Konya
24 Nisan, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    32.51
  • EURO
    34.79
  • ALTIN
    2422.6
  • BIST
    9738.66
  • BTC
    66450.1$

DÜŞÜNCE PENCERESİNDEN YANSIMALAR

24 Haziran 2020, Çarşamba 08:56

 “Birlikte aynı okulda görev yaptığım edebiyat öğretmenim Nilüfer Hanım'ın şahsıma mektubu"

"Sevgili arkadaşım,yıllar sonra sizi bulmak güzel...İlk zamanlar yazdığınız yazılara şaşırmış ve sizin bu yönünüzü hiç bilmediğimi düşünmüştüm.Bir edebiyatçı olarak yazılarınızı,şiirlerinizi beğeniyordum.Anlatımınız akıcı içerik şahaneydi.Kendimi yakın hissediyor ve sizin yazılarınızı dört gözle bekliyordum.Hayatın size güzel şeyler öğrettiğini ve paylaşmanız için güzel bir dil de nasip ettiğini düşünüyordum.Bu şekilde güzel bir dil güzel bir gönülden kopabilirdi ancak...Bazen keşke yakın olsak hem edebiyat hem din adına konuşacak, paylaşacak ortak yönlerimizin olduğunu düşünüyor ve yılların size çok şey katmış olduğunu düşünerek hem sizin adınıza hem kendi adıma mutluluk hissediyordum.Tasavvufla yakınlığım bana çok güzel şeyler öğretmiş ve gönül gözümle görmeyi büyük bir hoş görüyle insanları kucaklamayı felsefe haline getirmişti..Sizi yazılarınızla daha iyi tanıdım ve daha çok sevdim.Sizin gibi düşünüyor olmak ortak bir noktada birleşmek şahaneydi......Ama bir gün bu duygularımı yıkmaya başladınız.Beni şaşırttınız.Seçimlerde yazdığınız yazılar beni günlerce uykusuz bıraktı.Hayal kırıklığı yaşıyordum.Bir arkadaşım yıllar sonra sıcacık yüreğiyle sarıp sarmalarken düşüncelerimi.....yüreğimi......bir anda altüst oldum.Size yazmalıydım.Yaşadığım hayal kırıklığını paylaşmalıydım......Sizi kendi düşüncelerinize sıkı sıkı bağlı biri olarak hatırlıyorum.Bazen bizim cahilliklerimizde suratınızın asıldığını ve bizleri anlamaya çalışmadığınızı hatırlıyorum.günlerce sessiz kaldığınızı pek az konuştuğunuzu...Size uymayan bir davranışta katılığınız geliyor aklıma...Ben sizi böyle severdim.Anlamazdım ama severdim.Bütün insanlara duyduğum sevgiyle sorgulamadan,neden Yusuf hocam demeden ‘’YARADILANI SEVERİM YARADANDAN ÖTÜRÜ’’sözüyle dışlamadan severdim.Siz bir renktiniz.Siz bir izdiniz yaratanımın ve ben sizi siz olduğunuz için severdim. Sonra yıllar sonra karşıma çıktınız.Fotoğrafınızı gördüğümde ‘’Ah benim kıymetli arkadaşım...’’diyerek sizi yeniden bulma sevinci yaşadım.Erdoğan Beyin kaybını öğrendiğim o günlerde çok içim acıdı.Öğleleri eve gitmediğimiz zamanlarda karşılıklı çay içtiğimizi Erdoğan beyle de olan güzel sohbetlerimiz geldi aklıma.Bana o zamanlar yaşadığım problemi çözmedeki desteği geldi aklıma.Biz bir aileydik.Bu düşünceye dayanarak size yazmalıydım.Beni nasıl karşılayacağınızı pek kestiremiyorum aslında.Belkide bu küçük deli kız kardeşim ne yazıyor neler söylüyor böyle diye düşünüyorsunuz şimdi.Çünkü herkes size karşı hep alkış halinde.Hep iyi yazıyorsun,aferin,işte böyle haddini bildirmelisin diye alkışlanıyorsunuz.Bana yazmış olduğunuz iletiye geri dönememem sizi kırmaktan korktuğum içindi...sizi kırmak ve yargılamak gibi bir düşüncem yok affedin beni sizi üzersem.Biliyorum siz çok hassas bir kalbe sahipsiniz.Biliyorum siz güzel bir insansınız.Sadece size bir hatırlatmada bulunmak istiyorum haddim olmayarak belki...Ama yazmazsam çok daha fazla üzülecektim.Bazen biz insanlar doğru yaptığımızı sanırız.Etrafımızdaki insanlar da bizi öyle karşılarlar ki biz daha da ileri gideriz.Oysa sınanmadığımız hiç bir günah için masum sayılabilir miyiz?????????

