Konya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.60
  • EURO
    34.80
  • ALTIN
    2498.3
  • BIST
    9440.8
  • BTC
    64682.49$

Dünya Hayatı Geçicidir

13 Ağustos 2018, Pazartesi 07:42

İçinde yaşadığımız bu muazzam kâinât, tesâdüfen meydana gelmemiştir. Nefsânî arzuların menfaat sahası olarak da yaratılmamıştır. Ancak yüce bir gaye ve maksat için yaratılmış ve bu çerçevede insanoğlu için bir imtihan mekânı kılınmıştır. Dolayısıyla cihanın da insanın da yaratılışı, abes değil; yani sebepsiz, gâyesiz, hikmetsiz ve boşuna değildir.(Osman Nûri Topbaş, Altınoluk Dergisi, 2007. S.257.s.32.)

Dünya hayatı geçici olup bu hayatta bizlere verilen her şey imtihan içindir. Dünya insanlar için elbette çekici kılınmıştır. Hayatta, çoğu zaman bir şeyi hak etmemizin karşılığı, doğal olarak bir sınavdan geçmektir. Yüce Rabbimiz bir ayette şöyle buyurmaktadır.

“İnsanların hangisinin daha güzel amel yaptığını deneyelim diye şüphesiz biz yeryüzündeki şeyleri ona bir zinet yaptık.”(Kehf, 18/7.)

İnsan hayat sahibidir. Dünya var edildiğinden beri nice insanlar yaratılmıştır. Yaratılan her insan, ayrı bir imtihana tabi tutulmuştur. Hayatımızın her aşamasında çeşitli sınavlardan geçeriz. Dünyadaki imtihan ortamında, sağduyu sahibi insana düşen, vicdanının sesini dinleyip, Allah’ın kendisini bir denemeden geçirdiğini hiçbir şekilde unutmaması ve olayın farkında olmasıdır.

Asıl yaşam alanı olan Ahiret için bu dünya, imtihan sahası olarak belirlenmiştir. Dünya hayatı ölümle bitecek ve biten bu hayatta yapılan her şey sorguya tutulacaktır. Dünyanın geçici menfaatlerini elde etmek, bir mü´min için ulaşılacak bir gaye ve hedef değildir. Mü´mininin asıl gayesi ebedî ahiret hayatını kazanmaktır. Bize verilen imtihanların farkında olmalıyız. Ne ile imtihan olduğumuzun farkında olursak o hususlarda alacağımız tedbirler bizler için daha faydalı olacaktır.

Çünkü dünya hayatı nefsanî istekler için süslü ve cazibeli yaratılmıştır. Yani insan daha çok para, mal-mülk, makam-mevki, çoluk-çocuk sevgisi gibi dünya hayatının süsü olan nimetlere karşı tutumu ile denenmektedir. Bir ayette ise dünya hayatının bir oyun ve eğlenceden ibaret olduğu bizlere şöyle hatırlatılmaktadır.

“Dünya hayatı ancak bir oyun ve bir eğlencedir. Elbette ki ahiret yurdu Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?”(En’am, 6/32.)

Dünya üzerindeki her şeyin bir amaç üzerine yaratıldığı bir gerçektir. Dünyada imtihandan geçmeyen kimse yok, ama herkesin imtihanı farklı olabiliyor. Kimi çoluk çocuğuyla, kimi servetiyle, kimi ilmiyle, kimi makamıyla, kimi hastalık veya yoklukla…

İnsan bedeni de dahil sahip olduğu her şeyi dünyada bırakıp ahirete gidecektir. Bu imtihan dünyasının en büyük sırlarından biri, iman edenler için mutlak bir kazançla noktalanmasıdır. Ancak ölümü ve hesabı unutmak insanı günah bataklığına sürükler. Günahlar ise insanın ahirette hüsrana uğramasına sebep olur. Ömür hitam bulunca toprağa konan bedeni çürüyüp gidecek, dünyada hırsla sahiplendiği malı, mülkü zamanla yerle bir olacaktır. Ancak kendisiyle kalacak olan amelleridir.

Dünya ahiret için önemlidir. Yani dünya sadece Allah'ın hoşnutluğunu kazanabilmeniz için bir sınanma, bir eğitim yeridir. İnsan, bu zorlu imtihandan başarıyla çıkabilmek için olanca gücüyle gayret göstermelidir. Peygamber Efendimizin ifadesiyle “Allah’ım! Gerçek hayat sadece âhiret hayatıdır.” (Buhârî, Rikak 1.) Dünya hayatında insana verilen her şey dünyada kalıcıdır. Hayat imtihanını kazanmak isteyen insan, bir gün öleceğini ve yaptıklarından hesaba çekileceğini asla unutmamalıdır. Oysa insanların göz ardı ettiği çok önemli bir gerçek vardır; dünyadaki hayat çok kısadır.

Hayat imtihanında başarılı olmak için insan, sürekli kendini kontrol etmeli ve nefis muhasebesi içinde olmalıdır. Çünkü bu hayata gelen her bir birey için ayrı bir imtihan gerçekleştirilmiş, bu imtihanda niceleri başarılı olurken niceleri de kaybetmiştir. Çünkü kişinin ne malı, ne güzelliği, ne de makamı, kısacası dünyada sahip olduğu hiçbir şey, bunları Allah rızasına uygun kullanmadığı sürece kendisine ahirette fayda sağlamayacaktır.

Yüce Rabbimiz, imtihan şekillerini, sabrın önemini ve sonuçta sabrın kazanımlarını Kur’an-ı Kerim’de bizlere şöyle bildirmektedir. Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele. Onlar; başlarına bir musibet gelince, “Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz” derler. İşte Rableri katından rahmet ve merhamet onlaradır. Doğru yola ulaştırılmış olanlar da işte bunlardır.(Bakara, 2/155-157.)

Yüce Rabbim imtihanımızı başarıyla tamamlayıp dünya ve ahiret huzurunu yakalamayı cümlemize nasip etsin. Gönülden Muhabbetlerimle…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.