Engellenen güzel ülkem (8); Köy Enstitüleri
01 Ekim 2024, Salı 00:06Aslında tuzaklar hep aynı. “utanıyordum, 25 yıllık havacıydım, 1924 yılında Vecihi Hürkuş’un Gaziemir Hava Teknik Okulu’ndan, mezun olduğum, havacılık, başöğretmenlik yaptığım yerden kendi üretimi uçağı uçurduğunu, Vecihi’yi, kendi tarihimizi bilmiyordum. Oysa Amerikalı Wright kardeşlerden, Lockheed kardeşler, Boeing, Douglas, Fransız Bleroit, İngiliz Bristol gibi kişiler ve uçakları bana anlatılmıştı ama Vecihi, Nuri Demirağ, Selahattin Alan, Ali Yıldız’ın yaptıkları uçaklar, kırdıkları rekorlar öğretilmemişti” şeklinde açıklıyor hicranını “Mustafa Kemal’in Uçakları” kitabı yazarı İsmail Yavuz. “Tonguç ve Enstitüleri” kitabı yazarı Pakize Türkoğlu (tanıtım amaçlı yararlandığım İş Bankası kültür yayınları) Eğitim Fakültesi derslerinde Pestalozzi ve John Dewey gibi ünlü eğiticileri anlatırken bir bölüm öğrencilerinin “niçin Tonguç konularımızda yer almıyor ve niçin Köy Enstitülerini incelemiyoruz?” sorusuna muhatap kaldığını anlatıyor. Bizim değerlerimizi anlamıyor, anlatmıyoruz; yabancı hayranlığı ve kopyacılığı daha kolayımıza geliyor da acaba müfredatı kim hazırlıyor veya hazırlatıyor?
Bizim sistemimizi biz yıllar sonra yazılan kitapların övgü dolu satırları arasında okuyoruz oysa 1924 yılında danışman olarak ülkemize gelen ancak çok da yararlı olamayan Amerikalı ünlü eğitimci John Dewey “Türkiye’nin Köy Enstitüleri hayalimdeki okullardır” şeklinde söz etmiş Köy Enstitülerinden; İsviçre Pedagoji Ansiklopedisi ve Fay Kirby doktora tezinde; Unesco ülkemizden uzman isteyerek sistemi önerdiği gelişmekte olan ülkeler raporunda söz etmiş Köy Enstitülerinden. Aslında eğitimde yenilik arayışları çok önceleri II. Mahmut döneminde de var. (1823-1838) Çağdaş ilköğretim zorunluluğu, rüştiye, öğretmen okulları, mühendishane, tıbbiye, Harbiye açılması bu dönemin eğitim yenilikleridir. II. Abdülhamit döneminde kız öğretmen okulları açılıyor. Genç Cumhuriyette eğitim seferberliği gereklidir ancak kurtuluş reçetesi belli değildir. Yurt dışından getirilen uzmanların önerilerini Atatürk benimsemez. 1932 yılında Hasan Ali Yücel Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’ne müdür olarak atanır, İsmail Hakkı da aynı kurumda öğretim üyesidir. Zaman ikilinin eğitim alanında yetkili olmalarıyla ülkemize nice hizmetin gelmesini sağlamıştır. 1937-39 yılları arasında Milli Eğitim Bakanı Saffet Arıkan döneminde Köy Eğitmeni Projesi başlatılmış ve bu proje Köy Enstitülerinin temelini oluşturmuştur. Köy eğitiminin amacı, halka okuma yazma öğretmek ya da sadece basit pratik bilgiler vermek değil, köy toplumunun teknik ilerleme yoluyla, ekonomik ve kültürel yönden çağdaşlaşmasını sağlamaktır. 17 Nisan 1940 yılında Meclis’e getirilen Köy Enstitüleri Kanunu Tasarısının görüşülmesi sırasında; bu okullara yalnızca köyde yetişmiş köylü çocuklarının alınması ile bu hareketin toplumda kentten uzak kalmış yeni bir sınıf yaratacağı, köylülerin parasız çalıştırılarak acımasızca istismar edileceği, kız-erkek bir arada eğitim görmelerinin ahlak anlayışına aykırı olduğu gibi konular çok eleştiri almış yani aslında uygulama tam bir meclis uzlaşısıyla başlamamıştır. 