Konya
28 Mart, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.33
  • EURO
    35.07
  • ALTIN
    2301.6
  • BIST
    9056.12
  • BTC
    70495.76$

Gecikmeden Tövbe Etmeli

13 Nisan 2020, Pazartesi 09:00

İnsanoğlu yaratılış itibariyle hata yapabilmektedir. Bu hatalar bazen yaratanına karşı bazen insanlara karşı olmaktadır. Dünyaya tertemiz, günahsız olarak gelen insanoğlunun günaha bulaşma tehlikesi karşısında en büyük sığınağı ise tövbe kapısıdır. Tövbe pişmanlık duymak ve yapılan hatayı bir daha yapmamak üzere ondan tamamıyla vazgeçmektir.

Sözlükte “pişmanlık, dönme, nedâmet” anlamına gelen tövbe, İslâmî bir kavram olarak, kulun işlediği kötülük ve günahlara pişman olup, onları terkederek Allah’a yönelmesi, emirlerine uymak ve yasaklarından kaçınmak suretiyle Cenâb-ı Hakk’a sığınarak bağışlanmasını dilemesi demektir.

Tövbe kalpte samimi bir pişmanlık duygusunu hissederek, samimi bir itirafta bulunmaktır. Tam nedametle, işlenen günahlardan uzaklaşıp bir daha asla yapmamaktır.

Bu dünyada can bulan insan, kısa bir yaşamdan sonra ölümle bu dünya hayatını nihayete erdirmektedir. Ölüm, genç-yaşlı demeden her nefis için haber vermeden gelecek. Binaenaleyh tövbe etmekte geç kalınmamalıdır. Bir an önce hatadan dönmek ve manevi kayıpları telafi etmek gerekir. Yapılan bu hatalardan dönmek, dünya ve ahiret mutluluğu ise pişmanlık duymak, tövbe etmekle mümkündür.

Sevgili Peygamberimiz, “Canı boğazına gelmedikçe Allah tövbeyi kabul eder.” (Tirmizi, Daavat, 103.)  buyuruyor. Kâinatın ömrünün sona ermesi yani kıyametin büyük alametlerinin belirmesi ile bütün insanlar tövbe etme imkânını yitirmiş olurlar.  “Güneş batıdan doğmadan önce tövbe edenin tövbesini Allah kabul eder.” (Müslim, İman, 12.) hadisi bu gerçeği ifade ediyor.

Tövbe, insanın günahına pişmanlık duyması ve Mevlâ’dan af dilemesidir.

Tövbe, günah kirlerinden arınma ve bir daha işlenmeyeceğine dair Allah’a söz vermedir.

Bizlere her konuda en güzel örnek olan Peygamberimiz (s.a.v.) “Günde yetmiş kereden fazla tövbe ve istiğfar ediyorum.” (Buhari, Daavat, 3.) şeklindeki beyanı bize bu konuda yöneltilmiş bir uyarı içermektedir. Yapıp ettiklerimiz, kulluk bilincimizin ve imanımızın kuvvet derecesini gösterir.

Tövbe, günahtan sevaba geçiş, şerden hayra dönüştür. Tövbe, Hakk’a dönüş ve karanlıktan aydınlığa çıkıştır. Tövbe, bir arınış ve günahlarla kirlenen insanın tek kurtuluş ümididir.

Müslüman Temiz demektir. Abdest ile gusül ile bedeni temizliğini, elbisesinde, namaz kılacağı yerde bulunan pislikleri gidermek suretiyle elbisesini, yapmış olduğu hatalara tövbe etmek ve ibadetlere yönelip, ahlâken kemale ermekle maneviyatını temizlediği kişidir.

Önde gelen İslâm alim ve müteffekirlerinden İmam Gazzâlî: Cilalı aynanın karşısında duran insanın aynaya yansıyan nefesi, aynayı kararttığı gibi, kişinin uyduğu şehvet ve işlediği günahlardan oluşan karanlıklar da kalp üzerinde birikerek onu paslatır, karartır. Aynanın yüzünde biriken pas zamanla madenin içine işleyip maddesini bozduğu gibi,  kalbin üzerinde biriken pas da tab’ı (tabiat) olur, kalbin üzerini kapatır..” (Gazzâlî, İhyâ, IV, 10)

 

Yapılan hatalara tövbe etmek her insan için gerekli bir prensiptir. Hata varsa hatadan dönme imkânı da varsa o zaman hataya nedamet duymak kişi için en doğru davranışı şeklidir. Sadece günahları terk etmek yetmez, sâlih amelleri de işlemek gerekir. Çünkü cennete götürecek iki şeyin birisi günahları terk etmek, diğeri ise sâlih amelleri işlemektir.

Tövbe, pişmanlıktır ve her pişmanlık bir tövbedir. Tövbe, kulun yaptığı yanlışın farkına vararak bu yanlıştan dönmesi, bozulan mânevî hayatını yeniden düzene koymasıdır.

Yüce Rabbimiz yapmış olduğumuz günahlarımızı, hatalarımızı, isyanlarımızı, kusurlarımızı affeylesin. Ne mutlu günahlarını idrak edip tövbeye koşanlara!

Yüce dinimiz İslâm, tövbe ve istiğfarı, Cenâb-ı Hakk ile kul arasında gerçekleşen bir olay olarak görür. Müslüman tövbe ve bağışlanma dilerken, başka bir yardımcıya ve aracıya gerek duymadan görevini yerine getirebilir. Allah'ın biz kullarına açmış olduğu tövbe kapısını sık sık çalmalı, bağışlanma dilemeli ve gerçek huzurun bunda olduğunu bilmelidir.

Önemli olan, İlâhi emir tecelli etmeden, yani can boğaza gelmeden önce, Yüce Allah'ın rahmet kapılarından gereği gibi faydalanmalı ve tövbemizi geciktirmemeliyiz. Gönülden Muhabbetlerimle…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.