Konya
24 Nisan, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    32.55
  • EURO
    34.86
  • ALTIN
    2436.6
  • BIST
    9722.09
  • BTC
    64906.21$

DÜNYA OSMANLIYI ARIYOR (1)

30 Kasım -1, Pazartesi 00:00
  

Tarihçi Hammer’in tabiriyle Osmanlı İmparatorluğunu; "Evi om­zunda" 400 kişi kurmuştur.  Çadırını omzuna alıp,  Söğüt civarına yerle­şen bu 400 hane,  maya ve cevherlerinde taşıdıkları hasletler sayesinde,  Namık Kemal'in:

Biz ol nesl-i kerim-i dûde-i Osmaniyan’ız kim

Muhammerdir serâpa mâyemiz hûn-i şehaâdet'ten

Biz ol â’l-i himem erbâb-ı cidd-u ictihâdız kim

Cihangirâne bir devlet çıkardık bir aşîret'den

 

Sözleriyle de ifade ettiği gibi, dünyaya 600 sene mührünü vu­racak,  in­sanlığıyla,  adaletiyle,  hüsnü muamelesiyle düşmanlarına bile kendini sevdi­recek,  Yunanistan'ın Solono Piskoposu Dorotheus'a Yıldırım’dan yardım istetecek,  Yedi adaların Os­manlı eline geçmesiyle Aziz Hrıstomos kilisesinde şükran ayini yapılacak,  Girit Venediklilerden alınınca,  Hammer’in de kay­dına göre, Osmanlı ve adaleti geldi diye bayram yapıla­cak ve birçok bölgeden ve özellikle papazlardan "gelin bizim memleketi­mizi de koruyucu kanatlarını­zın altını alın" ([1]) diye davetiye alacak bir imparator­luk kurmuşlardır. 

Osmanlı’yla çok uğraştığı için kendisine Haçlı Âlemi tarafın­dan "Hı­risti­yanlığın şövalyesi" unvanı verilen Boğdan Voyvodası Büyük Stefan ölürken evlatlarına şöyle vasiyet etmiştir: "Belki de yakında himayeye muhtaç olacak­sınız.  Rus’a asla yaklaşma­yın.  Haindir sizi yok eder.  Mec­bur kalırsanız kendinizi Os­manlıya teslim edin.  Adil ve merhametli­dir"

 Buna en bariz ör­nek: Girit’te Venedikliler halkın bin bir zahmetle elde ettiği mah­sulün üçte birini vergi diye tarlada alıp,  eğer pazara sat­maya geti­rirse birde orada vergi alır­ken,  İngilizler Hindistan’da asırlarca müstah­silin hasadının tam yarısını vergi diye alırken,([2]) Osmanlı fethettiği yerlerde bu hususta gayet adil ve insanî davrandığı için, birçok yerde yerli halk on­ları davet etmiş ve gelişlerine se­vinmişlerdir.([3])  

Osmanlı hâkimiyetindeki gayri Müslim halkın çok rahat ol­duğunu,  hatta kendi dindaşlarının idaresinden daha rahat olduğunu,  bu yüzden pa­pazların ve halkın Osmanlıyı memleketlerine davet ettiklerini, ([4]) savaş başlayınca Hıristiyan ahalinin kendi ordularına değil,  Osmanlı ordusuna yardımcı ol­duklarını, ([5]) hatta cephedeki askerlerin bile hür olarak yaşa­maktansa daha iyi şartlar sağlandığı için gönüllü olarak nasıl ecdadımıza esir olduklarını([6]) yine ecnebi kaynaklar yazmaktadır. 

 

Osmanlı’yı erkekçe yenemeyeceklerini anlayan Haçlı Âlemi çareyi içi­mizde asırlardır huzur ve rahat içinde yaşayan tebaayı yani Rum,  Er­meni ve Arapları ifsâd edip ayaklandırmada,  veli nimetlerine karşı hainlik yaptırmada buldular.

  Osmanlının bir lav gibi içine alıp muhafaza ettiği,  asırlarca her şeylerine müdahale etmediği,  dolayısıyla Osmanlı milletin­den daha zengin ve huzurlu yaşar hale getirdiği azınlıklarda,  bu oyuna geldiler. Ekmeğini yedik­leri kapılara işediler. O koca imparatorluk,  o koca çınar birkaç asır içinde sarardı,  soldu ve yıkılıp gitti. 

Ama bu hainlikleri yapanlar sonradan pişman oldular.  Os­manlı da bul­duklarını,  yeni efendilerinde veya zahirende olsa elde ettikleri istik­lallerinde bulamadılar.  Pişman oldular.  Ellerini diz­lerine vurdular ve hâlâ vurmaktalar ama iş işten geçti.

  Şimdi yana döne Osmanlıyı arıyorlar ama heyhat! Büyük bir hasretle Osmanlıyı arayan,  hatta onu ye­niden bekleyen milletlerden birkaç misal verelim:

Ürdün Yüksek Mahkemesi Başkanı Udek "400 sene huzur içinde ya­şa­yan Ortadoğu,  Osmanlı'nın çekilmesiyle cadı kaza­nına döndü"([7]) dedi.  Aynı itirafı yakın tarihte ABD başkan yardımcısı Algore de: "Osmanlı Or­tadoğu’ya huzur ve sükûn getirmişti"([8]) dedi.

 

Dipnotlar:

1-Hammer, “Osmanlı Tarihi” c. 1, s. 323; Yılmaz Öztuna, “Büyük Türkiye Tarihi”, c. 2,

        s. 317; Tarih ve Medeniyet Dergisi sayı, 26, s. 30. 

2-İbrahim Refik, “Destansı Hüzün”, Albatros Yay. 7. Baskı, İst. 2001, s.5-27 İsmail 

        İsmail Hâmi Dânişmend,“Tarihi Hakikatler”,Tercüman Gazetesi Yay.1979, c.1, s. 70.

3-Recep Şükrü Apuhan, “Ruhumda darp İzleri Var”,  İst.  l990 s. 136; Yılmaz Öztuna, 

          “Türkiye Tarihi” c. 5, s. 324. 

4-İsmail Hâmi Dânişmend,“Tarihi Hakikatler”,Tercüman Gazetesi Yay.1979,c.1, s. 210.

5-Fernand Grenard, Asya'nın Yükselişi ve Düşüşü, M.E.B. Yay. 1000 Temel Eser,

         terceme Orhan Yüksel, İst. 1970  s. 123.

6-Tarih ve Medeniyet Dergisi, sayı: 11, s. 24.

7-Yeni Nesil Gazetesi, 20. 01. 1986.

8-Milliyet Gazetesi, 25.03.1995.

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.