17 Nisan 1940’da Köy Enstitüleri Kanunu”nun kabul edilmesiyle 1937-1940 yılları arasında kurulmuş olan, Eskişehir-Çifteler, İzmir-Kızılçullu, Kırklareli Kepirtepe, Kastamonu-Gölköy Köy Öğretmen Okulları, “Köy Enstitüsü” adını aldılar.1940 yılından itibaren sırayla, 1940’da Adana-Haruniye-Düziçi, İzmit- Adapazarı Arifiye, Antalya-Aksu, Balıkesir-Savaştepe, Isparta-Gönen, Kars-Cılavuz, Malatya-Akçadağ, Kayseri-Pazarören, Samsun-Ladik-Akpınar, Trabzon-Beşikdüzü, 1941’de Konya-İvriz, 1942’de Sivas-Yıldızeli, Erzurum-Pulur, 1944’de Aydın-Ortaklar,Diyarbakır-Ergani-Dicle, 1948’de Van-Ernis Köy Enstitüleri olmak üzere 21 Köy Enstitüsü kurulmuştur . Kurulan Enstitülerin, köy öğretmeni ve köye faydalı olacak meslek mensuplarını yetiştirmeyi amaçladığından şehir ve kasabaların dışında, tarıma elverişli arazisi bulunan yerlerde yurdun her bölgesini içerecek şekilde kurulmasına özen gösterilmiştir. Öğretim süreleri en az beş yıl olan Enstitülere, tam devreli köy ilkokullarını bitirmiş sağlıklı ve yetenekli köy çocukları seçilerek alınmışlardır. Bundaki amaç, Yücel’in de belirttiği gibi,“köylü çocuğunu köylülük mahiyetini kaybetmeden yetiştirmektir. Yücel, Enstitüden yetişecek öğretmenlerin köye gittiklerinde, köy halkına yol gösterici olabilmeleri için kendilerine genel kültür ve mesleki bilgiler ile pratik bilgilerin de verilmesinin amaçlandığı görüşündedir. Burada pratik bilgiden kasıt öncelikle ziraattır. İki yıl içinde dokuz bin çocuk okutulur, bu çocuklar dershanelerini, yatakhane ve atölyelerini kendileri yaparak, ülkenin gelecek nesillerini yetiştirmek için eğitim görüp, meslek öğrendiler. Hasan Ali Yücel, Enstitüleri “bir arı kovanı halinde tam bir aile görüşü ile kendi ihtiyaçlarına cevap vermek mihveri etrafında işleyen bir insan fabrikası”na benzetmektedir. 1946 yılına kadar 17000 öğretmen ve 7300 sağlık memuru yetiştirildi¸ 1943 tarihli Köy Enstitüleri resmi öğretim programına göre; kültür , tarla ziraatı, bahçe ziraatı, sanayi bitkileri ziraatı, zooteknik, kümes hayvancılığı, arıcılık ve ipek böcekçiliği, balıkçılık ve su ürünleri, demircilik, motorculuk, marangozluk, köy yapıcılığı, el sanatları gibi dersler eğitimin ana konularıdır.1946 yılına gelindiğinde Köy Enstitüleri tartışmaları yoğunlaşır. Artık çift partili siyasi yaşam vardır. “Herkes okursa çobanlığı kim yapacak?” üretim amaçlı eğitim amelelik” “burada öğretmenlere makine-motor bilgisi veriliyor, şöför mü yetiştireceğiz öğretmen mi?” programda milliyetçiliğe yer verilmiyor” tartışmaları Meclise taşınır. Millî Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel 28 Aralık 1938 tarihinde başladığı bakanlık görevinden 5 Ağustos 1946 tarihinde uzaklaştırılır. İsmail Hakkı Tonguç 25 Eylül 1946’da Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından İlköğretim Genel Müdürlüğü görevinden alınarak Talim Terbiye Kurulu üyeliğine getirildi, 1949 yılında Ankara Atatürk Lisesi Orta Bölüm Resim-İş Öğretmenliğine atandı. Sahipsizleşen projedir artık Köy Enstitüleri, zaten yeni Milli Eğitim Bakanı Reşat Şemsettin Sirer bu kuruluşlara en baştan karşıdır. Soruşturmalar, yıldırmalarla geçer 10 Haziran 1948 yılına kadarki bakanlığı; yerine gelen Tahsin Banguoğlu’nun ilk icraatı kontenjan azaltımı olur. 9 Mayıs 1947’de kız ve erkek öğrenci yerleri ayrılır, 20 Mayıs 1947 de serbest okuma saatleri kısaltılır,enstitü kütüphaneleri revize edilir, eğitim programı değiştirilir. Sirer’in Köy öğretmen okullarına dönüştürdüğü ve öğrenci kontenjanı azaltılıp alım şekli de değiştirilen okulların Köy Enstitülerine öğretmen yetiştiren Yüksek Köy Enstitüsü bölümü 27 Kasım 1947; eğitmen kursları 28 Haziran 1948’de kapatılır; Demokrat Parti iktidarında zaten amacından sapmış olan tartışmalı Köy Enstitüleri 27 Ocak 1954’de tarih olur. Bir eserimiz daha kendi elimizle yok edilmiştir.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.