Konya
23 Nisan, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.57
  • EURO
    34.83
  • ALTIN
    2418.3
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66039.9$

Engellilere engel olmanın vebali vardır

08 Aralık 2021, Çarşamba 09:10

Devletimiz “Sosyal Devlet” anlayışıyla bir çok kesime yardım etmekte. İçlerinde “torun bakan nine” “yaşlı bakan aile ferdi” “çalışan anneye bakıcı desteği” bile var. Yeterliliği, gerekliliği tartışılabilir elbette. Bir İskandinav ülkesi birkaç yıl önce “ 18 yaşını dolduran gençlere aylık maaş bağlanması” konusunu referanduma götürmüş ancak “tembellik” nedeni olabileceği gerekçesiyle reddedilmişti. Ben devletin engellilerimize verdiği desteği hiç tartışmam, zorunlu bulurum hatta maksimize edilmesi gerektiğine inanırım.

 Fiziksel veya zihinsel bir rahatsızlıktan dolayı bazı duyu ve organlarını yeterli düzeyde kullanamayan ya da kısıtlı olarak kullanan bireylere engelli denilmektedir. Birleşmiş Milletler Sakat Hakları Bildirgesi’nde “kişisel ya da sosyal yaşantısında kendi kendisine yapması gereken işleri herhangi bir noksanlık sonucu yapamayanlar” sakat” olarak tanımlanmaktadır.  Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı açıklamalarına  göre 2020 Temmuz ayı verileriyle Ulusal Engelli Veri Tabanına kayıtlı 2 milyon 530 bin 376 engelli vatandaşımız vardır. Görme, işitme, dil ve konuşma, ortopedik, zihinsel, ruhsal ve duygusal, süregen hastalık ana engel gruplarıdır.

Engellilerimiz seslerini sadece 3 Aralık özel günlerinde duyurmamalıdır, 365 gün yanlarında olmalıyız. Dahası onlar kentimizin tüm yaşam alanlarında bizlerle birlikte olabilmelidir. Bunun yolu “engelli dostu şehirler” kurabilmektir. Engelli vatandaşların seyahat, ulaşım, eğlence gibi kamuya açık alanlarda herkes gibi eşit ve özgürce yararlanmalarını sağlayabilen kentlere “engelli dostu şehir” denilmektedir. Tüm kentlerimiz elbette Konya da dahil olmak üzere engellilerimize “engelsiz yaşam” sunmak çabasındalar. Selçuklu Belediyemizin otizmli bireylere yönelik kurduğu muhteşem merkez “SOBE”;  Belediyelerimizin Engellilere yönelik nakil araçları, akülü tekerlekli sandalye şarj alanları, Büyükşehir Belediyemizin “Engelli Destek Birimi” elbette güzel uygulamalar. Bence yetmez; engellilerimiz kentin  tüm yaşam alanlarında özgürce yaşamını sürdürebilmelidir, gerisi “engellilere engel koymaktır” Sadece Engellilere yönelik Yaşam Merkezleri değil tüm kent Engelli Yaşam Merkezi halinde olmalıdır. Tüm trafik sinyalizasyonlarında görme engelliler için sesli ikaz sistemi olmalıdır, kaldırımlarımız engellilerin rahatça kullanımlarına uygun şekilde yapılmalıdır, toplu ulaşım araçları engellilerimizin kullanımını kolaylaştıracak şekilde dizayn edilmelidir. Görme engellilerin yol kullanmalarını kolaylaştıracak özel yürüme yolları mutlaka yaygınlaştırılmalıdır. Kentlerde yaşlı ve engellilerimizin tüm alanlarda yaşamalarını mümkün kılacak düzenlemeleri yaygınlaştırmak tüm Belediye Başkanlarımızın vebalidir.  Devletimiz tüm kamu kurum ve kuruluşlarında engellilerin kolayca kullanımlarını sağlayacak düzenlenmeleri yerine getirmelidir. Maalesef bir çok okul, üniversite, kamu kurumuna engellilerin hatta yaşlıların giriş çıkışları   bile mümkün değildir. Asansörsüz bir çok devlet kurumumuz vardır ülkemizde.

Özel sektör de engellilere yönelik istihdam dışında da kolaylıklar sağlamalıdır. Örneğin banka ATM’lerinin yüzü bırakın binde kaçı yaşlı ve engellilerin kullanımına uygundur sizce? Çok küçük bir oran dışında çoğu ATM  cihazına mesela ortopedik engellilerin  ulaşması bile mümkün değildir.. Kaldırımlarımız araç parkı, bazen elektrik direği, çöp konteyneri gibi engellerle kullanım dışıdır engelliler için. Tüm kent sadece 3 Aralık tarihinde değil her gün engellilerin gözüyle değerlendirilmeli ve engellilerin önüne konulan engeller kaldırılmalıdır.

Engellilere destek sadece devletin değil milletin her ferdinin de görevidir. Kimin kaç saniye sonra engelli olacağını Allah bilmektedir. Sağlıklı olmak bir nimettir, şükür gerektirir ancak engellilere empati uygulamak; gerekli saygı ve sevgiyi göstermek her bireyin görevidir. Realite böyle değil maalesef. Araçları olmadık yerlere park etmek, otoparklarda engellilere ayrılmış yerleri bilinen ve görünen özrü olmayan bireylerce işgali  maalesef önlenememektedir. “Yerimi alıyorsun, engelimi de alır mısın” gibi iç acıtan tabelalarla bile bu işgal önlenememektedir. Bir engellinin  kendi kullanımına sunulan hakkını kullanmasına engel olmak ciddi vebaldir bence. Ben anlayışsız vatandaşlarımıza engel olmada devletimizin de daha ciddi olması gerektiği kanaatindeyim. Engelli otoparkını işgalin 2021 yılı cezası 288 liradır. Bu miktar Trafik cezaları arasında en ucuz cezalardandır. Araç kullanırken cep telefonu kullanan bireyin zararı kendisinedir, engelli otoparkını işgal etmek aynı zamanda bir başkasının hakkını gasp etmektedir, bir engellinin mağduriyetine neden olmaktır  ancak araç kullanırken cep telefonu kullanmanın  cezaları engelli otoparkını işgalden daha azdır.

Engellilere engel olmak tüm yöneticilerimizin de sağlıklı bireylerimizin de vebalidir. Engellilere destek sadece 3 Aralık’ta değil her zaman gösterilmelidir. Kamu ve özel sektörde engelli istihdamı artırılmalıdır.  Engelli istihdamlarında adalet duygusu ön planda olmalıdır. Bir sınav anısıyla yazımı sonlandırmak istiyorum. Yıllar önce bir kamu kuruluşunun engelli personel alım sınavında komisyon üyesiyim. Kurul başkanımız Genel Müdür Yardımcımız. Sınav arasında kendisine bazı kişilerden telefonlar gelmekteydi. Konuşmayı Genel Müdür yardımcımız  “baş üstüne efendim, verdiğiniz ismi not ediyorum. Yalnız bu bir engelli sınavı, hangi engellinin hakkını yememi emredersiniz?”  şeklinde devam ettiriyor ve konuşma isim verilmeksizin sonlanıyordu. Sınav içimize sinen, adil ve vebalsiz bir sınav olmuştu.

Sağlıklı bir yaşam dilerim. Özürlülerimizin dertlerini her gün sahiplenelim. Engelsiz şehirler tüm engellilerimizin hakkıdır. Saygıyla.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.