Eğitim sistemi!...

Eğitim sistemindeki aksaklıklar hepimizin malumu…

Sürekli değişkenlik gösteren sistemimizde yeni düzenlemeler, yeni yeni gelişmeleri en az bizler kadar sizlerde yakından takip ediyorsunuz…

Çünkü bu sistem hepimizi ilgilendiren bir sistem…

Başbakan Binali Yıldırım geçtiğimiz günlerde bir açıklama yapmıştı.

Türkiye'nin dünyada üniversiteye erişim bakımından ikinci sırada olduğunu söyledi.

Tabi olay sadece üniversiteye erişimle bitse ne kadar güzel olurdu ama işte bunun hem öncesi hem sonrası gibi bir durum söz konusu…

Dünyadaki en iyi eğitim sistemine sahip olduğu iddia edilen bir ülke var, Finlandiya…

Başbakanın açıklamasını okuduktan sonra eğitim sistemleriyle ilgili şöyle bir bakınayım dedim ve Finlandiya’nın sistemini gördüm…

Mesela bu ülkede eğitim bizdeki gibi ücretsizmiş ama ülkenin toplam bütçesinin yüzde 12’sinden fazlası eğitime ayrıldığı için, okul servisi, öğle yemeği, okul malzemeleri ve hatta geziler de dahil eğitim tamamen ücretsizmiş.

3. sınıftan önce not sistemi yokmuş ve 3. sınıftan, 7. sınıfa kadar ‘daha iyi olabilir’ veya ‘mükemmel’ olarak değerlendiriliyormuş dersler.

Çocukların ödev yapmak yerine dinlenmeleri ve aileleriyle vakit geçirmeleri hedeflendiği için Finlandiya eğitim sisteminde ödev neredeyse hiç verilmiyormuş.

Sınavlara değil, hayata hazırlanılan, çocuklar ortaokuldan mezun olana kadar hiçbir sınavdan geçirilmiyormuş, öğrenciler sadece on altı yaşında, ortaokuldan mezun olurken zorunlu bir merkezi teste girmek zorundalarmış.

Öğretmenlik çok prestijli bir meslek olarak görüldüğü için çocuklar en iyi öğretmenlerden eğitim alıyor. Mesela onlardaki öğretmen eğitimleri bizdeki Tıp eğitimine denk ve 6 yıl eğitim gördükten sonra mezun oluyorlarmış.

Yemek pişirmekten örgü örmeye, web sitesi kurmaktan dikiş dikmeye kadar öğrenciler dünyaya uyum sağlamaları amacıyla her şeyi öğreniyor, yüzme derslerinde yalnızca yüzmeyi değil, boğulan birini tanıma amacıyla belirtileri de öğreniyormuş.

Özel okulun olmadığı bütün okulların özel okul statüsünde olduğu ve hiçbir öğrencinin ayrıma tabi tutulmadığı sistemde, herkes kendi evine en yakın okula gidiyormuş. Gidiyormuş ama nerede yaşarsa yaşasın, hangi okula giderse gitsin herkes iyi öğretmenlere, kaliteli malzemelere ve güzel yiyeceklere ulaşabiliyormuş.

Gibi gibi daha bir çok değişik özellikleri var bu ülkenin eğitim sisteminin…

Bizde böyle bir sistem yapılabilir mi?

Bilmem, belki nüfusumuzdan kaynaklı zor olabilir çünkü Finlandiya’nın Nüfusu, sadece İstanbul’un nüfusunun yarısı bile değil…

Ama eğitim sistemine ayrılan paya baktığımda bu bizde de olabilir…

Çünkü bizde bütçenin çoook büyük kısmını eğitime ayırıyoruz ama hala ülkemizin birçok yerinde okuma yazma bilmeden ilkokulu bitiren öğrencilerle karşılaşabiliyoruz…

İmam Hatip Liseleri, Fen Liseleri, Anadolu Liseleri, gerçi Fen Liseleri harici neredeyse bütün okullar İmam Hatip Lisesine dönüştürüldü ama…

Neden bu İmam Hatip açılımı anlamıyorum, bütün çocuklar eşit zekaya sahip olmayabilir ama eşit eğitimle bütün çocuklar neredeyse aynı seviyeye gelebilir…

Şimdi liseye kadar eğitim zorunlu ama yine bir açıklama duymuştum üniversite eğitiminin de zorunlu hale getirileceğiyle ilgili…

Ne güzel, üniversiteyi de zorunlu hale getirelim ama bugün ‘İşsiz Üniversite Diplomalılara’ yenisini eklemekten daha ileri gidebilecek miyiz?

Eğitim politikaları milli olmalı bize ne Finlandiya'dan diyenler olabilir…

Sonuna kadar da haklılar…

Hiç kafa yormadan, ne yapılabilir demeden, geçmişte uygulanmış başarılı bir model devreye alınabilir.

Köy enstitüleri.

Günümüzde sadece şehirli nüfus eğitilmeye çalışılıyor.

Sistemsizlikten başarılıda olmuyor zaten.

Eğitim köyden başlamalı ve şu bir milyoncudan alınan çok uçlu tornavidadan biraz daha randımanlı olan eğitim sistemimiz artık ehil ellerde düzgün bir sisteme oturtulup sürekli değiştirilmek yerine geliştirilerek devam etmeli…