Başımıza geldiğinde belki biz onlardan daha beterini yapmaz mıydık????

Her insanın doğruları farklı değil mi? Bu farklılığımız bizim hayatımızı daha çok renklendirmiyor mu? Siz Mevlana’nın,Hacı Bektaşi Velilerin,Şemslerin,Yunusların,Taptukların,Yesevilerin......... yolunda değil misiniz?Biz kul olarak kulluğumuzu yaparken eksikleri söyleme ve eksiklerle insanları sınıflandırma hakkına sahip miyiz.?Güzel gönüllü arkadaşım,seçimler esnasında insanları kucaklayan şiirlerinizin yerini ayrımcı bir ifade yerleşti.Şaşkındım...Önceki şiirleri yazan yusufla şimdiki yusuf birbirine ters düşüyordu.Kimse ‘’Yusuf Bey Mevlana da böyle ayrım yapar mıydı?sizin sevgiyle dolu şiirlerinize ne oldu .’’demedi.son yılmaz Özdil için yazdıklarınızı okuyunca yazmamın gerekliğini bir kez daha düşündüm.Size alkış tutamaz sizi onaylayamazdım.Bunu geçmişteki hukukumuza dayanarak yapmalıydım.Çünkü çerçevenizi gün geçtikçe daraltıyor olmanız canımı acıttı.Özdil biz kimseye yalakalık yapmayız imasında bulunurken bunu nasıl din için değerlendirmeye aldınız anlayamadım.Elbette ki secdede de başımızı gönlümüzü yerle bir ederiz.Elbette ki sadece Allah’ımın karşısında başımız da gönlümüzde yerle yeksandır.....Ama bu adam mecaz anlamda kullanırken bu sözü neden bizim gibi düşünmediği için sonlarının fena olacağını düşünüyoruz???Sadece bizim gibi insanların düşünceleri doğru da onlarınki yanlış mı?buna karar verme yetkisi bizim mi?biz nasıl suçlarız?Ak partili olanlar doğruda olmayanlar  tu kaka mı?Yapmayın hocam bırakın sizin gibi güzel duygularda olanlar siyasetle kirletmesin yüreğini? Mevlana sen bizim partiden değilsin seni sevemeyiz mi demiş yoksa gel gel...bin kere tövbeni bozmuş olsan bile gel mi demiş.......Cemal nur Sargut hanımefendiyle tanışma bir kaç defa sohbet etme şerefine ulaştım.onun dilindeki güzellikler büyüler beni.Kitaplarını ezberledim.Mesnevi baş ucu kitabım oldu.İnançlı ve bağlı biri olarak bir Müslüman’ın bir kardeşini uyarmasının hoş karşılanacağını düşünerek,hakkım olduğunu düşünerek yazmalıydım.Yorumları okuduğumda herkes onlar bir gün görecek biz sütten çıkma ak kaşığız söylemleri beni iyice yaraladı.ne olur siz ayrım yapmayın.Beni düşüncelerimle ,onu yaptıklarıyla dışlamayın.gönül güzelliklerle beslenir.kalbinizi siyahlıklarla karartmayın.Bir de başkalarının çerçevesinden bakın.N e olur o parti bu partiyi savunacağım diye günaha düşmeyin.Farklı düşüncedeki insanların da güzel şeyler yapabileceğini görün.Biz derya içinde bir damla bile değilken insanları yargılama hatasına düşmeyin.Rabbim görür ve bilir.Siz yolunuzda ilerlerken benim yolumda olmayanları kabul etmem iması hoş mu?biz bir sınavdayız.sizin sınavınız farklı benimki farklı.Doğru bildiğimiz yolda giderken başka yolların da başka insanlara göre doğru olduğunu unutmayalım.Herkes sorularına tek başına cevap verecek....İlk yazılarınızla değişmiş diye mutlu olurken son yazılarınızla hayatın size artı bir şey katmadığı düşüncesinden kurtarın beni...yine sevgiyle,Allah aşkıyla yazın.yine seçimden önceki gibi yazın.sizi okurken böylesi yürekler var şükür rabbim diyeyim.Sevgili arkadaşım,sizi incitmek son yapacağım ...Eğer böyle bir şey yaptıysam affınıza sığınıyorum.Elbette ki ne yapacağınız size kalmış.Sizi her zaman okumak isterim.Beni şaşırtın....Bu kadar güzel duyguların sahibi güzel insan,hoş kalın....... hoşgörüyle kalın" .

(CEVABI GELECEK YAZIMIZDA)

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.