Düşmanlarımız ve Müslümanlar!

Konya’da hem ilçe belediyeler hem de büyükşehir Belediyesi Zabıta ekipleri denetimlerini aralıksız sürdürüyor…

Neyi denetliyor, tabi ki vatandaşların mağduriyetlerinin önlenmesi ve haksız rekabetin önüne geçilmesi amacıyla neredeyse bütün işletmeleri, iş yerlerini tek tek denetliyorlar…

Fırsatçıların önüne geçilmesi ve düşmeye başlayan dolara rağmen zamlarına devam eden haksız kazanç zenginlerini durdurmak için devam ediyor bu denetimler…

Sadece memleketimiz Konya’da değil tabi ki…

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın hafta sonu bir açıklaması vardı…

Ticaret Bakanı Pekcan, haksız fiyat artışlarına karşı denetimlerin her tarafta süreceğini söyledi.

Hatta öyle bir şey söyledi ki sayın bakan böyle ağzınız dolu dolu küfür etmek istersinizde, edemez yutkunur kalırsınız ya, işte öyle hissettirdi bana…

Bazı fırsatçıların sattıkları ürünlere yüzde 200-300 oranında zam yaptığını tespit ettiklerini söyledi Ticaret Bakanı Pekcan…

Sosyal medyada dolaşan bir paylaşım var, yüzlerce kişi tarafından paylaşılmış binlerce hatta on binlerce beğeni almış bir paylaşım;

‘Gavurlar doları 0 arttırdı, Müslüman kardeşlerimiz buna karşılık fiyatlara 0 zam yaptı. Düşmanlarımız iyi ki Müslüman değiller…’

Alemlere rahmet olan peygamberimizin ‘İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur’ diyerek müjdelenen Fatih Sultan Mehmet’in torunları, Tüm dünyaya adaleti ile nam salmış Kanuni Sultan Süleyman’ın torunları olarak biz ne hale geldik…

Gerçekten düşmanlarımız Müslüman olmadığı için sevinecek duruma mı geldik?…

Konya gibi bir yerde, huzur ve hoşgörünün şehrinde bile Zabıta ekipleri denetimlerinde birçok iş yeri hakkında tutanak tutuyor ve ceza kesiyor.

Vicdansızlaştık mı, insafsızlaştık mı?

Sayın bakanın açıkladığı yüzde 200, yüzde 300 zam ne ola ki…

‘Komşusu açken, tok yatan bizden değildir’ diyen bir peygamberin ümmetine fakir fukaranın rızkına göz dikmek yakışır mı?

Silkelenip kendimize gelmemiz gerekiyor, dünyada kan ağlayan Müslümanlar varken ve onlara sahip çıkmamız gerekirken daha çok para kazanacağız diye insanların malına mülküne üç kuruş parasına göz dikmek niye?

Cep telefonuma bir ‘yaşanmış bir olay’ diye kısa bir hikaye geldi…

Doğruluk payını bilmiyorum, ama içler acısı durum tamda bizi, bugünümüzü, günümüz Müslümanlarını anlatıyor maalesef…

Sizlerle paylaşmak istiyorum, okuduktan sonra sizde benimle aynı fikirde olacaksınız diye düşünüyorum…

‘Cezayir'de kıt kanaat geçinen Cami hocasının hanımı hasta oluyor.

Doktor doktor gezip çare arıyorlar.

Ama tek çare var ameliyat...

Onun için de çok para istiyorlar.

Hocada para bitmiş.

Son çare Cuma Namazında toplanan halktan ağlayarak durumu anlatıp yardım istemiş.

Namazı kılan gitmiş.

Kimsenin umurunda olmamış.

Hoca üzgün,

Hoca kırgın,

Ne yapabilirim diye dalgın gezerken yolu bir meyhanenin yanından geçiyor.

Sarhoşlardan biri Hocayı tanır tanımaz dışarı çıkıp elini öpüyor, hal hatır soruyor.

Hoca derdini anlatıyor umutsuzca.

Sarhoş, bekle beni hocam diyor ve tekrar meyhaneye giriyor.

Durumu içerdekilere anlatıyor ve 5 dakikada ameliyat parasından çok fazlasını Hocaya veriyor.

Hoca şaşkın,

Hoca sevinçli....

O sevinçle içeri girip "Allah hepinizden razı olsun. Benim sizler için yapabileceğim bir şey varsa söyleyin.." diyor..

Bir kaç sarhoş :

"Hocam bizim için dua et, Allah bize doğru yolu ihsan etsin bir an önce" deyince,

Hoca bağırmış heyecanla ;

"YOK YOK, ALLAH SİZİ BU YOLUNUZDAN AYIRMASIN. BU YOLDAN DA ŞAŞMAYIN" demiş.’