Konya
24 Nisan, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    32.55
  • EURO
    34.90
  • ALTIN
    2430.3
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66262.1$

?Fitne?ye karşı uyanık olmak

04 Ağustos 2016, Perşembe 08:46

Müslüman fitne çıkarmaz, fitneye sebep olmaz. İyiliği emrederken bile fitneye sebep olmaktan korkar. Fitne çıkacaksa, fitne ortamı oluşacaksa susar. Yani doğru da olsa fitneye sebep olacaksa, söylemez.   “Her doğru her yerde, her zaman söylenmez.”  Fitneden imkânlar ölçüsünde kaçınır. Kafa karıştıracak, karışıklığa neden olacak işlerden uzak durur.

Hz. Peygamber (sav) şöyle der:

“Fitne uykudadır, uyandırana Allah lânet etsin”

Fitneyi uyandırmak büyük günahtır. Fitneyi uyandırmamak için Müslüman;

– Doğru, dürüst ve dikkatli olmalıdır.

– İşlerinde orta yolu tutmalı, her türlü aşırılıktan kaçınmalı,

– Kılık kıyafeti, davranışları ile fitneye sebep olmamak için elinden geleni yapmalıdır. Dinine, inananlara zarar vermemeye dikkat etmelidir.

K.Kerim’de Bakara Sûresi ayet 11; ” Onlara "Yeryüzünde düzeni bozmayınız" denildiğinde, "Hayır, biz yalnızca düzelticileriz" derler.

Bu ayetin Tefsiri;

11. Her insan kendi aklını beğenir ve tuttuğu yolun doğru olduğunu iddia eder. Sıra iddianın deliline gelince müminle kâfirin farkı ortaya çıkar. Müminin delili, aklının yanında, hatta önünde bulunan ve doğru bilginin kaynağı olan vahiydir, Kur'ân-ı Kerîm ve hadislerde yer alan bilgiler ve açıklamalardır. Hz. Peygamber'e (sav)’e İnanmayanlar ise yalnızca beşerî bilgi kaynaklarıyla yetinmek durumundadırlar. Beşerî bilgi kaynakları birçok konuda, tek başına doğruyu bulmaya, bilmeye yeterli olmadığından bununla yetinenler hataya düşerler, yanlış yollara saparlar; ancak gerçeği bilmedikleri için kendi bildikleri ve yaptıklarının doğru olduğunu savunmakta ısrar ederler. Hak dine inanmayanlar, akıl üstü konularda yanıldıklarını ancak çıkmaza saplandıkları, sistemleri tıkandığı, bunalımlar baş gösterdiği zaman kısmen anlarlar, çoğu defa yine anlamaz, yanlış yorumlara girişirler, gerçeğin bilgisi âhirete kalır ki bunun da artık dünyada onlara faydası olmaz. [1]

FİTNENİN KESTİĞİ BEREKET

Ebû Hureyre (ra) anlatıyor:

Hz. Peygamber (sav)’a bir kaç hurma ile geldim, ve:

— Ey Allah'ın Resulü, bu hurmaların bereketlenmesi için Allah'a duâ buyur; dedim. Hz. Peygamber (sav)   da hurmaları alıp bir araya topladı ve bereketli olmaları için dua etti.

Duadan sonra bana da dedi ki:

— Bunları al, dağarcığına koy. Almak istediğin vakit, elini dağarcığına koyarak al, fakat hepsini bitirme!

