyduğu dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ı, arkadaşlarıyla birlikte bir kaç defa ziyaret etti. Bu ziyaretler riskliydi ve kendisi de her an tutuklanabilirdi. Fakat o yılmadı ve korkmadı. Zira, ortada büyük bir haksızlık olduğuna inanıyordu.

Başbakan Adnan Menderes’in idam edilmesinin ardından, Menderes’in eşi Berrin Hanım başta olmak üzere oğulları Yüksel, Mutlu ve Aydın’ı teselli  etmeye çalışan çok sayıda insandan birisi oldu.Fakat  Haydar Koyuncu’nun yakınlığı  biraz farklıydı.O, Menderes ailesinin bir üyesi gibiydi. Yani çok yakın bir insandı bu aileye.

1970’li yılların başında şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden Yüksel Menderes’le arkadaş olmuştu.

Gene şüpheli bir şekilde Ankara’da yürüdüğü yoldan karşıya geçerken bir taksinin çarpması sonucu hayatını kaybeden Mutlu Menderes’le arkadaştı.

Adnan Menderes’in küçük oğlu Aydın Menderes’e “emanet” gözüyle baktı.Rahmetli  Aydın Menderes’e “yadigar” derdi.

Ne hazin ki Aydın  Menderes’de abilerinden yıllar sonra 90’lı yıllarda geçirdiği bir trafik kazasından sonra sakat kaldı ve uzun bir süre tekerlekli sandalyede yaşadıktın sonra  vefat eti.Bu arada biz rahmetli Aydın Menderes’i yakından tanıyorduk. Kendisiyle sağlıklı zamanlarında bir TV proğramına çıkmıştık. Ankara Oran’da bulunan evinde de bir kere ziyaret etmiştik. Müthiş bir insandı. Muazzam bir hatip ve inanılması güç bir entelektüeldi.

Aydın Menderes abileri Yüksel ve Mutlu gibi hayattan bir şekilde kopartılmamış olsa, ülkenin kaderini değiştirebilecek bilgi birikimi, donanım  ve yüksek  karakteri ile söz sahibi olabilirdi.

Haydar Koyuncu’ya dönecek olursak..

Demokrat Partinin kapatılmasından sona kurulan Adalet Partisinde siyaset yaptı.

Adalet Partisinin il başkanı oldu.

Başbakan Süleymen Demirel’le arkadaş gibiydiler.

Bir süre sonra Demirel’in partisinden 41 milletvekili istifa etti. Siyasi tarihimize bu “41’ler olayı “ olarak geçti.

“41’ler” Adalet Partisinden ayrıldıktan sonra Demokratik Partiyi kurdular. Bu grubun içinde Konya milletvekilleride vardı. Dönemin  İçişleri Bakanı Dr. Faruk Sükan, Bahri Dağdaş, Necati Kalaycıoğlu, Kubilay İmer ve  Özer Ölçmen’de  Adalet Partisi’nden istifa etmişlerdi.

Adalet Partisi’nden istifa eden 41 milletvekili Demokratik Partiyi kurunca Konya’da da Haydar Koyuncu ve arkadaşları Adalet Partisi’nden istifa ederek, Demokratik Partiye geçmişlerdi.

12 Eylül 1980 darbesinden sonra Demokratik Parti’de kapatılan partiler arasında yer aldı. Esasen daha önce Süleyman Demirel’in siyasi zekasına teslim olan  bazı milletvekilleri Adalet Partisine geri dönmüşlerdi.

Haydar Koyuncu 1983’de Turgut Sunalp’ın partisi Milliyetçi Demokrasi Partisinden  milletvekili seçildi. Bir süre sonra da Anavatan Partisine geçti. Bu partiden 1987 yılında 2. Defa milletvekili seçildi.

Başka bir isim..

Mehmet Acartürk..

Kadınhanı Anlantılı’ydı.

Toprak sahibiydi.

Eğitimi yoktu. Çocukluk çağlarında fazla okul olmadığı için muhtemelen ilkokulu’da okumamıştı.

Fakat müthiş zekalı bir insandı.

Gazete ve  dergi okumadığı halde ülkemizde yaşanan gelişmeleri gözleriyle takip etmiş gibi, bazı olaylara da bizzat tanıklık yapan insanlar gibi değerlendirmeler yapar ve konuşurdu. Bilgiliydi ve Öngörüsü çok yüksekti.Medeni cesareti tavan yapan bir insandı. Her konuda isabetli sözleri ve tahlilleri olurdu. Her meslekten her insanla fikir tartışmalarına girer ve o tartışmalardan galip ayrılan taraf olurdu.

Mehmet Acartürk , 1950’ de Konya’nın ilk acentacılarından birisi olarak ticaret yaparken inşaat sektörüne girmişti. Kurduğu “Form Kollektif İnşaat Şirketi” ile şehir merkezinde onlarca konut ve  ve onlarca da işyeri, işhanı yaptı.

Haydar Koyuncu ve Mehmet Acartürk çok iyi iki arkadıştılar.

Siyasetin iyi ve kötü günlerinde birlikte oldular ve hiç ayrılmadılar.

Arkadaşlıkları karşılıksızdı. Birbirlerinden beklentileri yoktu.

1950’li yılların hemen başında  başlayan arkadaşlıkları 60 yıl, vefatlarına kadar sürdü.

Haydar Koyuncu araba kullanamazdı.

Mehmet Acartürk her sabah Koyuncu’nun evinin  önüne gider onu arabasıyla alır nereye gidecekse oraya götürürdü.

Yaşları ilerleyince Zafer Meydanı’nda Mehmet Acartürk’ün yaptığı “Ferah İş Hanı”ndaki büroda bir araya gelmeye başladılar. Orda otururlar, sohbet ederler, bir şeyler yerler ve namazlarını kılarlardı. Büroda Acartürk’ün ortağı olan Müstak Canbilen  her zaman olurdu. Sonra Yılmaz Yılmaz ve başkaları da  müdevami oldu o  büronun.

Mehmet Acartürk Haydar Koyuncu’nun en iyi arkadaşlarından birisiydi. Hemen her konuda iyi anlaşırlardı. Siyasi birliktelik dışında hiç bir  ortak yanları yoktu. Tabii bir de Acartürk’ün yıllardır kesintisiz sürdürdüğü ve zahmet olarak görmediği araç hizmeti vardı.

Haydar Koyuncu’nun vefat ettiği günün  sabahında da iki arkadaş telefonlaşmışlardı. Mehmet Acartürk gelecek arkadaşını her zaman olduğu gibioturduğu evin önünden alacaktı.  Acartürk gelir ve evin önünde beklemeye başlar.Fakat arkadaşı aşağıya bir türlü inmez. Sonra telefonla  arar ona “Hadi ben geldim. Neye aşağıya inmiyorsun?” diyecektir. Ama telefonda  arkadaşının çocuklarından kötü haberi alır... Haydar Koyuncu abdest  aldıktan sonra çoraplarını giyerken fenalaşmıştır. En  yakın hastaneye kaldırılır ve o hastanede de vefat eder.

Bu iki insanın arkadaşlıkları bizim bu şehirde ender gördüğümüz en iyi arkadaşlıklardan birisiydi. Katıksız ve karşılıksızdı. Temelinde de sevgi ve saygı vardı.

Ara da bir yazacağız unutulmayan arkadaşlıkları. Bugün ilkini yazdık.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.