Konya
24 Nisan, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    32.52
  • EURO
    34.80
  • ALTIN
    2420.3
  • BIST
    9710.24
  • BTC
    66407.4$

Dünya Bir İmtihan Yeridir

05 Mart 2018, Pazartesi 08:42

Cenâb-ı Hak, kullarına maddi ve mânevi namütenahi ihsanlarda bulunmuş, vermiş olduğu mal, mülk, makam, mevki, evlât ve beden güzelliğinin sadece bunlardan ibaret bir nimet olarak düşünmemek gerekir. İnsan olmanın gerekliliğini yerine getirebilmenin en önemli göstergesi, insanın yaratılış gaye ve hikmetinin bir ifadesidir. Bu ifade şekillerinin en önemlilerinden biri de, Cenâb-ı Hakk’ın yarattığı mahlûkatı için verdiği nimetlere hamd ve şükür vazifesini yerine getirme gayretidir.      

Dünyanın geçici menfaatlerini elde etmek, bir mü´min için ulaşılacak bir maksat ve hedef değildir. Mü´mininin asıl gayesi ebedî ahiret hayatını kazanmaktır. Bu dünyada can bulan insan, kısa bir yaşamdan sonra ölümle bu dünya hayatını nihayete erdirmektedir. Ölüm denen gerçek her gün biraz daha yaklaşıyor. Her geçen gün, yaşlı olsun, genç olsun, bütün insanların ömür takviminden bir yaprak daha düşürüyor ve herkes kaçınılmaz biçimde hayatının sonuna doğru yol alıyor. Bunu, her gün yaşadığımız sayısız örneği ile görüyoruz. İnsan yaşantısının asıl yaşam alanı ise, ölümden sonra başlayan ahiret hayatıdır. Dünya hayatının önemi ve anlamı işte bu noktada ortaya çıkmaktadır.

Hayat imtihanında başarılı olmak için insan, devamlı kendini kontrol etmeli ve nefis muhasebesi içinde olmalıdır. Dünya hayatı nefsanî istekler için süslü, cazibeli yaratılmıştır. Dünyanın her türlü süsü, makamı, malı-mülkü, zenginliği geçicidir. Allah dünyanın geçici ve aldatıcı süslerine tutkuyla bağlanmaktan insanları sakındırır. Çünkü kişinin ne malı, ne güzelliği, ne de makamı, kısacası dünyada sahip olduğu hiçbir şey bunları Allah rızasına uygun kullanmadığı sürece kendisine ahirette yarar sağlamayacaktır.

Mü´min, Allah´ın kullarına ihsan ettiği nimetleri yerli yerince kullanıldığında ahiret sermayesi olabilecek vasıtalar olarak görür. Ahiret gününe ve hesap verme inancı, kişiyi bencillik ve aşırılıklardan alıkoyup, başkalarına daha saygılı olmayı mümkün kılar. Doğru ve dürüst olup, her attığı adımın hesabını yaparken, haksızlıktan ve haram lokma yemekten sakındırır.

Dünya var edildiğinden beri nice insanlar yaratılmıştır. Yaratılan her insan, ayrı bir imtihana tabi tutulmuştur. Dünya hayatı ölümle bitecek ve biten bu hayatta yapılan her şey sorguya tutulacaktır. Yani insan nelerle ve nasıl imtihan olacağını bilmeli, ona göre hazırlıklı olmalı; daha sonra neyin doğru neyin yanlış olduğunu, kendisi için faydalı ve zararlı şeyleri öğrenmelidir.

İnsanoğlu neyin hayırlı ve neyin hakkında hayırsız olacağını bilmediği için daima nefsinden kaynaklanan dürtülerle hareket ederse Rabbine karşı isyânkâr bir kul haline gelebilir. Aslında dünya hayatında verilenler geçici birer metadır ve insanoğlu ölümle bu geçici metaların tümünden istese de istemese de ayrılacaktır. Kendisiyle kalacak olan yalnız amelleridir.

Dünyada imtihandan geçmeyen kimse yok, ama herkesin imtihanı farklı olabiliyor. Kimi çoluk çocuğuyla, kimi servetiyle, kimi ilmiyle, kimi makamıyla, kimi hastalık veya yoklukla…

Bu dünyaya bir imtihan için gelen insan, sabır edip kulluğunun gereğini yerine getirip doğru yoldan ayrılmamalıdır. Yüce Mevlâmız, imtihan şekilleriyle sabrın önemini ve sabır etmenin mükafatını Kur’an-ı Kerim’de bizlere şöyle bildirmektedir.

“Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele. Onlar; başlarına bir musibet gelince, “Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz” derler. İşte Rableri katından rahmet ve merhamet onlaradır. Doğru yola ulaştırılmış olanlar da işte bunlardır. ”(Bakara, 2/155-157.)

Evet bu dünya hayatı geçicidir. Mutlaka ama mutlaka ölümle sonlanacaktır. Ahiret hayatı ise bakidir, ölümle başlayıp ebediyen devam edecektir. Geçici olan dünya hayatının oyun ve eğlencesine, çekiciliğine aldananlar, Cenâb-ı Hakk’ı ve ahiret gününü unutanlar kaybedenlerdir. Lâkin bu aldanışa düşmeyenlerin elbette ki sonu huzur, mutluluk ve bahtiyarlık olmuştur. 

Dünyadaki imtihan ortamında, sağduyu sahibi insana düşen, vicdanının sesini dinleyip, Allah’ın kendisini bir denemeden geçirdiğini hiçbir şekilde unutmamaktır. İnsan, bu zorlu imtihandan başarıyla çıkabilmek için olanca gücüyle gayret göstermelidir. Yüce Rabbim  imtihanımızı başarıyla tamamlayıp dünya ve ahiret huzurunu yakalamayı cümlemize nasip etsin. Sabırla her türlü zorlukların üstesinden gelmeyi nasip etsin.

Gönülden Muhabbetlerimle…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.