Konya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.85
  • ALTIN
    2508.1
  • BIST
    9673.89
  • BTC
    64630.54$

Fikir Temizliği (1)

17 Temmuz 2019, Çarşamba 09:15

İslâm’da kirlilik iki şekilde düşünülür.

1-Maddi kirlilik. İnsanın elinin, yüzünün, elbisesinin, çev­resinin temiz olmaması gibi.

2-Manevi kirlilik: İnsanın cünüp olması, kadının hayızlı olması, Namaz, Tavaf, Secde gibi ibadetleri yapacaksa kişinin ab­destsiz olması, gözün harama bakması, dilin kötü sözler ve küfürler söylemesi, fikirin ve gönlün kötü duygu ve düşünce­lerle meşgul olması da manevi kirlilik kabul edilmiştir.

Maddi kirliliğin izalesi suyla olur. Manevi kirlilikten te­mizlenmek ise bazen suyla, bazen de tövbe ile olur. Mesela;  cünüplükten, hayız halinden, abdestsizlikten su ile kurtuluruz. Ama gönül ve fikir kirliliğini su temizlemez, onu pişmanlık, nedamet ve halis tövbe temizler.

İslâm, amelleri niyetlere göre değerlendirir. Maksat hâsıl olsa bile niyet hâlis olmazsa kıymeti yoktur. Vücudun kompütürü olan beyinde kasıt ve karar olmalıdır. Hayber savaşında, Müslümanlar tarafında savaşarak ölen Kuzman’ın niyeti hurmalıklarını ve mallarını kurtarmak olduğu için şehit sayılmaması buna örnektir. Yapamasa bile niye­tinden iyi şeyler geçiren kişiye bir ecir (sevap) vardır, yaparsa on sevap alır. Akla gelen kötü şeyler üzerinde bilerek durulup olgun­laştırılmazsa günah yoktur, bu kötü düşünceleri yaparsa bir günah vardır.(1)

Yani iyiliklerin karşılığında, mükâfatında artırmalar, katlamalar vardır. Ama kötülüklerde, günahlarda fazlalaştırma, katlama yok, cezalar birebirdir. Hatta “Mümi­nin niyetinin, Allah nazarında amelinden daha sevimli oldu­ğunu, çünkü niyette riyakârlık olmadığı halde, fiiliyata dökü­lünce riya karışabileceğini...”(2) bildiren hadisler vardır.

Adamın biri; “Mümin kardeşlerim hayvanlarını bağla­sın­lar” diye bir kuyu başına, çayırların üstüne kazık çak­mış. Başka biri “Karanlıkta gelen kardeşlerimin ayağına takılır, düşüp yaralanmalarına sebep olur” düşüncesiyle söküp at­mış. Niyetleri iyi olduğu, duyguları temiz ve pâk olduğu için Allah ikisine de sevap vermiş.

Su-i zan (kötü düşünce), haset, kıskançlık, çekememezlik yani negatif duygular şeytanın huy ve hasletidir, Müslüman’a asla yakışmayan tavırlardır. Böyle olumsuz duygularla mü­cehhez bir beyne, duygu âlemine sahip olan insanların mutlu olamayacaklarını bugün tıp ispat etmekte, hatta bu durumda olan insanların, pozitif insanlardan daha az yaşayacaklarını, hastalıklara daha fazla yakalanacaklarını, dertlerinden ve tasalarından daha zor kurtulacaklarını ispat etmektedir. Pozi­tif insanların beyin fonksiyonlarının daha güçlü çalıştığı da ortaya çıkmıştır.(3) Erzurumlu Kemalî şöyle yazmış:

Her ne yüzle baksa göz, ayinede kendin görür

Vechini  pâk eyle kim mirata bühtan olmasın

Yani: Aynaya bakacaksan gözün, gönlün, yüzün temiz ve düzgün olsun, aksi olursa, iyi şeyler göremezsin ve aynaya, iyi göstermiyor diye iftira atarsın.                       

Büyük Şeyh Muhyiddin-i Arabî: “Her ne görürsen Al­lah’tan olduğunu idrak et. Aziz birini görürsen Allahın Aziz sıfatı ne güzel tecelli etmiş, zelil birini görürsen, Müzil sıfatı, cömert birini görürsen Muhsin sıfatı ne güzel tecelli etmiş deyiver çünkü her şey Allah’tandır.” İşte fikir temizliği diye buna denir, her hal ü kârda işin iyi tarafını görmek gerekir. Onun için gerçek ve inançlı müminler kolay kolay stres ve sıkıntıya düşmezler.

Cumhuriyet döneminin güzide şahsiyetlerinden Süheyl Ünver başına bir bela, bir musibet geldi mi “Allah benim elimi bir dikenle kanattı, acaba hangi gülü koklatacak” felse­fesiyle hareket eder ve fazla üzülmezmiş.(4) Gerçekten kısa bir müddet sonra dediği çıkar, iyi ve güzel şeylerle karşıla­şırmış. Çünkü Cenâb-ı Allah “her zorluktan sonra bir ko­laylık var”(5) buyurmuştur. 

Son zamanlarda çok çalışmaktan gözleri kapanan Cemil Meriç için Necip Fazıl şöyle diyor: “Allahın iç gözü daha iyi görsün diye, dış gözünü kapadığı gerçek ve sahici münevver Cemil Meriç”(6) Malum dış göze basar, iç göze basiret derler. Dış gözü görmediği yani âmâ olduğu halde, görenlerden daha fazla esrar-ı ilâhiyi keşfeden insanlar çoktur.

Dipnotlar:

1-Buhârî, Rikak 31; Müslim, İman 206-207.

2-Mecmeu’z-Zevâid c. 1, s. 61, 109; İbrahim Canan, Hadis Ansiklopedisi,

         Zaman Yay.  c. 16, s. 8.  

3-Dünyaca ünlü Kalp cerrarımız Prof. Mehmet Öz, verdiği bir konferansta

        “kalp hastası olmama veya olduktan sonra iyileşme hususunda ibadet ve

         duanın büyük fonksiyonu var” dedi.   Kanal 7 haberleri, 25. 06. 2004.

4-Ahmet Güner Sayar, “A. Süheyl Ünver”, Ötüken Yay. İst. 2011, s. 451.

5-İnşirâh Sûresi, 5.

6-Dursun Gürlek, “Çınaraltı Kitap Sohbetleri”, Timaş Yay. İst. 2011, s. 76.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.