Konya
20 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.50
  • EURO
    34.78
  • ALTIN
    2499.5
  • BIST
    9693.46
  • BTC
    64081.954$

DÜNYA OSMANLIYI ARIYOR (2)

13 Ekim 2015, Salı 00:00

U.S.News dergisinde çıkan şu yorumda bu hakikati dile getirir: "400 sene Osmanlı'nın himayesinde kalan Filistin,  hu­zurlu günlerin arayışı içinde.  Osmanlı devletinin yıkılmasıyla Hıristiyan ülkelerin sömürgesi haline gelen Arap ülkeleri,  Os­manlı'yı hasretle arıyor".([1])   

Mevki-makam  hırsı ve İngilizlerin altınlarına tamâen,  400 sene Mu­kad­des beldeler hatırına Arabistan’ı koruyan,  oralara kol kanat geren,  kendi halkına tanımadığı imkânları Araplara tanıyıp,  Sürre Alayları ile zenginlikle­rini oralara akıtan, İslâm diyarını ve Peygamber yurdunu İngi­lizlere verme­mek için, gıdasızlıktan İs­korpit hastalığına yakalanıp dişleri ve çene kemikleri dökülme pahasına o şanlı Medine Müdafaasını gerçek­leşti­ren ve yüz binler­cesi şehit olup, çölün kumları arasında kaybolup giden, Os­manlı'ya ihanet eden, neticede ölmeden bu kalleşliğinin cezasını çeken Şerif Hüseyin de: "Ekmek kapımız,  velinimetimiz,  koru­yucumuz,  efendi­miz olmadan İslâm dünyası ancak bedbaht olur"([2]),  demek sure­tiyle geç de olsa hakikati itiraf eder. 

Kudüs Üniversitesi Öğretim Üyesi Hafız Abdülhamid'de içini şöyle dö­küyor: "Osmanlı'nın yıkılmasıyla bir türlü huzur bulamadık.  Osmanlı gitti, öksüz kaldık".([3])   

1976 Yılında Yüksek İslâm Enstitüsündeki arkadaşlarımızla Umreye gi­derken Amman'da rastladığımız Filistinli bir genç bize aynen şunları söyle­mişti: "Biz bugün Osmanlıya yaptığımız kalleşliğin vebalini çekmek­teyiz.  Sizin dedeleriniz 400 sene bize hâmîlik yaptı.  Neticede onlar         bu­ralardan yorgun,  yaralı,  aç-bî ilaç vaziyette çekilirken,  onların yarala­rını sarıp, ka­rın­larını doyuracağımız yerde,  bizim babalarımız onlara kurşun sıkmış ve eşyalarını almışlar.  Bu hıyanet Filistin’i ondurmadı."

Dışişleri eski bakanlarından İhsan Sabri Çağlayangil,  Ceza­yir'i resmi zi­yaretinde Bumedyen'in teklifi ile %25 Türk olan Telemsan'a da uğrar ve şu olayla karşılaşır: Kendisi anlatıyor:

 "Genç bir vali bizi karşıladı.  Bele­diyeye gittik.  Yüksek bir yerde oturuyoruz.  Bir ara vali kulağıma eğilerek şöyle dedi.  "Öldü zannettiğim ne kadar insan varsa,  hepsini burada görü­yorum.   Bunların içinde benim kayınpederim de var.  İki bu­çuk sene­dir sokağa çıkmıyordu" dedi.   Dipte oturan yaşlıca bir zat,  salonun orta­sına kadar iler­ledi.  Karşımızda heykel gibi durdu.  Basit bir Türkçe ile "Vezir Hazretleri.  Siz nerde­siniz.   İki yüz elli senedir sizi bekliyoruz"([4]) dedi. 

Balkanlar'daki hasreti de yine eski devlet adamlarımızdan Ali Naili Er­dem'in ağzından dinleyelim:

 "1975 yılında Estergon Kalesini geziyor­dum.  Bir ressamın çalışmalarını seyrediyor­dum. Ressam Türk olduğumu anlayınca,  büyür bir heyecanla ayağa kalktı.  Şapkasını fırlatarak heye­canla şöyle dedi: "Türk çok büyük bir şeydir.  Çok büyük.  Keşke Estergon’dan gitme­seydiniz de Macaristan'da hâlâ adâlet hüküm sürüyor ol­saydı".([5])            

Çavuşeşku'nun devrilmesinden sonra kurulan hükümetin Kültür Ba­kanı Andrei Rleşu’da şöyle der:

"Türkler zamanında dedelerimiz refah içinde ya­şamışlar.  Krallar ve Çavuşesku zamanlarında ise halkımız kendi vatanla­rında esir kampla­rında gibiydi.  Keşke Osmanlı himayesinde kal­saydık ".([6])  

Belçika'da yayınlanan,  tirajı yüksek haftalık KINAÇK dergi­sinde ya­yınlanan bir makalede: "Balkanlar en huzurlu günlerini Osmanlı döne­minde yaşadı.  Osmanlı gitti, huzur ve istikrar bitti"([7]) denmiştir.

Biz tarih kitaplarımızda  Napolyon’a on beş sahife ayırıp,  Yavuza iki say­fayı çok görürken,  biz onlardan kalan eserler hak ile yeksan olurken,  An­tik Yunan eserlerini ihya etmeye çalışırken, biz turistlerden üç-beş kuruş alacağız diye onlara her türlü iftira ve tezviri lâyık görürken,  Onla­rın le­hine en ufak bir şey söylendi­ğinde "Kimse şanlı tarih hummasına yakalan­masın" diye tepinir­ken, DÜNYA OSMANLIYI BEKLİYOR VE ONUN HASRE­TİNİ ÇEKİYOR. 

 

 

Dipnotlar:

1-U.  S.  News dergisi, Şubat 1993 tarihli nüshası.

2-Feridun Cemal Erkin, “Hatıralar” l.cilt.İlhan Bardakcı, Tercüman  Gaz.30.05. 1982.

3-Türkiye Gazetesi, 27. 11. 1993.

4-Bekir Aydın'ın Röportajı, Türkiye Gazetesi, 25.06. 1989. 

5-Tarih ve Medeniyet Dergisi, say: 20 s. 33.

6-Servet Kabaklı,  Türkiye Gazetesi, 24 Ocak 1990.

7-Türkiye Gazetesi 13.  01. 1996.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.