Bu hurmalardan Allah yolunda çalışırken 200 kiloluk yük aldım. Hazreti Osman'ın şehîd edildiği güne kadar bu dağarcık böğrümden ayrılmadı. O günkü fitneden sonra artık bereketi yok oldu.  (Tirmizî)

 Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:

“... Fitne, adam öldürmekten daha kötüdür...”  (Bakara sûresi, ayet 191)

“ Fitne uykudadır, uyandırana Allah lânet etsin! “ (Hadîs-i şerîf-Berîka)

Zamânımız fitne zamânıdır ve yakındır ki, fitneler dünyâyı sarar. (İmâm-ı Rabbânî)

Fitne çıkaran âlimden ve câhil âbidden (çok ibâdet edenden) sakınınız. Bunların hâline meftûn olan (gönlünü kaptıran) için ikisi de fitnedir. Hem de çok tehlikelidir. (İmâm-ı Şa'bî)

Zünnü-i Mısrî demiştir ki:

İnsanların arasına fesâd altı şeyden girmiştir:

1-Âhiret ameline niyetin zayıflığından,

2-Bedenlerinin şehvetlerine rehin olmasından,

3-Ecellerinin yakın olduğu halde emellerinin uzun olmasından,

4-Mahlukların rızasını Halık’ın rızasına tercih ettiklerinden,

5-Kendi hevalarına tabi olup Peygamberinin sünnetlerin arkaya atmalarından

6- Selef’in küçük zellelerini yaşayış şekillerine hüccet alıp onların asıl her zamanki hayatlarını örnek edinmediklerinden.

DÜŞMAN BOŞ DURMUYOR

Atalarımızın ifadesiyle : “Su uyur, düşman uyumaz.”

Milletler, dinler ve ideolojiler hep varlık mücadelesi içinde, kendisin var olabilmesi için yok etme çabasında…

Bugünkü ortam, her türlü istismarın yapılmaya müsait olduğu bir ortam. Düşman fark ettirmeden ırkçılıkla, muhtelif fitne unsuru taşıyan öğelerle kaşıyıp duruyor… Dinde tartışma konuları icad ediyor. “Kendilerine fitne çıkarmayın denilince biz ıslah edicileriz” diyorlar. (Bakara:11)  “Kendilerinde eğrilik bulunanlar, sırf fitne çıkarmak, başkalarını saptırmak için Kur’an’ın müteşabih ayetine tabi oluyorlar.” (Al-i İmran:7)  Kıyıda köşede kalmış, zayıf görüşleri günün meselesi haline getirip, ön plâna çıkararak, esas meseleleri unutturup kafa karıştırıyorlar.

Her fırsatta her vesile ile sun’i problemler üretiliyor. Müslümanları birbirine düşürülmeye çalışıyorlar. Farklı gruplar ve farklı din anlayışı yerleştirmeye çalışıyorlar. …”ist”ler, ”izm”ler bayraklaştırılıyor. Bazıları da bunlara malzeme oluyor.

İslâmi değerlere saldırarak, sinsi oyunlarla Müslümanları sokağa ve kavga ortamına çekme çabalarıdır. Molla Nasreddin, Konya Medresesinde okurken, sokakta büyük bir kama ile yakalanır. Emniyette : “Sen bununla ne yapıyorsun?” derler. “Ben bununla kitaplardaki yanlışları düzeltiyorum” der. “Bu, bu iş için biraz fazla büyük değil mi?” derler. “Yanlışlıklar o kadar çok ve o kadar büyük ki, bazen bu bile yetersiz kalıyor” cevabını verir.

Diyanetle halkın, Devletle milletin arasına açmaya uğraşıyorlar. Bu millet, bizim milletimiz, bu devlet bizim devletimiz. Bu vatan bizim vatanımız. Çekip gidecek başka bir yerimiz yok.  Şer güçlerin hedefi  Anadolu.   Dost diye yanaştığımız bütün milletler, hep sinsi oyunlar peşinde. Geçmişte olduğu gibi, en küçük fırsat bulsalar sinekler gibi üşüşecekler. Her bireri gece gündüz ajan gibi çalışıyor. Osmanlı Devleti nasıl yıkıldıysa bugün tek, hür ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti de aynı şekilde yıkılmak istenmektedir.

Uyanık olalım, düşmanın oyunlarına gelmeyelim.

                                                                                                                                      

Kaynaklar :

[1] Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, Prof. Dr. İbrahim Kafi Dönmez, Prof. Dr. Sabrettin Gümüş, Kur’an Yolu:I/26.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.